270-
Çavuşumuz (Şems Hazretleri) o ırmakta çok
curalar (Mızrap ile çalınan iki veya üç teki saz)
çalar, altı telli çok berbatlar (Çirkin, beğenilmeyen,
darmadağın, viran eden) çalar (Sözler söyler),
çok padişahlara omuz vurur (Sataşır) çavuşumuz.
Burada,
şu hançer vuruşta zamanenin mirrihi bile dişidir.
( Hazreti Şems’in sözünün hedefe en isabetli giden oktan bile
daha isabetli ve etkili vuruş yapar)
Başörtüsüyle
(Kadın ruhuyla) gelinmez bizim savaşımıza,
gelinmez başörtüsüyle (Çekingen davranışta olanlar)
savaşa bizimle.
Güneşten
ok istiyorsan dolunaydan kalkan edinmelisin;
Kaysersen
(İmparatorsan) yürü, geç ışığımızdan, geç
ışığımızdan.
(Şems Hazretlerinden bir silah bir güç temin etmek isteyenin
önce karanlıkları aydınlatan yüce birini bulup hizmet ederek yetişmesi ile, o
büyüğün etkili bakıştan (Nazarından) korunma
yollarını öğrenmemiz gerekir)
(Şems Hazretlerinin bakışındaki ışığına alışık olmayanı
yakacağını ve mahvedeceğinden arada koruyucu bir kalkana ihtiyaç duyulduğunu,
yani herkes onunla hazırlıksız ve korumasız göz göze gelemez.)
Seni
kesersek İshak ol (Güçlü ve anlayışlı) bize
karşı, dal denizimize (Başka bir şeyle uğraşma,
düşünmeden hızlıca gir bizim içimize) de sus, sus da (Tam öğrenip anlayana kadar sabırla bekle, konuşma)
gücümüz kuvvetimiz kırıp dağıtmasın gemini (Hedef olup,
batıp yok olma), parçalamasın gemini gücümüz kuvvetimiz.
Vefa
(Sevgiyi sürdürme ve dostluk bağı) ve mürüvvetin
(İyilikseverliğin, metliğin, insanlığın) coşar
da belki bir kapı açarsın, kalk, gel dersin ümidiyle kapında oturmuşum.
(Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinden yakınlaşma davet bekleyişi)
Ey
güzel yüzünde daima yüzlerce lütuf (İyilik, yardım,
bağış), yüzlerce merhamet (Çaresizlere yardımda
bulunan) nuru parlayan güzel, canım kapında, senden gelen misk
kokularına, amber kokularına gark olmuşum.
Sarhoşuz
biz, başımız dönmede, başkalarının işleriyle alış-verişimiz yok.
Dünya
alt-üst olsa gene umurumuzda değil, tek senin aşkın ebedi olsun.
Aşkın
el çırpmada, yüzlerce başka-başka âlemler yaratmada, boşluktan, göklerden
dışarı yüzlerce yepyeni asırlar (Zamanın parçalarını)
meydana getirmede.
Ey
gül gibi gülen aşk, ey akl-ı küll gibi (Doğada görülen
genel uyum) güzel bakış;
Ey
“ Hel etâ” (Allah’ı işitir ve görür) meydanının
eşsiz binicisi, güneşi tut, koy çuvala.
Bu
gün konuğuz sana, güler yüzünün sarhoşuyuz.
And
olsun Tanrı’ya yüzünü andım mı gönlüm benden gidiyor.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik.
1.
Şems
hazretlerinin hiç kimseden çekinmeden, insanı mahfeden sözler söylediğini öğrendik.
2.
Ham kişilerin
Şems Hazretlerine yaklaşamadığını, kendini yetiştirmiş nice şeyhin bile
rüyasında göremeyeceğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin işinin Şems Hazretlerinin aşkı olduğunu, başka hiçbir işle
uğraşmadığını öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin yaşamın tüm uyumlarının yüzünde ayna gibi göründüğünü, yüzüne
bakınca bütün kainatın göründüğünü öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Ulu
kişinin değerini, özelliklerini, gücünü, kuvvetini ancak başka bir ulunun
görebileceğini, değerlendirebileceğini öğrendik, anladık.
Hazreti
Mevlana’nın Şems Hazretlerine gönlünü aşk dolu olarak verdiğini, uğrunda canını
vermek için de hazır olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ