1200- Zahit (Dinin yasak
ettiklerinden sakınıp buyruklarını yapan) neyi arar?
Merhametini
(Suçlarının bağışlanmasını) ister.
Âşık
neyi arar?
Yaranı
(Dost), cevrini (Eziyetini,
üzüntüsüne almayı), cefanı (Sıkıntını gidermeyi
üstüne almayı arar).
O
(Zahit) elbiseler giyinmiş bir ölüdür, buysa (Âşık) kefene bürünmüş bir diri.
O
(Zahit), canını kurtarmaya koşar, bu (Âşık), aşka kurban olur.
O
(Zahit), canını elde etmek için baş kor, buysa (Âşık) kendi canına düşmandır.
Ey
Hamel burcuna girmiş (21 Mart’ta Koç burcuna girilir,
taşa parlaklık verir) güneş gibi canımda parlayan!
(Taş gibi insanı değerli hale getiren)
Ey
yüzünün ışığıyla beni Yemen akıykına (Yemen akik taşı)
(Olumsuz enerjiden temizleyen, kolay iletişim sağlayabilen
biri haline getirdiği anlatılan taş) döndüren.
Aşkla
o kadar birleştim, o kadar kaynaştım (Ayrılmayacak
biçimde birleştim) ki ben aşk kesildim, aşk da ben oldu;
Böylece
aşkla fitneler elinden (Karışıklardan, kargaşadan,
bozgunculuklardan) kurtuluyorum, sınamalara yabancı oluyorum.
Evet,
tam uzlaşıp birleşme yüzünden insan, yabancı olur adeta;
Bu
müşküller (güçlükler, engeller, zorluklar) bir
çözülse zamanede (İçinde bulunduğumuz zamanda)
düşman kalmaz.
Bir
deniz var ki bizden uzak değil, görünmemekte, fakat gizli de değil;
Hem
söylemeye izin yok;
Hem
de onu söylememek kâfirlik (Acımasızlık, zalimlik),
nankörlük (İyilikbilmezlik).
Ondan
bahsetmek teşbih (Allah’ı kula benzetmek ve kul
sıfatlarını ona yakıştırmak) oldu, susmaksa tatil (Dinlenme).
Bu
dermansız bir dert, sen kurtar bizi ey lütuf (İyilik),
ey kerem (Büyüklük) sahibi (Allah’ım).
Dünyanın
şekli, rengi, kokusu, her an ondan (Allah’tan) yardım
istemekte;
Tıpkı
ağzını açmış çocuk gibi hem ondan haberi yok, hem de ondan gıda istiyor.
Hem
uykudadır gönül, hem uyanık, daima da coşup durmada;
Kapağı
kapanmış tencere gibi ateşte yurt tutmuştur gönül.
Ey
bize hiçbir söz söylemeden o şaraptan bir kadeh doldurup sunan, her an bir
efsane, sükût (Susma, konuşmama) içinde nara (Haykırıp, bağırıp) atıp duruyor.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Âşık olmanın
zahit olmaktan daha iyi olduğunu, âşıklığın tercih edilmesi gerektiğini
öğrendik.
2.
Allah’a yakın
olmak, bilmek, huyuyla huylanmak, aynı renge bürünmek için doğru yolun âşıklık
yolu olduğunu öğrendik.
3.
Âşıklık yolunun
Allah dostlarıyla dostluk kurarak gidilmesi gerektiğini öğrendik.
4.
Aşk yolunun ilk
isteğinin Allah’tan yardım istemek olduğunu öğrendik.
5.
Gönlümüzü uykudan
kurtarıp coşkun bir hale getirmemiz gerektiğini öğrendik.
6.
Aşığın Hazreti
Peygamberin “ Ölmeden önce ölünüz” hadisinin
gereğini yapmakla elde edilebileceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Aşkın
insana çok değerler kattığını, insan olmanın zevkini verdiğini, ulaşılması güç
makamlara ulaştırdığını, ağır ve oturaklı bir insan haline getirdiğini
öğrendik, anladık.
RAVLİ ZAHİT VE ÂŞIK
RAVLİ GÖNÜL yazarak konuyu google’den
incelemelisin.
*
RAVLİ