960- Ben varlığımdan tamamıyla sıyrıldım, tam yok
oldum da Tanrı tercümanı kesildim;
İster
sarhoş olayım, ister ayık, artık, eksik, onun sözünden başka bir söz duyamaz
kimse benden.
Mısır
pazarına girdim, bir ulu kişinin katına dek gittim;
Bir
Yusuf yüzlü gördüm, gördüm de gafletle (Bilgisizlikle)
bu kaça dedim.
Mısır
azizi:
“
Sen âşıksın, onu bağışladım sana” dedi.
Bu,
ya olağanüstü insanındandı (İyi olmasından), ya
cömertliğinden (Eli açık), ya kereminden (Soylu, ulu, asil olduğundan).
Bense
kadrini (Değerini, kıymetini, saygınlığını)
bilmedim onun, bu isteği heves (Gelip geçici istek)
sandım;
Ah
ayrılığıyla çektiğim hasretten(Özlemden), ah
gafletimden (Bilgisiz ve dikkatsiz oluşumdan),
ah ne de pişmanım şimdi.
Ey
gücüyle, kuvvetiyle yüzlerce olmayacak şey gerçekleşen sevgili, and olsun
Tanrı’ya iki dünyada da senin gibi işe sarılıp başaran, kesin olarak derim ki
yoktur.
Ey
Tebriz bu ululamayı sen, ta Elest deminden ta önceden kalem yazmış bunu ve
kurumuş artık kalem.
(Allah’ın ruhları yarattığında insan ruhlarına “ Ben
rabbiniz değimliyim?” hitabından önce Allah’ın
defterinde Şems hazretlerinin ulular arasına isminin var olması)
Bahar
geldi dostlar, bahçede konaklayalım, kalkın da yeşillik gariplerinin başlarına
çizginelim (Etrafında dönüp dolaşalım).
Arılar
gibi çiçekten çiçeğe uçalım bugün, uçalım da şu dünya bal kovanının altı
bucağını da mamur bir hale getirelim.
Bu
kaleden bir bekçi geldi de davulu gizli dövme diye buyruk verdi;
Biz
de aşk davulunun dövüldüğü yeri naralarımızla yıkalım artık.
Gökyüzünden
gelen sesi duy;
Kalkın
ey deliler.
Canım
feda olsun âşıklara, bu gün saçalım canlarımızı.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Ben ve ben
merkezli davranışların, sahip olup güvendiğimiz mal, para ve makamın etki ve
baskılarından sıyrıldığımız zaman Tanrı sözlerinin değerini anlayabileceğimizi,
sevebileceğimizi ve bu sözlerden başka söylerin değersiz olduğunu bilincine
varacağımızı öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin sözlerinin Tanrı sözü olduğunu, dünyada ve ahrette sözlerinin
doğru, değerli, geçerli ve etkili sözler olduğunu öğrendik.
3.
Ermiş insanın
yanında olanları veya imkânlarını istemenin yanlış isteyiş olduğunu, kendisini
istememiz ve sevmemiz gerektiğini öğrendik.
4.
Ermiş, aziz olmuş
insanların her işi yaptıracak güçte ve yetenekte olduklarını öğrendik.
5.
Şems Hazretlerini
Allah’ın kendisine dost olarak seçtiğini öğrendik.
6.
Tanrı
buyruklarının ilan edilmek üzere her an geldiğini, bu sesi duyacak uygunluğa ve
olgunluğa sahip olmamız gerektiğini, her kulağın Tanrı buyruklarını
duyamayacağını, bunu duyanların sevinç içinde yaşadıklarını ve yaşamalarının
gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Kendini
yok edip Allah ile var olmuş kişiler olan azizlerin, ermişlerin, velilerin
arzularını Allah’ın bu sevdiği kulların arzularını kendi arzusu olarak kabul
edip yerine getirdiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ