22 Kasım 2014 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1130 İNCİ BEYİT

1130-  Benim öfkem onun yüzünden o âlemden;
Öfkelenen ben değilim, o (Tanrı).
Bu yana, o yana sıçrayan o, bense eşikte oturmuşum, kımıldadığım bile yok.

Eşikte oturan o kişidir ki dilsizdir, fakat söyler (Allah söyletir);
Bu remzi (İşaret edilerek anlatım) söyledin ya, yeter artık, dilini kes (Sus), başka söz söyleme.

Bu kimdir bu, bu kimdir bu?
Âşıkları deli divane edendir bu;
Nuruyla yeryüzü, gökten bile daha güzel bir hale gelmiş.

Canları kendisinden geçirendir bu yahut hazinelerin mücevheridir yahut bahçelerin selvisi yahut da Rûh-ul Emin’in (Emin ve mukaddes ruh, Cebrail Aleyhissalamın ismi) ta kendisidir bu.

Canın da sarhoşluğudur, cihanın da, gözün de sevgilisidir, ağzın da;
Kazancı da yıkıp dağıtandır, dükkânı da;
Suçların çekinmenin de yağmasıdır, dinin de.

Güneşle Ay onu görüp utanmıştır.
İnciler saçan bir taş yüreklidir.;
Öylesine zalimdir ki demir dağlar bile her lahza (Bir anda) onun korkusundan dağılıp gitmededir.

Güneşin bile onun sayesinde sermayesi (Hayat ve ölüm) çoğalmıştır.
Yüzlerce Ay onun harmanında nesr-i tâir (Batı yönünde görülen parlak yıldız) gibi yemlenmededir (Parlaklığını almadadır).

Gel ey ebediliğin ruhu, geldi şirin yüzlü!
Gel ey kuşluk güneşi, gel ey tam anlayışın, tam görüşün ta kendisi.

Gel de yüzleri aydınlat, gönül tarlalarını sula, ayakkabılarını çıkar da, geç, canların başına otur.

Ey anlayışımızın, geç kendinden!
Ey kulağımız müjdeyi duy!
Ey aklımız sarhoş ol!
Ey gözümüz devleti seyret.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Hazreti Mevlana’nın sakin bir yapıda olduğunu, kendisinden çıkan öfkenin kendisine ait olmadığını, yapılan yanlışın büyüklüğünün anlaşılması için kendisine tesir eden güçlerin isteğiyle bu görevi öfke ile anlattığını öğrendik.
2.      Ay ve yıldızların ışığını, parlaklığını güneşin nurundan alıp kendilerini gösterdiğini, iş yaptıklarını öğrendik. 
3.    Kişilerin sözleri ve iradesi olarak gördüğümüz her şeyin aslında kendini göstermeyen güçler tarafından yapıldığını öğrendik.
4.    Benliğinde, nefsinde olanın ancak aklıyla doğruyu görebileceğini fakat işin hakikatine ulaşamayacağını öğrendik.
5.    Benliğinin ve nefsinin tesirinden kurtulup kendinden geçmiş kişinin hakikate ulaşma imkânına kavuşabileceğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren,
Anlayışımızı öncelikle kendimizden geçmeye yani anı yaşamaya hazırlamamız gerektiğini öğrendik anladık.

İlahi âlemin gücünü ve yaptıklarını görmemiz, öğrenmemiz, ilahi âlemden gelen müjdeleri duymamız ve bunların ışığında bilgilenmemiz, bilgimizi kullanmamız, zevk almamız, büyüklüğünü görmemiz, bir parçası olmak için çalışmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar