1070- Hayat nerde fazlaysa, nerde daha düzgünse
insanlar orda daha fazla kendilerinden geçmişlerdir.
İstersen
gel de bana bak;
Canın
çağırmasından deli divane oldum.
O
kar, her an erimekteyim (Aşk ısısından katılıktan kurtulup
akabilen sıvı haline geldim), sel oluyorum da çağlaya-çağlaya denize
gidiyorum, ben denizim (Geniş alanım),
denizdenim (Denize mensubum) demekte.
Ben
de yalnız kaldım da durgunlaştım, dondum, cansız bir hale geldim;
Kar
gibi, buz gibi belâ (Sıkıntı, tasa, kaygı)
dişlerinin altında ezilip çiğnenmedeyim.
Su
gibi düğümsüz bir hale gel de dişlerin zahmetinden kurtul;
Düğümlendin
mi elbette beni döversin, çiğnersin.
Kendine
gel de bırak şu kar suyunu, halis şarapları seyret, kaynayıp coşuyorlar, keskiniz,
kavga gürültü çıkartırız biz diyorlar.
Çok
söyledim a babam;
Bilirim
ki sen şu kadar bilirsin ancak;
Ben
ney (Üflemeli çalgı)
başsız ayaksızım, o neyzenin elindeyim ben.
Her
an daha fazla coşmadayım, daha fazla atılmadayım daha fazla köpürmedeyim, akıl
gibi kanatsız uçuyorum, çünkü yücelerdenim ben.
Benden
usandıysan zamanın padişahına bak, onu gör de sana ıssılık (Kendisinde olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediğin gibi
kullanma olanağı) versin;
O
helvacı güzelim, seni tatlılaştırsın.
Ey
varlığı olmayanların varı yoğu!
Ey
dertlilerin dermanı!
Ey
ben Kafdağındanım (Yüksek yerdenim),
Zümrüdüankaya (Yüceliklerde uçan, yaşayan kişilere)
mensubum diye canı uçuran güzel.
Yeter
artık susayım, susayım da bu çeşit konuşmayı bırakayım, fakat o susmayacaktır,
bu sözleri söyleyecektir, zaten ben dudu kuşuyum (Papağan),
onun aşkıysa şeker, şeker yüzünden söylemeye koyuluyorum.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Canımızın
kalabalık yerleri sevip hoşlandığını, buralarda toplanıp eğlence etmeyi
istediğini öğrendik.
2.
Yalnız kalmanın
zorluklarla ve sıkıntılarla dolu olduğundan kalabalık yerlerin tercih edildiğini
öğrendik.
3.
Allah’ın eline
kendini bırakanın problemlerden kurtulacağını, yüce makamlara çıkacağını
öğrendik.
4.
Yücelerde kendine
yer bulmuş kişilerin iş yapma şekillerinin akıl gibi görünmeyen bir şekilde
meydana getirdiklerini öğrendik.
5.
Allah’a yakın bir
kişiye sevgiyle bağlanıp hizmet edenin bizi acılıktan kurtarıp tatlı bir duruma
getireceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Allah’ın
bizlere bir şey söyleyeceği veya bir şeyler yapacağı zaman kendini
göstermediğini, bağlantı kurduğu insanları aracı kullandığını, şerefini aracı
yaptığı insanlara bağışladığını öğrendik, anladık.
Allah’ın
tatlı ve faydalı işleri seçkin kullar aracıyla yaptığını, Hazreti Mevlana’nın
ve Şems Hazretlerinin seçkin kullar olduğunu öğrendik, anladık.
Her
şeyin kaynağı ve takdir makamının Allah olduğunu, Allah’ın seçtiği ve
yetkilendirdiği seçkin kişilerin sözleri ile davranışları ve bize yaptıkların
Allah’tan aldıkları yetki ile yaptıklarını ve bizim görüp anlayabileceğimiz
düzeye getirdiklerini, öğrendik, anladık.
Allah’ın
seçkin kulu bir şey arzuladığı zaman Allah bu arzuyu kendi arzusu olarak kabul
ederek meydana getirdiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ