9 Kasım 2014 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1000 İNCİ BEYİT

1000-  O ağır işiten kulak der (Söylenenin mesajını anlamaya çalışan kulak), başkalarının kulaklarından daha iyi;
Bu senin kulağın, öbürlerinin kulaklarından yüz kere daha üstün, çünkü onların kulaklarında hava (Boşluk) var, senin kulaklarındaysa ben varım (Benim öğüt dolu sırlarla sözlerim var).

Yürü, yürü devlet sahibisin (Yetkili ve etkilisin), yaşayışa cansın (Güç kuvvet verensin), zevksin (Hoşa giden, çekicisin), işretsin (Sarhoşluk verensin).
Rıdvan’sın (Hoşluk içinde memnunsun), hurisin (Sevgilisin), cennetsin (Günahsız olarak sonsuz mutluluğa sahipsin) sen, çünkü eteğimi tuttun (Bana katıldın) benim.

Dağ (Sağlamlık, büyüklük) da sensin, Zümrüdüanka  (Yücelere uçan, yüce yerlerde yaşayan) da, sağlam (Güvenle duyulan) ip de.
Su (Güzel yaratılışlı olan) da sensin, suvaran (Güzel yaratılışlı olanların geldiği insan) da sen;
Benim hem bahçemsin (Meyvelerle dolu yer) sen, hem selvim (Uzun boylum), hem yaseminim (Kokulu çiçeğim).

Gökler önünde baş kor, melekler kanatlarını yarar;
Gönül sana der ki:
“ Sana karşı mumum (İstediğin şekle girerim) ben, fakat başkalarına karşı demir”

Dün, o sevgili, başıma bir altın taç giydirdi, ne kadar vurursan vur, o şarabın sarhoşluğu, o şarabın mahmurluğu gitmez başımdan.

Ebedilik külahını diken padişah, gece giydiği külahı başından çıkardı da benim başıma giydirdi, hâsılı (Ortaya çıkana) ne diyeyim, ebedi (Sonsuz) olsun.

Başla külah kalmazsa Ay gibi tamamıyla baş kesilirim;
Çünkü mahfaza (Kutu), sedef olmayınca incim, daha da parlak görünür.

İşte şuracıkta başım, buracıkta da ağır gürz;
Sınamak için bir vur, eğer şu kafa tasımı kırarsa bil ki akıldan da daha tatlıyım ben, candan da.

Kabuğu seçen (Dış görünüşünü önem veren) cevizin içi (Gelişmez) yoktur;
O benim peygamberimin badem helvasından nasıl zevk alabilir ki?

Onun cevizlerle, bademlerle, şekerlerle yoğrulmuş badem helvası, hem dilimi, damağımı tatlılaştırır, hem gözlerime nur verir.

                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’a yakın olan kimselerin sözlerinin değerli olduğunu, diğer sözlerin önemsiz olduğunu öğrendik.
2.    Hazreti Mevlana’ya katılanların sonsuz mutluluğa ve sevinç içinde yaşamaya, herkese faydalı olmaya, etki ve yetki gücüne kavuşacaklarını öğrendik.
3.    Hazreti Mevlana’nın Şems Hazretleri ile dostluğuyla herkesçe görünen değer ve etkenlik kazandığını öğrendik.
4.    Dış görünüşüne önem verip uğraşanların; can, gönül, ruh, akıl gibi içsel değerlerden yoksun kalacağını öğrendik.
                         *
İşte böyle yaren,
Dış görünüşe önem verenlerin Hazreti Muhammed’in sözlerinden tat alamayacağını, nurundan yararlanamayacaklarını, gerçekleri olduğu gibi göremeyeceklerini, sevinç içinde yaşamaktan kendilerini mahrum edeceklerini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar