260-
Nesrinle (Yaban gülü ile) gülün gerdeğinde (Baş başa kalma, ilk kez birlikte olma) davulu boynuma
astım.
Bu
gece tefle, dümbelek en güzel elbisemiz.
Sus,
bu gece Zühre (Bakana sevinç veren yıldız) saki
(Sarhoşluk veren içki sunucusu) oldu, kadeh
sunuyor.
Bizim
pembe beyaz tenli sevgilimiz de kadehi aldı, çekip duruyor.
Tanrı
hakkı için bu anda sufiler (Tasavvuf inancını
benimseyip kendini Tanrı’ya adamış kimseler), bizim rahmet dilememizden
(Günahların affını, bağışlanmalarını
Tanrı’dan istememizden) şevke (İstek ve hevese)
geldiler de;
Gaybleri
(Hislerle ve akılla bilinmeyen, gizli olanları,
bilinmeyenleri) bilen Tanrı’nın gayb huzurunda neşelendiler, bellerine
gayret kemerlerini kuşandılar (Hararetli ve temiz
hislerle), semaa girdiler.
Bir
bölük halk deniz gibi köpürüyor, dalgalar gibi secde ediyor.
Bir
bölük halk da kılıç gibi savaşıyor, bütün kederlerimizin kanını içiyor.
Sus,
bu gece Padişah mutfağa girdi, aydın yüzlü neşeli bir halde aşçılık ediyor.
Görülmemiş
bir şey bu, helvamızı o tatlı sevgili pişiriyor.
Ey
ecel meleği, savaşımızdan kaç, savaşımızdan kaç.
Çünkü
sen bizim rengimize boyanamazsın, bizim rengimize sen.
Savaşımıza
girersen, bizimle savaşmaya kalkışırsan onun erlerinin saldırışlarından, onun
açacağı ağır yaralardan bir tek damarın bile sağlam kalmaz senin.
Önce
öylesine bir şarap çekmelisin, öylesine bir hoş sarhoş olmalısın ki kendinden
geçmelisin de sonra katılmalısın ahengimize (Uygunluğa),
sonra katılmalısın ahengimize.
Bu
şarabı içmek istersen yürü, önce şişe gibi daral (Kendini
küçült, dayandığın sebepleri yok et, zayıf ve güçsüz ol, sıkıntıları sev),
şişe oldun mu da vur kendini taşımıza (Kendini bizde
yok et, bizle var ol), vur taşımıza kendini.
Kim
o kızıl şarabı içerse gelişir, muradına erer, daralmış gönlümüzden ferahlıklar
(Genişlik, gönül açıklığı) elde eder, daralmış
gönlümüzden ferahlıklara kavuşur.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik.
1.
Şems Hazretleri
ve Mevlana Hazretlerinin buluşmasının bir düğün şenliğinde, sarhoşluk veren sevinç
içinde olduğunu öğrendik.
2.
İki büyüğümüz bir
araya gelmesinden oluşan sevgi ve sevinç dalgasının yaşayan veya ahrete gitmiş
bütün sufilere kadar ulaştığını, bu buluşmanın bereketinden suçluların af
edildiğini, suçlarının bağışlanarak tertemiz bir hale gelerek Tanrı Huzuruna
çıktıklarını öğrendik.
3.
Bu kutlu
buluşmanın sevinç dalgasının göklere de tesir ederek bütün âlemleri sarhoş
ederek kendinden geçirdiğini öğrendik.
4.
İki büyüğümüzün
buluşmasını bizzat Allah’ın istediğini, verdiği sıcaklığıyla bütün insanların
yararlanabileceği elverişli hale getirdiğini öğrendik.
5.
Mevlana
Hazretlerinin ve dostlarının arasına uygunluğa ulaşmadan, onlarla aynı renkten
olmadıkça yani aşk ile kendinden geçmeden katılmanın mümkün olmadığını
öğrendik.
6.
Mevlana
Hazretlerinin ve dostlarının arasına sahip olduğumuz bilgi ve kuvvetlerle,
benliğimizle giremeyeceğimizi, kendi değerlerimizi yok edip onlarla var olma
koşullarını yerine getirmemiz gerektiğini öğrendik.
7.
Aşk şarabını içip
kendinden geçen kişinin gelişeceğini, isteklerine, dileklerine, amacına
ulaşacağını, Mevlana Hazretlerinin ve dostlarının gönlünden ferahlıklar elde edeceğini
öğrendik, anladık.
*
İşte
böyle yaren,
Mevlana
Hazretlerinin şahsından, gönlünden yaralanmak için, üzüntü ve sıkıntılardan
kurtulmak için, genişlemek için; kişiliğimizden güvencelerimizden, sevgi
bağlarından temizlenip o temiz büyüğümüzün aydınlattığı ve gösterdiği yolda
olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Bu
istenilenleri yapmak kolay değildir.
Ama
gayretli bir çalışma ve yoldan ayrılmadan yapılan uğraşıya büyüklerimizin
yardımının geleceğini bilerek ve bekleyerek Hak yolculuğuna kararlı devam
etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Gel
daveti ayrıdır, kal daveti ayrıdır.
Gel
davetini kal gibi anlayanlar bu tapıdan uzaklaştırılırlar.
Farklı
renklere sahip olanların tek renk olması için hızlı bir dönüş yapması gerektiğini
öğrendik, anladık.
Hazreti
Mevlana bizim kişiliğimizden, dünyalık değerlerimizden, güven duyduklarımızdan
temizlenmemizi, bu bağlardan kurtulduktan sonra beğenilen, sevilen, ebedi bir
kimlik ve kişilik kazandırarak Hak huzuruna bizi hazırladığını bilmemiz ve
anlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ