16 Kasım 2014 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1070 İNCİ BEYİT

1070-  Hayat nerde fazlaysa, nerde daha düzgünse insanlar orda daha fazla kendilerinden geçmişlerdir.
İstersen gel de bana bak;
Canın çağırmasından deli divane oldum.

O kar, her an erimekteyim (Aşk ısısından katılıktan kurtulup akabilen sıvı haline geldim), sel oluyorum da çağlaya-çağlaya denize gidiyorum, ben denizim (Geniş alanım), denizdenim (Denize mensubum) demekte.

Ben de yalnız kaldım da durgunlaştım, dondum, cansız bir hale geldim;
Kar gibi, buz gibi belâ (Sıkıntı, tasa, kaygı) dişlerinin altında ezilip çiğnenmedeyim.

Su gibi düğümsüz bir hale gel de dişlerin zahmetinden kurtul;
Düğümlendin mi elbette beni döversin, çiğnersin.

Kendine gel de bırak şu kar suyunu, halis şarapları seyret, kaynayıp coşuyorlar, keskiniz, kavga gürültü çıkartırız biz diyorlar.

Çok söyledim a babam;
Bilirim ki sen şu kadar bilirsin ancak;
Ben ney (Üflemeli çalgı) başsız ayaksızım, o neyzenin elindeyim ben.

Her an daha fazla coşmadayım, daha fazla atılmadayım daha fazla köpürmedeyim, akıl gibi kanatsız uçuyorum, çünkü yücelerdenim ben.

Benden usandıysan zamanın padişahına bak, onu gör de sana ıssılık (Kendisinde olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediğin gibi kullanma olanağı) versin;
O helvacı güzelim, seni tatlılaştırsın.

Ey varlığı olmayanların varı yoğu!
Ey dertlilerin dermanı!
Ey ben Kafdağındanım (Yüksek yerdenim), Zümrüdüankaya (Yüceliklerde uçan, yaşayan kişilere) mensubum diye canı uçuran güzel.

Yeter artık susayım, susayım da bu çeşit konuşmayı bırakayım, fakat o susmayacaktır, bu sözleri söyleyecektir, zaten ben dudu kuşuyum (Papağan), onun aşkıysa şeker, şeker yüzünden söylemeye koyuluyorum.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Canımızın kalabalık yerleri sevip hoşlandığını, buralarda toplanıp eğlence etmeyi istediğini öğrendik.
2.    Yalnız kalmanın zorluklarla ve sıkıntılarla dolu olduğundan kalabalık yerlerin tercih edildiğini öğrendik.
3.    Allah’ın eline kendini bırakanın problemlerden kurtulacağını, yüce makamlara çıkacağını öğrendik.
4.    Yücelerde kendine yer bulmuş kişilerin iş yapma şekillerinin akıl gibi görünmeyen bir şekilde meydana getirdiklerini öğrendik.
5.    Allah’a yakın bir kişiye sevgiyle bağlanıp hizmet edenin bizi acılıktan kurtarıp tatlı bir duruma getireceğini öğrendik.
                         *
İşte böyle yaren,
Allah’ın bizlere bir şey söyleyeceği veya bir şeyler yapacağı zaman kendini göstermediğini, bağlantı kurduğu insanları aracı kullandığını, şerefini aracı yaptığı insanlara bağışladığını öğrendik, anladık.

Allah’ın tatlı ve faydalı işleri seçkin kullar aracıyla yaptığını, Hazreti Mevlana’nın ve Şems Hazretlerinin seçkin kullar olduğunu öğrendik, anladık. 

Her şeyin kaynağı ve takdir makamının Allah olduğunu, Allah’ın seçtiği ve yetkilendirdiği seçkin kişilerin sözleri ile davranışları ve bize yaptıkların Allah’tan aldıkları yetki ile yaptıklarını ve bizim görüp anlayabileceğimiz düzeye getirdiklerini, öğrendik, anladık.

Allah’ın seçkin kulu bir şey arzuladığı zaman Allah bu arzuyu kendi arzusu olarak kabul ederek meydana getirdiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar