31 Ağustos 2014 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 300 İNCİ BEYİT

300-  Her kılım bir aslan kesildi amma ölüm iştiyakından (Özleminden) da bezdim artık;
Ben unum, buğday değilim, nasıl oldu da değirmene geldim?
(Birtakım aşamalardan geçmiş birisiyim)

Değirmene buğday gider, çünkü o, başaktan doğmuştur,
Hâlbuki ben başağın oğlu değilim, Ay’ın (Karanlıklarda kalanlara ışık veren Sultan-ül-Ulemanın) oğluyum, yerim ne diye değirmen olsun?

Hayır, hayır, Ay ışığı da pencereden değirmene vurur;
Vurur amma oradan yine Ay’a gider, ekmekçi dükkânına değil.
(Her şey aslına döner)

Aklımla eş olsaydım, söylenecek neler söylerdim;
Fakat yeter, sus da havada esip giden yel, bu masalı (Olağan üstü olayları) duymasın.

Canla gönülle seviyorum seni (Şems Hazretlerini), bundan başka suçum yok.
Safran gibi sapsarı kesilen yüzümden ne diye yüz çeviriyorsun?

Ya bu kanlar yutan gönlü hoş tut, lütfet (İyilik et) yahut da Tanrı dilediği işler makamında sabretmeye bir kuvvet ver ona.
(Hac suresi 14, İbrahim suresi 4, Fatır suresi 8, Âl-i İmrân suresi 47, Nahl suresi 93, A’lâ suresi 7)

Yürüye, yürüye iki yol ağzına çattık (Ayrımına geldik);
Ya sabretmek yahut nimetlere şükretmek.
Fakat ben, senin yüzünün ışığı olmadıkça, bu iki yolu da göremem ki!

Sen yüz döndürdün mü hiçbir arkta (Suyolunda) su akmaz.
Kuşluk güneşi olmadıkça nasıl olur da zerreler belirir (Görünür, ortaya çıkan, belli olan olur).

Şarabın olmadıkça güzellerin başları ne diye döner, nasıl sarhoş olurlar?
Sen korumazsan şeytan, nasıl olur da “ Lâ havle” yle kaçar?

İlacı kendi elinle bir avuç helîle (Tohumları bağırsakları çalıştırıp dışkının kolaylıkla atılmasını sağlayan olarak kullanılan bitki) atmazsan ne hap, hap olur, ne de pişip yoğrulur.


                            ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik.
1.    Mevlana Hazretlerin halka aydınlık veren bir soydan geldiğini ve aynı yolda gittiğini öğrendik.
2.    Her şeyi söze çevirirsek; görünmeyen fakat etkilerinden anlayabildiklerimizden uzaklaştıracağından susarak gözlem yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Yol ayrımında yolu görmek için ışık gerektiğini, Şems Hazretlerinin yolu aydınlatan ışığı olduğunu, bu ışıkla aydınlatılan ve görünen yoldan gidilmesinin doğru olacağını öğrendik.
4.    Hayat yolunda yol ayırımına gelince doğru tercimizin olacak ve gelecekleri telaş göstermeden sabırla beklememiz yahut Allah’a şükrederek ve güvenerek kaderin işleyişine göre yola devam etmemiz gerektiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Şems Hazretlerinin yanına şeytanın gelemediğini, sevenlerini sarhoşçasına kendinden geçirdiğini, İnanç değirmenine güç verdiğini, ışığıyla en ufak parçaların görünür olduğunu öğrendik, anladık.
                                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar