(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
2420.
Hepimizi de sarhoş et (Çok fazla mutlu et bizi) ellerimizi
çırpmaya koyulalım da o vakit seyret bizi.
Seyret
artık sarhoşların dönüşünü (Semasını),
cilvesini;
İşit
artık gürültüyü-patırtıyı.
Bunun
boynuna o, a benim padişahım, sevgilim, efendim diye el atmış;
O
da gül gibi yüzünü yaklaştırmış, sevgilisinin elini-ayağını öpüyor.
Şu,
cömertlikle kesesini açmış, pervasızca dönün diyor.
Öbürüyse
sarığını, hırkasını atmış, bunları diyor, yarın rehine verin.
Orada
coşup köpüren sevgi, yüzlerce anada yoktur, yüzlerce baba da bulunmaz.
Bu,
öbürünü akrabası görüyor;
Sarhoşlukla
düşmanlar bile bu hâle geliyor işte.
O
kavga, dünya şarabından çıkar, Tanrı meclisinde öyle şeyler olmaz.
Ne
kızma vardır, ne kaybetme, ne savaş;
Orada
sâki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan
kişi) vardır, meclisi bezeyen (Süsleyen).
Ne
kızma vardır, ne kaybetme, ne savaş;
Orada
sâki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan)
vardır, meclisi bezeyen (Süsleyen) şarap vardır
ancak.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Sema ederken oluşan sarhoşlukla Tanrı
meclisindekilerin birbirine dost, sevgili olacaklarını, birbirlerini akraba
göreceklerini, düşmanların düşmanlıklarını sona erdirdiklerini öğrendik.
2. Semada olan gürültülerin, sıra dışı hareketlerin, üzüp
şarabıyla sarhoş olanların kavgasına, münakaşalarına benzemediğini öğrendik.
3. Semada kızmanın, kaybetmenin, savaş etmenin
olmayacağını, çünkü bu mecliste insan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan
büyüğün olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sema;
Allah’ın isminin nuruna kavuşmaktan, Allah dostlarını bir arada görmekten
oluşan zevkin sarhoşluğu olduğunu öğrendik.
*
RAVLİ