230-
Ey mercanla dolu denizim, and olsun Tanrı’ya,
canım ivmede (Değişmede ve hızlanmada),
sabrım kalmadı, şu başı dönmüş canın, bu değirmenin dönüşünden başı döndü
artık.
Kervanbaşı,
hatırım için olsun, Allah için olsun, sürme buradan kervanı, gitme bu konaktan
ileriye, hele develeri bir ıhlat (Çöktür) şurada.
Hayır,
hayır, yürü ey deli, delicesine yürü, kanlar içinde bir hoş halde yürü;
Nelikten
(Niçin, ne işe yarar, kim diye sorma) nitelikten
(Kendini başkalarından ayıran özelliklerinden) söz açma, neliksiz yürü, cana konak yeri yok
çünkü.
Kalıbın
toprağa girerse canın göklere ağar (Yükseklere çıkar);
Hırkan
yırtılırsa meraklanma, canına yokluk yok senin.
Gönül
sırrına bigâne (Yabancı, ilgisiz) değilsin sen,
göster yüzünü, bir aynasın çünkü.
Mademki
aşka düştün, elbette başına fitneler (Karışıklıklar,
kargaşalar) gelecek, sınamalar (İmtihanlar,
denetlemeler) gelecek.
Bana
diyorsun ki nasıl da gitmedesin, kayıtsızca, koşa-koşa gidiyorsun;
Dikkat
et, kanlar içinde yelip yortmadasın (Acele ve telaşla ),
hem de nereye dek gideceksin hiç söylemiyorsun.
Söyleyeyim:
Gönül
ateşlerinin içinden geçerek, yerlere döşenmiş gönüllerin üstünden aşarak, gönül
sevdasıyla yuvarlanıp durarak ta “Tanrı dilediğini
işler” (İbrahim suresi 27) denizine dek.
Her
an bir elçi gelmede, canın yakasına yapışıp çekmede:
Her
an gönülde bir hayal belirmede;
Yani
canın aslına gel diyor hepsi de.
Gönül,
şu renk, şu koku âleminden (Dünyadan), o asıl
nerede diye naralar atıp elbiselerini yırtarak bucak-bucak kaçıyor.
Bu
gün gördüm sevgiliyi, gördüm her işe, her yüce aydınlık veren güzeli,
Mustafa’nın (Peygamberimizin) ruhu gibi göklere
ağıyordu (Çıkıyordu).
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik.
1.
Tanrı sanatını
işleyişini seyretmenin, buradaki hızlı değişim ve hareketlerin insanın başını
döndüreceğini öğrendik.
2.
Aklımızın
anlaması için bir an olsun her şeyin durmasını istediğimizi, fakat işleyişin
güzelliği karşısında bu istekten hemen vazgeçtiğimizi öğrendik.
3.
Canımızın
bedenimizden kurtulduğu zaman göklere çıktığını, canımızın hiçbir kaybı
olmayacağını öğrendik.
4.
Aşka düşen
kişinin başına bu aşkında ne kadar samimi, istekli ve kararlı olduğunu test
etmek için karışıklıklara, kargaşalara uğratılacağını, seviyenin belirlenmesi
için imtihana tabi tutulacağını öğrendik.
5.
İbrahim suresi
27. Ayette belirtilen “ Allah dilediğini yapar”
sırrını anlayıp akıl erdirmeye kadar giden süreçte; gönül işlerinin sevgiyle
ateşler içinden geçerek bu hakikati görüp anlayana kadar devam edeceğini
öğrendik.
6.
Canımıza her an:
“Aslına dön, geldiğin yere geri dön” mesajı
geldiğini öğrendik.
7.
Gönlümüzün “ Aslına dön” mesajını duyduğunu, dünya âleminde aslını
aradığını, bulamayınca da elbiselerini yırttığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Şems
Hazretlerinin ruhunun Hazreti Muhammed Peygamberimiz gibi göklere yükseldiğini
gördüğünü, sevgi hayranlıkla seyrettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ