1000- O ağır işiten kulak der (Söylenenin mesajını anlamaya çalışan kulak),
başkalarının kulaklarından daha iyi;
Bu
senin kulağın, öbürlerinin kulaklarından yüz kere daha üstün, çünkü onların
kulaklarında hava (Boşluk) var, senin
kulaklarındaysa ben varım (Benim öğüt dolu sırlarla sözlerim
var).
Yürü,
yürü devlet sahibisin (Yetkili ve etkilisin),
yaşayışa cansın (Güç kuvvet verensin), zevksin
(Hoşa giden, çekicisin), işretsin (Sarhoşluk verensin).
Rıdvan’sın
(Hoşluk içinde memnunsun), hurisin (Sevgilisin), cennetsin (Günahsız
olarak sonsuz mutluluğa sahipsin) sen, çünkü eteğimi tuttun (Bana katıldın) benim.
Dağ
(Sağlamlık, büyüklük) da sensin, Zümrüdüanka (Yücelere uçan, yüce
yerlerde yaşayan) da, sağlam (Güvenle duyulan)
ip de.
Su
(Güzel yaratılışlı olan) da sensin, suvaran (Güzel yaratılışlı olanların geldiği insan) da sen;
Benim
hem bahçemsin (Meyvelerle dolu yer) sen, hem
selvim (Uzun boylum), hem yaseminim (Kokulu çiçeğim).
Gökler
önünde baş kor, melekler kanatlarını yarar;
Gönül
sana der ki:
“
Sana karşı mumum (İstediğin şekle girerim) ben,
fakat başkalarına karşı demir”
Dün,
o sevgili, başıma bir altın taç giydirdi, ne kadar vurursan vur, o şarabın
sarhoşluğu, o şarabın mahmurluğu gitmez başımdan.
Ebedilik
külahını diken padişah, gece giydiği külahı başından çıkardı da benim başıma
giydirdi, hâsılı (Ortaya çıkana) ne diyeyim,
ebedi (Sonsuz) olsun.
Başla
külah kalmazsa Ay gibi tamamıyla baş kesilirim;
Çünkü
mahfaza (Kutu), sedef olmayınca incim, daha da
parlak görünür.
İşte
şuracıkta başım, buracıkta da ağır gürz;
Sınamak
için bir vur, eğer şu kafa tasımı kırarsa bil ki akıldan da daha tatlıyım ben,
candan da.
Kabuğu
seçen (Dış görünüşünü önem veren) cevizin içi (Gelişmez) yoktur;
O
benim peygamberimin badem helvasından nasıl zevk alabilir ki?
Onun
cevizlerle, bademlerle, şekerlerle yoğrulmuş badem helvası, hem dilimi,
damağımı tatlılaştırır, hem gözlerime nur verir.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’a yakın
olan kimselerin sözlerinin değerli olduğunu, diğer sözlerin önemsiz olduğunu
öğrendik.
2.
Hazreti
Mevlana’ya katılanların sonsuz mutluluğa ve sevinç içinde yaşamaya, herkese
faydalı olmaya, etki ve yetki gücüne kavuşacaklarını öğrendik.
3.
Hazreti
Mevlana’nın Şems Hazretleri ile dostluğuyla herkesçe görünen değer ve etkenlik
kazandığını öğrendik.
4.
Dış görünüşüne
önem verip uğraşanların; can, gönül, ruh, akıl gibi içsel değerlerden yoksun
kalacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Dış
görünüşe önem verenlerin Hazreti Muhammed’in sözlerinden tat alamayacağını, nurundan
yararlanamayacaklarını, gerçekleri olduğu gibi göremeyeceklerini, sevinç içinde
yaşamaktan kendilerini mahrum edeceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ