(Mevlana Hazretleri Şems
Hazretlerini anlatıyor)
1100. Sevgilisine vaadlerde (İşi yerine getirmek için verilen sözlerde) bulunur, kucağından güller erir;
Kan ağlayan gözleri mahmurluğuyla doldurur.
Gözlerine sürmeler çeker onun;
Kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet) eliyle okşar onu;
Şu beli bükülmüş feleğin, hasetten (Kıskançlıktan) göğsünü-gönlünü yakar.
Kendisinin elest (Allah’ın ruhları yarattıktan sonra”Elestü bi-rabbikim” = ben sizin rabbiniz değil miyim?” dediği zaman, bu hitaptan hoşa giden etki ile kendinden geçmiş ruhlara) şarabını (İnsan eli deymeden olan Tanrı şarabını) kendi sarhoşuna kadeh-kadeh kendi sunar;
Uçmuş gönül doğanına (Gönül sahibi olanı avlamak için giden) kendi eliyle kendisi davul çalar (Kendi eline çağırır).
Allah için sus, susma huyunu öldürme;
Kaside (On beş beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizileri en baştaki beyit ile uyaklı olan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü) geliyor çünkü, kasideyi kısa kes.
Müfteilün mefailün-müfteilün mefailün;
Kapıyı açma, yeni açılmış gül bahçesini az göster.
Kulağını tutup çeke-sürüye seni götürmeye, gönülsüz koymaya, kendinden geçirmeye, kendi gönlüme alıp dikmeye gelmişim.
Gelmişim hoş bir bahar gibi, seni kucaklamaya, güzel-güzel döküp saçmaya a gül fidanı.
Gelmişim bu sarayda sana cilvelenmeye;
Aşıkların duaları gibi seni alıp gökyüzünün yücesine çıkarmaya.
Bir güzelden bir öpücük çalmışsın;
Tatlılıkla, güzellikle geri ver hoca, geri almaya gelmişim o öpücüğü.
Kul (Doğruluk ve özveri ile bağlanmak, tüm doa kanunlarına uyum sağlamak) nedir ki?
Sensin tüm;
Söyle emrini veren sensin;
Başkası seni bilmiyorsa ben biliyorum seni, çünkü sen, bensin.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretleri kendisine doğruluk ve özveri ile bağlanmış olanın görüş yeteneğini artırdığını, büyüklüğünün gereği yardım edip kayıracağını, yaşam şeklini değiştireceğini öğrendik.
2.
Allah dostuna doğrulukla ve özveri ile
bağlanana Allah’ın cennet şarabını bolca ikram ettiğini, gönlünü kendine
çektiğini öğrendik.
3.
Bu sırların aklı başında olanın
söylemeyeceğini, aşkın sarhoşluğuyla söylenen sözler olduğunu öğrendik.
4.
Mevlana Hazretleri uygun bulduğu kişiyi aşkı
öğretmeye kulağından çeke-sürüye götürdüğünü, kişiden gönlünü alıp gönülsüz
koyduğunu, kendinden geçirip aldığı bu gönlü yetiştirmek için kendi gönlüne diktiğini
öğrendik.
5.
Yetiştirdiği kişinin duasının gökyüzünün
yücesine çıkacak duruma getireceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri kendisine doğrulukla ve özveri ile bağlananı bildiğini, kendinden ayırmadığını, başkası bilmese bile değerini bilip takdir ettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
1100. Sevgilisine vaadlerde (İşi yerine getirmek için verilen sözlerde) bulunur, kucağından güller erir;
Kan ağlayan gözleri mahmurluğuyla doldurur.
Gözlerine sürmeler çeker onun;
Kerem (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet) eliyle okşar onu;
Şu beli bükülmüş feleğin, hasetten (Kıskançlıktan) göğsünü-gönlünü yakar.
Kendisinin elest (Allah’ın ruhları yarattıktan sonra”Elestü bi-rabbikim” = ben sizin rabbiniz değil miyim?” dediği zaman, bu hitaptan hoşa giden etki ile kendinden geçmiş ruhlara) şarabını (İnsan eli deymeden olan Tanrı şarabını) kendi sarhoşuna kadeh-kadeh kendi sunar;
Uçmuş gönül doğanına (Gönül sahibi olanı avlamak için giden) kendi eliyle kendisi davul çalar (Kendi eline çağırır).
Allah için sus, susma huyunu öldürme;
Kaside (On beş beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizileri en baştaki beyit ile uyaklı olan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü) geliyor çünkü, kasideyi kısa kes.
Müfteilün mefailün-müfteilün mefailün;
Kapıyı açma, yeni açılmış gül bahçesini az göster.
Kulağını tutup çeke-sürüye seni götürmeye, gönülsüz koymaya, kendinden geçirmeye, kendi gönlüme alıp dikmeye gelmişim.
Gelmişim hoş bir bahar gibi, seni kucaklamaya, güzel-güzel döküp saçmaya a gül fidanı.
Gelmişim bu sarayda sana cilvelenmeye;
Aşıkların duaları gibi seni alıp gökyüzünün yücesine çıkarmaya.
Bir güzelden bir öpücük çalmışsın;
Tatlılıkla, güzellikle geri ver hoca, geri almaya gelmişim o öpücüğü.
Kul (Doğruluk ve özveri ile bağlanmak, tüm doa kanunlarına uyum sağlamak) nedir ki?
Sensin tüm;
Söyle emrini veren sensin;
Başkası seni bilmiyorsa ben biliyorum seni, çünkü sen, bensin.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretleri kendisine doğruluk ve özveri ile bağlanmış olanın görüş yeteneğini artırdığını, büyüklüğünün gereği yardım edip kayıracağını, yaşam şeklini değiştireceğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri kendisine doğrulukla ve özveri ile bağlananı bildiğini, kendinden ayırmadığını, başkası bilmese bile değerini bilip takdir ettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ