5 Kasım 2014 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 960 İNCİ BEYİT

960-  Ben varlığımdan tamamıyla sıyrıldım, tam yok oldum da Tanrı tercümanı kesildim;
İster sarhoş olayım, ister ayık, artık, eksik, onun sözünden başka bir söz duyamaz kimse benden.

Mısır pazarına girdim, bir ulu kişinin katına dek gittim;
Bir Yusuf yüzlü gördüm, gördüm de gafletle (Bilgisizlikle) bu kaça dedim.

Mısır azizi:
Sen âşıksın, onu bağışladım sana” dedi.
Bu, ya olağanüstü insanındandı (İyi olmasından), ya cömertliğinden (Eli açık), ya kereminden (Soylu, ulu, asil olduğundan).

Bense kadrini (Değerini, kıymetini, saygınlığını) bilmedim onun, bu isteği heves (Gelip geçici istek) sandım;
Ah ayrılığıyla çektiğim hasretten(Özlemden), ah gafletimden (Bilgisiz ve dikkatsiz oluşumdan), ah ne de pişmanım şimdi.

Ey gücüyle, kuvvetiyle yüzlerce olmayacak şey gerçekleşen sevgili, and olsun Tanrı’ya iki dünyada da senin gibi işe sarılıp başaran, kesin olarak derim ki yoktur.

Ey Tebriz bu ululamayı sen, ta Elest deminden ta önceden kalem yazmış bunu ve kurumuş artık kalem.
(Allah’ın ruhları yarattığında insan ruhlarına “ Ben rabbiniz değimliyim?” hitabından önce Allah’ın defterinde Şems hazretlerinin ulular arasına isminin var olması

Bahar geldi dostlar, bahçede konaklayalım, kalkın da yeşillik gariplerinin başlarına çizginelim (Etrafında dönüp dolaşalım).

Arılar gibi çiçekten çiçeğe uçalım bugün, uçalım da şu dünya bal kovanının altı bucağını da mamur bir hale getirelim.

Bu kaleden bir bekçi geldi de davulu gizli dövme diye buyruk verdi;
Biz de aşk davulunun dövüldüğü yeri naralarımızla yıkalım artık.

Gökyüzünden gelen sesi duy;
Kalkın ey deliler.
Canım feda olsun âşıklara, bu gün saçalım canlarımızı.

                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Ben ve ben merkezli davranışların, sahip olup güvendiğimiz mal, para ve makamın etki ve baskılarından sıyrıldığımız zaman Tanrı sözlerinin değerini anlayabileceğimizi, sevebileceğimizi ve bu sözlerden başka söylerin değersiz olduğunu bilincine varacağımızı öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin sözlerinin Tanrı sözü olduğunu, dünyada ve ahrette sözlerinin doğru, değerli, geçerli ve etkili sözler olduğunu öğrendik.
3.    Ermiş insanın yanında olanları veya imkânlarını istemenin yanlış isteyiş olduğunu, kendisini istememiz ve sevmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Ermiş, aziz olmuş insanların her işi yaptıracak güçte ve yetenekte olduklarını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerini Allah’ın kendisine dost olarak seçtiğini öğrendik.
6.    Tanrı buyruklarının ilan edilmek üzere her an geldiğini, bu sesi duyacak uygunluğa ve olgunluğa sahip olmamız gerektiğini, her kulağın Tanrı buyruklarını duyamayacağını, bunu duyanların sevinç içinde yaşadıklarını ve yaşamalarının gerektiğini öğrendik.
                       *
İşte böyle yaren,
Kendini yok edip Allah ile var olmuş kişiler olan azizlerin, ermişlerin, velilerin arzularını Allah’ın bu sevdiği kulların arzularını kendi arzusu olarak kabul edip yerine getirdiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar