(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
2630.
A Tebrizli Şems, sana mat olduk (Yenildik) biz;
Bizden
yüzlerce hizmet, yüzlerce selâm sana.
Bil
ki zaman, sevdanın bir şeklinden ibarettir;
Bizim
şeklimizse zamandan da dışarı.
Çünkü
şu zaman dediğin şey, bir kafestir;
Kaf
dağıyla (Yüce dağ) zümrüdü-Anka’sı (Yeryüzüne inmeyen kuş) bu kafesten dışarıdadır.
Dünya
bir ırmaktır, biz dışarıdayız bu ırmaktan;
Irmağa
düşen, gölgemizdir ancak.
Burada
pek ince, pek zor bir şey var;
Burada
değil amma gene de burada.
A
gönül, canın yüzünden başka hiçbir yüze gülme (İkiyüzlü
olma);
O
(Sevdiğimiz) olmadıkça bütün gülüşler,
ağlayıştır zaten.
Daralan
gönül, gönül değildir;
Çünkü
gönül, pek geniştir, ucu bucağı yoktur onun.
Gönül
gam yemez, gönlün gıdası gam (Üzüntü) değildir;
Gönül,
bir dudu kuşudur (Allah’tan haber getiren yerin kuşudur);
Görülmemiş
tarzda şekerler yer o.
Ağaç
gibi başını ayak yap (Görünmez âlemden kuvvet alarak
yol al);
Çünkü
yolun, inişli, çıkışlıdır (Düz değil) senin.
Dal,
köke bakar amma özündeki güç-kuvvet, ayaktan gelir.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Şems Hazretleri ile oynanan aşk oyununu
kaybettiğimizi, büyüklüğünü kabul ederek hizmet, saygı ve selamlarımızı
sunmamız gerektiğini öğrendik.
2. Yaşadığımız şu zamanın aşırı ve güçlü tutkunun,
sevginin bir şekli olduğunu, şekilleri sevdiğimizi, şekillerin oluşması ve
şekil değişmesine şahit olduğumuzu öğrendik.
3. Şems Hazretlerinin şeklinin-vücudunun zamanın
etkilerinden dışında olduğunu öğrendik.
4. Zaman sınırlandırılmış bir parçasında yaşadığımızı,
yücelere ulaşmışların bu zaman sınırları içinde olmadıklarını öğrendik.
5. Dünya devamlı akışta olan yaşam yeri olduğunu, Allah
dostlarının bu akışta kendilerine sığınanları koruyucu etkilerinden
yararlandırdığını öğrendik.
6. İnce ve zor olanın aşk olduğunu, aşkın hem madde hem
mana yaşamında kendini gösterdiğini öğrendik.
7. İkiyüzlü davranıp başkalarının yüzüne gülmemizin
yanlış hareket olduğunu, bu hareketin sonucunun ağlayış olduğunu öğrendik.
8. İnsanın gördüğünü istediğini, gönlümüzün çok şey
gördüğünü, gönlümüzün çok geniş alanının olduğunu öğrendik.
9. Gönlümüzün üzüntüyü sevmediğini, başımıza ne gelirse
gelsin üzülmenin yanlış olduğunu, üzüntüden sonra sevincin geleceğini bilenlerin
üzülmeyeceğini, gönlünü daraltmayacağını öğrendik.
10.
Allah’tan haber
kulağa değil gönlümüze (Göğüste kalp bölgesine)
geldiğini, sevinç ve mutluluk getirdiğini öğrendik.
11.
Hep görünüre
bakıp üzülmenin yanlış olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Güç,
kuvvet, yardım, görünmeyen âlemden geldiğini, görünür şekle büründüğünü, kuvvet
isteyenin bunu bilmeli ve buna göre davranması gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ