21 Ekim 2018 Pazar

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2520 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2520. Onların kendileri (Adam olmayanlar) dertle dopdolu;
Senden, gamı (Üzüntüyü), derdi (Sorunu), nasıl uzaklaştırabilirler?

İnce (Kendini belli etmeyen) derde, gama-gussaya (Kederi, üzüntüyü, sıkıntıyı, ıstırabı, tasayı), aşk yalnızlığı gibi derman (Güçlü, kuvvetli, çıkar yol, çare) yoktur.

Ya dostu görmek var, ya havasında yelmek (Acele ve telaşlı biçimde arkasından koşmak);
Bundan başka kimin ne işine yarar şu dünya?

Dostu görünceye dek can, hayaline (Özlediğini zihninde tasarlayarak canlı görüntüsüne bakmaya) dalar da secdeler eder (Yere saygıyla kapanır).

Şamdan gibi tapısından (Bulunduğu yerde, huzurunda) duradur (Hareketsiz dur);
Ululara (Erdemleri bakımından çok büyük, yüce kişilere) fırsatlar (Uygun zaman, uygun durum veya şart) düşer çünkü.

Şu zamaneden (Şimdiki zamandan) aciz (Gücü yetmez) olmuşsun;
Zamanın aslını (Gerçekliğini) ne vakit göreceksin?

Göz, mekândan (Bulunulan yerden) geçti mi o mekânın canını (Kendi varlığını, özünü) tezce görür-gider.

Can yemeğe, beden de kazana benzer;
Kazanı ateşe koy (Canını bedeninde pişir).

Koy da içten-içe kaynayışı seyret;
Ondan sonra da masal (Hayale dayanan, olağanüstü olayların anlatıldığı, abartılı anlatımları) satın almazsın artık.

İçinde bulunduğun zamanı seyre dalarsın (İlerleyişine gözlem yaparsın);
Gerçeklerin seyri-seyranı (Gezip görmenin), iç âlemde olur.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Üzüntü içinde olanların başkalarının üzüntüsünü gideremeyeceğini öğrendik.
2.    Karışık, ucu-sonu gözükmeyen, başka kalıplara girmiş, adeta kördüğüm olmuş sorunların çözümü; Allah dostunu çok sevip yalnızlığa çekilmek suretiyle hallolacağını öğrendik.
3.    Candan sevdiğimiz Allah dostunun hayalinin bile bize çok yardımı olacağını öğrendik.
4.    Sorunları halletmeyip öteleyenlerin, öz eleştiri yapmaktan kaçınanların sorunları çoğalıp şekil değiştirip tanımlanamaz hale geleceklerini öğrendik.
5.    Sorunlarını çözmeyenlerin, özeleştiri yapmayanların anı bilinçli olarak yaşayamayacaklarını, bulanık kafayla aciz olarak yaşayacaklarını öğrendik.
6.    Olup bitenlerin temelini oluşturan gerçeği bulamayanların serseri bir yaşama kendilerini mahkûm edeceklerini öğrendik.
7.    Gözümüzün gördüğünü yeterli sayanların aldanış içinde olabileceklerini, gördüğümüzün canını görmek isteyenlerin hakikati olduğu gibi görme ve anlama yeteneğine kavuşacaklarını öğrendik.
8.    Kişi sadece görünenlere değer verirse yeterli gelişme ve mutluluğa ulaşamayacağını, görünmeyen fakat varlığını etkisi ile anlayanların, bilenlerin gerçek anlayışa ve mutluluğa ulaşabileceklerini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
İçinde bulunduğumuz zamanı anlamak, keyfine varmak, ancak gerçekleri ve geleceği görebilme ile olacağından, iç dünyamızı geliştirmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                    *
RAV



Popüler Yayınlar