25 Ağustos 2014 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 240 İNCİ BEYİT

240-  Güneş, (Şemsi Tebrizi Hazretlerinin) yüzünü görmüştü de utanmıştı.
Gök, gönül gibi yarılmıştı, parçalanmıştı.
Onun pırıltısı vurmuştu da suyla toprak, ateşten de fazla aydın olmuştu.

Göster dedim merdiveni, göster de göklere ağayım (Çıkayım).
Dedi ki:
Merdiven senin başındır, başını al ayaklar altına.”

Ayağını başının üstüne koydun mu yıldızların üstüne ayak basarsın.
Heva ve hevesini ( Zevk ve fazla istekten, boş ve geçici şeylerden vazgeçip) yendin mi ayağını havaya atarsın;
 Hadi gel!

Göklerde, havalarda yüzlerce yol belirir sana, her seher çağı, dua gibi göklere ağarsın (Yükselirsin).

Ey dostumuz, ey sevgilimiz, ey sırrımızı bilen, ey Yusuf’umuz (Huyu ve bedeni güzel), ey pazarımızın (Alış-veriş) aydınlığı, revacı (Değerlisi, kıymetlisi, geçerlisi, kabul olunan, beğenileni).

İşte geçen yıl, bu yılımızın günlerine, anlarına gönül verdi.
Müflisleriz (İflas etmiş) biz, sen yüzlerce haccımızsın (İhtiyacımızsın), yüzlerce işimiz gücümüz.
Uykuya dalmışız biz, sen yüzlerce uyanık devletimizsin bizim.

Hastalarız biz, sen hastalarımıza yüzlerce şifalar veren merhemsin.
Biz tamamıyla yıkılmış gitmişiz, kereminle sensin mimarımız bizim.

Dün akşam dedim ki:
“ Ey düzenbaz padişahlar padişahımız, baş çekme, inkârdan gelme, sen aldın sarığımızı.”

Bana cevap verdi dedi ki:
“ Hayır, yaptığımız iş senden gelmede; çünkü dağımız, ne söylersen o sesi aksettirir sana”
                          ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik.
1.    Şemsi Tebrizi Hazretlerinin verdiği aydınlığın görüş ve düşüncemizi aydınlattığını, doğru işleri parlattığını ve verimli hale getirerek sonsuza kadar elimizde kalan değerler oluşturduğunu öğrendik.
2.    Gökyüzüne yükselmek isteyen kişinin; içi boş dışı süslü olandan, geçici ve aşırı isteklerden ve zevklerden kendini soyutlamasının gerektiğini öğrendik.
3.    Ayağı bağlayan, mal, mülk, makam, evlat gibi sevgi bağlarından kurtulmak gerektiğini öğrendik. (Sorumluluklardan değil, sevgi bağından)
4.    Dünyalık nesnelere bağlanmanın ve bunları çok istemenin, sevgiyle bağlanmanın; gözümüzde doğruyu olduğu gibi görmemize engel olan bağ, kulağımıza da tıkaç işlemi yaptığını öğrendik.(Ansal körlük ve sağırlık)
5.    Ait olduğumuz toplumun bize doğru ve iyi diye dayattıkları tüm değerlerini değersiz kılarak yeni değerli bilgilere yer açmamız gerektiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren,
Doğru diye bize kabul ettirilen yanlışlardan, görüş ve düşüncemizi engelleyen göz ve kulak bağlarından, hareketimizi engelleyen mal ve mülkün sevgi bağının meydana getirdiği tutsaklıktan kurtulmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Dünyaya ait her ne varsa dünyada kalacağından, yanımızda götürmek mümkün olmadığından, istemesek bile terk edip gideceğimizden bunlara sevgi ile bağlanmanın yanlış ve yersiz olduğunu öğrendik, anladık.

Dünya bağlarından ve insanların icatları ile oluşan değerlerin oluşturduğu bağlardan kurtulan kişinin gökyüzüne kurulmuş merdivenin başına geleceğini öğrendik, anladık.

Göklere çıkmak isteyen kişinin ilk önce HAZIR olması, UYGUNLUK oluşturması gerekmektedir.
Uygunluk oluşturduktan sonra Allah’a yalvararak kendisine yaklaşmak isteğini belirtmesi gerekmektedir.

Duası kabul olunana Allah’ın halen yaşayan veya ahretteki kendi OLGUN dostlarından birini sevdirerek onun yol terbiyesini ve dikkat etmesi gerekenleri öğrettiğini öğrendik, anladık.

Hak dostunun istekli kişiyi yapısına göre terbiye edip hazır hale getirdiğini, Allah’ın izniyle görünen ve görünmeyen çok yardımlarda bulunduğunu öğrendik, anladık.

Sevgiyle bağlanmakla ve hizmet etmekle göklerde yüzlerce yolun açılacağını, uyanıklığa kavuşulacağını öğrendik, anladık.

Bize her ne kadar yardım gelirse gelsin bizim içimizden gelen bir istek olmadıkça yol da görünmeyeceğini, yolculuk da yapılamayacağını öğrendik, anladık.


BOŞ KABIN İÇİNE BİR ŞEYLE DOLDURULUR.

Popüler Yayınlar