23 Kasım 2014 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1140 İNCİ BEYİT

1140-  Eyyub’un gözleri açıldı (Tanrı imtihanı bitti, rahmeti geldi, sabır sona erdi), Yakub’un oğlu geldi (Sevenler birbirine kavuştu), Güneş Ay’a eş oldu, işret meclisine (Kendinden geçmiş, Tanrı rahmetine katılmış topluluğa katılarak) otur sen de.

Keseler (Altınları koyacak kap) örmedeydim, altın hırsıyla yanıp yakılıyordum, artık yoksul görünmeden vazgeçeyim.
Çünkü pusuda define gördüm ben.

Ey “ Söyle” emrinin tek binicisi, ey aklının önünde Nefsi küllün, yenini (Elbisesinin kolunu) çiğneyen bir çocuk gibi (Çocuk yanlış yaptığı ve bu yanlışı anladığı zaman kolundaki kumaşı dişlemeye başladığı gibi) çocuklaştığı dilber.

Görüşe sahip olan kişi onu gördü mü görüşü yüzlerce defa fazlalaşır, ellerini başından yukarıya kaldırır da ne de güzel yardımcı diye el çırpar.

Onun bakış Sidre’sinin (Yedi kat gökte olan makam) gölgesinde insan, Cebrailleşir (Şüphelerden arınır, güven duyulan, Tanrı emirlerini bildiren kutsal kişi olur), Cebrail’in huyuyla huylanır (Her yönüyle uygunluk sağlar), semiz (İyi beslenmiş) danaya konuk olmak, başkasının haddi (Hakkı ve yetkisi) değildir zaten.

Tanrı sofrasına yol bulmuştur o, haslarla uzlaşmış (İyi nitelikleri kendinde toplamış kişilerle uyum sağlamış), onlarla birleşmiştir o;
Karagözlü huriler, ona saçmak için ellerine tabaklarla nimetler (Yararlanması gerekenleri) almışlardır.

Şu can sırlarının kitabını ne vakte dek aşağılık kişilere okuyup duracaksın?
Bu kitap, apaşikâr (Açık ve belirgin), ta sağ taraf ehlinin (Sağduyulu hareket ederek Allah'ın kitabına iman edip hayata geçirenlere, birbirlerine, sabrederek mücadeleyi, merhametli davranmayı tavsiye edenlere, güçlü hale gelenlere, hayırlı sonuca kavuşanlara) kadar uçup gidiyor zaten.

Bu kimdir bu, bu kimdir bu?
Bu, ikinci bir Yusuf’tur, olsa-olsa Hızır’dır, İlyas’tır bu yahut da abıhayattır  (Ebedi hayat) bu.

Ruhani bir bahçededir yahut Tanrı meclisidir bu.
Isfahan sürmesidir bu yahut da noksanlardan münezzeh nurudur bu.

Canlara can katandır bu yahut Me’vâ (Varılması gereken yer olan) cennetidir bu, güzel sakimizdir (Kendinden geçişi sunan) bu yahut da can (Hayat ve yaşayışı devam ettiren, güçlendiren) şarabıdır bu.

                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Para ve mal hırsından vazgeçip peygamberlerin, velilerin, evliyaların hayat hikâyelerini okuyarak, önemseyerek, dualarını içselleştirerek onlara sevgi duyup yaklaşmamız ve onların halkasında kendimize yer bulmaya çalışmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Allah’ın emirlerinin hükmüne giren kimsenin Allah’ın sözlerini taşıyan ve söyleyen kişi olacağını öğrendik.
3.    Tanrı nimetlerinden faydalanmak, Tanrı’ya yaklaşmak için Tanrı’nın verdiklerine ve aldıklarına gönül hoşluğuyla razı olmak gerektiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren,
Cisim olmayıp gözle görünmeyen, etkilerinden anladığımız ruha ait varlıkları öğrenmemiz, bilmemiz, yararlanmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Eksikliklerimizden kurtulmak, hakikati olduğu gibi görmek, doğru ve geçerli bir yaşamı tercih etmek için madde dışı varlıklarla ilgilenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Tanrı sanatının sonsuz olduğunun bilincinde olarak, yaşamımızı, hayatımızı güçlü kılmak için sadece gördüklerimizle ve bildirilenlerle yetinmeyip daha da güzel ve geçerli olanakları aramamız, keşfetmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

HER İMKÂN BİZE HAZIRLANMIŞ, BİZİ BEKLİYOR.
NE DURUYORUZ Kİ!

GELMESİNİ DURARAK BEKLEMEK DOĞRU DEĞİL,
İlerlerken de, çalışırken de, giderken de bekleyişimiz devam etmelidir.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar