1040- Başkasına gönül (Sevgini,
isteğini, anmanı, düşünüşünü, kalbindeki özel yeri başkasına) verme,
benim gibi bir inci (Şekli ve değeri değişmeyen
mücevher) bulamazsın.
Kolayca
gel, gir içeriye, gam (Tasa, kaygı, üzüntü) yeme
(Gücünü kırma, perişan olma, tedirgin olma) de,
ben senin gamını yiyeyim (Sıkıntılarını gidereyim),
senin kaydında kalayım (Seni gözeten, koruyan olayım).
Nefsimi
tembellikten, usançtan kurtardım, ruhumu korkudan arıttım;
Ecelsiz
ölüm olmaz, hâlbuki ben ölüme de kumanda ediyorum, ona da buyruğumu
yürütüyorum.
(Rabbim!)Şükrüm lezzetlerinedir (Mutluluk ve iyilikle karşılaştığım zaman şükrederim),
sabrım afetlerine (Üzüntü veren durumlarda olacak ve
gelecek olanı telaşlanmadan beklerim);
Ey
saki, kalk, sun şarabı da içeyim, sarhoş olayım.
Şarap,
kaynatıp yaptığım şarap (Üzüm suyu olmadan seni sarhoş
eden durum), zevk, neşe muştuladığım (Sevindiren
haber) zevk (Tat, lezzet), muştuladığım neşe
(Mutlu olmaktan meydana gelen sevinç).
Üzümüm
olgun, niçin koruk sıkmaya düşeyim?
Ey
görüş sahibi çalgıcı, seher çağına dek (Güneş doğana
kadar) şu perdeyi vur, şu perdeden çal:
Diri
kaldıkça, başım sağ, esen bulundukça (Sağ, sağlıklı,
afiyette, güven içinde oldukça) ne vakte dek leş kesileyim (Ölü gibi mi davranayım)?
Tut
ki bu gece, gece kuşusun yahut da bir güzelin kucağındasın;
Periler
gibi uykusuz kalıver, uyuma da ben raks edip oynayayım, olmuş, olacak her
şeyden haber vereyim.
And
olsun ki temel direklerimiz kuvvetlendi, delillerimiz apaçık bir hale geldi;
Hamdolsun
padişahımıza, aslanım (Gürbüzüm, cesurum, yiğidim)
ben, ne diye sırtlanlık edeyim (Leşle besleneyim)?
Zevk,
safa geldi, hüzünler gitti, şükürler olsun lütuf (Bağışlar, iyilikler), kerem
ıssı (Büyüklük ve her şeyi istediği gibi kullanma izni
veren), dilekleri veren Tanrı’ya;
Ey
müşteri (Alıcı), diz çök (Bulunduğun düzeyden aşağı in ) de ben satın alayım
seni.
Tanyeri
ışıdı, ışıyalı tef çalmadayım, düğünüm var çünkü duvağı ateşlere vuracağım,
yakıp yandıracağım, ne vakte dek örtünüp duracağım ben?
Tanyeri
gibi ben de şu duvaklarla örtülü gökyüzünden bir bucağa çekildim, arş ıssını (Kendi istediğini istediği gibi yapma gücü olan göğün en
yüksek katını) konuk ettim, kâinata cebbarlık (İstediğimi
mutlaka yapacağım, dilediğime ulaşma gücüne, büyüklüğüne sahibim),
herkesin sınık (Sinmiş, yılmış, pusmuş) gönlünü
onaracağım artık.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Mevlana
Hazretlerinin kendini yetiştirdiğini, her zaman geçerli olan sırları
topladığını, bizlere yardımcı olmak için hazır olduğunu öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerine ulaşmanın kolay olduğunu, her ne durumda olursak olarak kabul
edeceğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin kendisine sevgi ile bağlanmamızı istediğini öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin her şeyden haber verebilecek durumda olduğunu öğrendik.
5.
Mevlana
Hazretlerinin gönlümüzü hareketlendirdiğini, korkulardan arındırarak eminlik
sağladığını, ölümü kontrol eder durumda olduğundan ölüm korkusunu bizden
aldığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Hazreti
Mevlana’nın mutlu olmak ve ebedi yaşamak isteyenlerin koruyucusu, yardımcısı,
yol göstericisi, yolu incelikleriyle aydınlatıp öğreten bir öğretmen olduğunu
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ