30 Ağustos 2014 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 290 İNCİ BEYİT

290-  Zühre’nin (Venüs yıldızı, bakana sevinç veren yıldız), senin nağmelerinden başka daha hoş, daha makbul nağmesi mi var, onun çaldığı ney (Kamıştan yapılan üflemeli saz) de nedir?
O senden nağme öğrenmek için dudağını, senin dudağına koymada.

Bütün kamışlar, hele şeker kamışı, bu ümide bel bağlamışlar, bu emeğe karşılık ta oynayıp durmadalar;
Yani sen, dilediğini yüceltirsin, onlar da yücelmek istiyorlar.

Çenk sensiz kötü, ney sen olmadıkça hüzünlere gark oluyor.
Onu kucağına al, öbürünü öp.
Tef de vur, vur, yüzüme diyor, yüzüm değerli bir hale gelsin.
(Yüreğinden, aklından, birikiminden bizi ney’e üfler gibi sözler söyle, hakikati yüzümüze vura-vura söyle de yüzümüz değerli hale gelsin)

Bu paramparça gönlü bir güzelce sarhoş et (Kendinden geçir), dağıt gitsin.
Dağıt da dün kaybettiğini bari şimdi bulsun.

Ey yüce Padişah (Şems Hazretleri), bundan böyle ayık olmak yazıktır doğrusu, and olsun Tanrı’ya, artık ayık olarak Tanrım, seni anlatamam, senden bahsetmem ben.

Ya şarap ver (Beni sarhoş ederek kendimden geçir), delil getirme (Söylediklerine delilsiz inanıyorum);

Yahut kalk, sen söyle lütfunla (İyiliklerinle, güzelliklerinle, hoşluklarınla, bağışladıklarınla) seni bulan kişi, sufice (Tanrı’ya kendini adamış olarak) maceralara düşüp gitti.

 (Hazreti Mevlana Şems Hazretlerini bulunca ilginç olaylar serüvenine dalıp gitti.) 

Ecel gelip çatsa da bütün varlığımızı kapsa ne çıkar bundan;
Ona (Şems Hazretlerine) yüzlerce canım olsa veririm de hoş geldin derim, merhaba.

Oynaya-oynaya göğe ağarım (Yükselirim), ondan da neliksiz, niteliksiz tüm varlığa, sonra da sabrımı, kararımı aldın ey ev sahibi derim, daha da tez (Çabuk) gel.

Sen Ay’dan yıldızı kapar, parça-parça alır götürürsün;
Gâh süt emer çocuğu götürür gezdirirsin, gâh dadıyı tutar çekersin.

Dünya gibi gönlüm var, koskoca dağı bile çekip götürmede.
Ben dağ çeken erim, ne diye bir saman çöpünü yükleneyim, kurtar beni bu samanlıktan.

                            ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik.
1.    Şems Hazretlerinin dilediğini yücelteceğini, bu etki ve yetkiye sahip olduğunu öğrendik.
2.    Şems Hazretlerini delilsiz şahitsiz inananların hoş bir sarhoşluk içine girdiklerini, Tanrı’ya kendilerini adayarak maceralı bir hayat yaşadıklarını öğrendik.
3.    Hazreti Mevlana’nın canını ölüm meleğine verme yerine Şems Hazretlerine vermeyi sevinçle tercih ettiğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerinin güçlü olduğunu, fakat gücünü kullanmak yerine Şems Hazretlerinin sahsına canını, gönlünü vererek kendini yok edip Şems Hazretleri ile var olmak isteğini tercih ettiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Şems Hazretlerinin büyüklüğünü, yüceliğini, etkisini Mevlana Hazretlerinin dilinden öğrendik, anladık.

Şems Hazretlerine hayran olan, aşkla bağlanan, ondaki ilahi kuvvetleri görüp anlayan Mevlana Hazretlerinin de ululuk sahibi olduğunu, farklı kuvvetlere sahip olduğunu, Allah’ın sonsuz sayısız kuvvetleri olduğunu bildiğini, sırları öğrendikçe yeni bir sırrın kendisini göstereceğini bilen Hazreti Mevlana’mızın dilinden öğrendik, anladık.

(Hazreti Mevlana’nın durumunu anlatmak haddime düşmeyeceğinden, fakat bir parça anlamak ve anlatmaktan başka maksadım olmadığımı açıkça söyleyerek affımı diliyorum.)
                                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar