30-
Firavun (Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kişi)
olmuştu, Nemrud’du adeta; gerçekten de “ Ben Tanrı’yım” der dururdu.
Boynu
kırıldı da rabbim, rabbimiz demeye başladı.
Yüzü
safran gibi sarardı.
Şirin
yüzlü, şeker dudaklı bir işveli güzelin bakışlarının açtığı yaradan başka bir
yarası yoktu.
O
güzelin okuna mı daha fazla şaşmalı, yayına mı, gözleri mi daha güzel,
dudakları mı?
O
mu daha vefasız (Sözünde, sevgisinde devamlı olmayan),
dünya mı, o mu daha çok gizli, Zümrüdüanka (Bilgi ile
akıl veren, yol gösteren kuş) mı?
Şimdi,
âşıkları sınama hususundaki can sırrını söyleyeyim, gizli kilitten, gizli zincirden kurtul da kendine gel,
kulaklarını aç da dinle.
Fakat
kulağını nasıl açabilirsin ki?
Kendinden
geçmiş kişide kulak nerede?
Aklı
fikri, Tanrı dileğini yapar hükmünden başka bir kurtaran yoktur.
Bu
bağıran çağıran, ıztırarlara, heyecanlara düşen hocanın da sinek gibi kanatları
koptu; Ayşe’nin aşkından ağlamaya başladı, gözlerine ak düştü diye feryada
koyuldu.
Gerçekten
de sizden sonra helâk (Mahvolduk) olduk, sizden
uzağız, vay bize, eyvah bize.
Sizin
buyurmamanız, yaşayışa bile bir ölüm; gönül rızasıyla dönün, gelin bize.
Akıl
size rehin verilmiş, hüzünlerimize derman olacak birisi yok mu?
Gönül,
sınamalarınıza uğramış, helâk cehenneminin ta ortasına düşmüş, yanıp duruyor.
Ey
eli ayağı sağ hoca, kaza ve kader gelip çattı da ayağını kırdı; sen çok gönüller kırmıştın,
onların cezası, geldi de ayağına isabet etti.
Bunu
gene Tanrı inayetlerinden (İyiliklerinden, bağışlarından)
say ki uğradığın zarar, aşk civarından geldi çattı, geçici
aşkı bırak, işin sonu
Tanrı aşkıdır.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdülbâki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
İnsanın başına
sıkıntı gelince büyüklenmeden vazgeçip Allah’tan yardım istemek için “ Rabbim, Rabbimiz!” diyeceğini öğrendik.
2.
Bizi hapseden
gizli kilitlerden ve ayağımızı bağlayıp hareket ettirmeyen gizli zincirlerden,
akıl tutulmasından kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Kişinin kendini
öz eleştiriye sokarak, anı yaşayacak duruma getirince kulaklarının açıldığını
öğrendik.
4.
Kendinde olmayan,
geçmişiyle yaşayan veya gelecek endişesiyle korkan kişiye ne söylense o anı
yaşamadığı için o sözleri duysa bile değerlendirecek durumda olmadığından sağır
hükmünde değeri olacağını öğrendik.
5.
Kadın aşkına
düşen kişinin kendi gözünü kendisinin kör edeceğini öğrendik.
6.
Gönüller kıran
kişinin cezasının aklının kadına, mala, mülke, makama veya bunun gibi bir şeye
tutkun hale getirilip bağlanacağını ve zararlara uğratılacağını öğrendik.
İşte
böyle yaren,
Geçici
sevgilere kapılmamak gerektiğini, bütün sevgilerin sonunun Tanrı aşkı olduğunu
öğrendik, anladık.
Allah’ın
aşk vasıtasıyla yücelttiği gibi aynı vasıtayla perişan ettiğini öğrendik,
anladık.
Burnumuzun sürtülmesini, zararlara uğramadan
gönül rızasıyla Allah’a yönelmemizin doğru ve verimli bir davranış olacağını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ