280-
Damından başka dam nerde?
Adından
başka ad (İsim) hani?
Ey
tatlı güzel edalı saki (İnsanı kendinden geçiren nazlı,
işveli), ne gezer kadehinden başka kadeh?
Bir
uyanık can bulursam eteğine yapışacağım, himmet (Yardım)
isteyeceğim.
Ah,
keşke uyuyabilseydim de rüyada yüzünü görseydim.
Ey
kapısında kulları, köleleri toplanmış ulu er, dışarı çık, salın.
Çünkü
o gönüller kapan sarhoş gözler yüzünden sarhoşum, kendimden geçmişim.
Kanlı
gözyaşlarını, derdinle yırtılan yüzlerce gömleği gör, feryatları duy, boynuma,
yüzüme, önüme, ardıma bulaşan ciğerimin kanlarını seyret.
Yüzünü
gören ilden ile gezer, bir mecnun olur.
Ona
ne diye ileneyim (Kötü söz söyleyeyim)?
Ne
diye belaya çatmasını isteyeyim (Beddua)?
Zaten
taşları, topaçları yiyecek (Deli diye taşlanacak).
Ey
insanların padişahı, bundan beter belaya da senden haberi olmayan can uğrar.
Aman,
beni senin görmez bir hale düşürme, körlük belasına uğratma.
Kanlar,
can denizinin kıyısına sel gibi akıp gidiyor;
Denizle
bilişmişler, başka bildiklerden kesilmişler.
(Can denizinde tanışıp birbirini bilmişler, başka
bildiklerinden uzaklaşmışlar)
Bir
sel var, hayran-hayran akıp gidiyor;
Bir
sel var, yolunu yitirmiş.
O,
hamdolsun Tanrı’ya demede, bu, ah edip “ Lâ havle” okumada (Sabrın
tükendiğini bildirmede).
Ey
bir güneş gibi doğup yok yoksul kişilere âşık olan, lütfet, bari kullarına bir
ihsanda bulun, bir kerem et (Büyüklük göster).
Gül
seni ansızın görmüş de canından geçmiş, elbiselerini paralamış.
Çenk
(Kanuna benzeyen, dik tutularak çalınan bir çeşit saz),
senin çengini duymuş da feryada gelmiş, utanıp başını önüne eğmiş.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik.
1.
Şems Hazretlerinin yüksek seviyeden aşağı inmesinin, kendisini özleyen ve
bekleyenlere yüzünü göstermesi için övgü ile karışık yalvarış yapıldığını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Ulu
kişilerin nazlanan sevgili olduklarını, kolayca ilişki kurmadıklarını, güzelliklerini
ve parlaklıklarını kolayca ortaya çıkarmadıklarını, kolayca ilgi ve yakınlık
kurmadıklarını, bizim seviyemize ancak rica ve yalvarışla büyüklüğünün gereği
olarak yüzlerini götereceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ