1180- (Allah’ı arayış)
Nice
zamandır ki yola düş sesiyle yoldan kalmıştım, ne kadar zamandır ki koş sesine
dalmışım da çadır yerini yitirmişim.
Beni
bu koş, bu yola düş sesinden ne vakit kurtaracaksın da sana, senin devletine,
Ay yüzlü güzelime, harman yerime ulaşacağım.
Ey
güneşin nuruna sahip sevgilim, yolculukta, dağda, ovada, derede, belde, sabah
akşam senin aşkınla neşeliyim amma!
Nasıl
açılacak yolum, nerde o yüz, nerde o padişah, onu söyle bana, bilhassa bana
söyle ki o padişahın arzusuyla yandım yakıldım.
Ne
vakte dek haberinizi seher yelinden soracağım?
Ne
zamane dek kuyu suyunda balıkların hayalini arayacağım?
Bahçe
gibi yüz kere yandım, tekrar baharın lütfuyla (İyilikleriyle)
parladım, her iki halde de Tanrı’nın sanatına hayranım ben.
Dün,
sevgilimin hayali, gönlün çevresinde dolaşıyordu.
İçeri
gir de dedim, yüzünün nuruyla içimi, iç âlemimi aydınlat.
Ey
padişahlar padişahı!
Ey
benim sultanım, sultanlarımın sultanı benim,
Ey
aklı başında olan canımı ateşlere atanım.
Ey
baharıyla ömrümü yeşerten, benim canım da ettiğim işlere şaşırıp kaldı,
herkesin canı da.
Ey
gökyüzünde meleklerin canı!
Ey
denizlerde balıkların tespihi!
Her güzellikte, her güzel yüzde senden bir tat, bir tuz var.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’ı arayışa
devam etmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Allah’ı davet
etmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ın hayalini
görebileceğimizi, böylece yakınımızda bizimle olduğunu anlayabileceğimizi
öğrendik.
4.
İçimizde
açıklayamayacağımız, bir sebebe bağlı olmadan bir tat, bir lezzet duyduğumuz
zaman Allah’ın bizimle birlikte olduğunu, içimizde olduğunu bilmemiz
gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Her
güzellikte, her güzel yüzde Allah’ın güzelliğinden bir eser, iz, belirti, sanat
olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ