1 Ağustos 2014 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1. CİLT BAŞI

“Bismillâh-ir-Rahmân-ir-Rahim”
(Rahman ve rahim Allah adiyle)

O- Ey aşkı, kutluluk (Uğurluluk) göğünde uçanlara kol kanat veren, uçanların uçuşunu artırıp duran sevgili, senin sevda halkanda rûhanilere (Allah’a sevgiyle bağlı olan insanlar) çeşit-çeşit haller (Sıra dışı davranışlar) gelmede.

Ben batanları sevmem sözünde  (Hazreti İbrahim’in): (EN’ÂM suresi 76: Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, “Rabbim budur” dedi. Yıldız batınca, “batanları sevmem”, dedi.), gerçekten de suretlerden arınış var.

Gizli şeyleri gören gözlere her an senden şekiller, suretler, görünmede.
(Halka anlatılmayan, şekiller ve görüntülerin görülmesi suretiyle izlenilen yolun doğru ve gerçek olduğuna inancın sağlamlaştırılması için Allah’tan herkese gösterilmeyen görüntüler.)

Gönüller senin yüzünden baş aşağı gelmiş (Sevgisi ile bağlanma yüzünden yaşamı tepe taklak olmuş), yeryüzü bir kan denizi kesilmiş; ey aylardan da üstün, yıllardan da güzel sevgili, sana ay diyemem ben. (Benzetme ile anlatılamayan güzelliğe sahip Allah)

Dağ gamınla (Sebebi bilinmeyen üzüntü, sıkıntıyla) yarılmıştır da o gam, tâ içine çökmüştür, yalım-yalım yalımlaşmadadır (İçten içe alev-alev yanmadadır); bütün bu keremler (soyluluk, büyüklük, asalet, ululuk), bu üstünlükler, senin kereminden, senin lutfundan (Karşılıksız iyiliklerinden, bağışlarından) bir katrecik (Damlacık) kan elde etmiştir de o yüzden gelişip yetişmiştir.

Ey uluların (Erdem bakımından çok büyük, yüce kişilerin) dayancı, güvenci (İtimat ettikleri kişilerden), bizi de onlardan say; bilirsin ki kuyruklar da başlara uyup gider.

Topraktan bir ulu er düzer koşarsın (Desteklediğin donanımlı bir yiğit meydana çıkarırsın) da melekler bile kıskanır onu; senin peşin parana karşı can bile müflis (İflas etmiş) bir hale gelir, bütün mallar mülkler yerlere döşenir, ayaklar altında kalır.

Kimin kolu kanadı olursan ne yücelikler elde eder o, nu ululuklara kavuşur.

Hali böyle olan kişinin de yüzünde benler (İşaretler) vardır ve o, güzelleştikçe güzelleşir.

Tutalım ki tikenim, hem de kötü bir tiken; fakat tiken de gülle bir aradadır.(İnsana acı veren söz ve davranışlarda bulunan kişinin iyi güzel yönleri olacağını unutmamak gerekir)

Sarraf, altın tartarken teraziye miskallerle beraber arpa (Ölçü olarak) da koyar.(Doğru ölçü yapan, tek taraflı ölçü yapmaz)

İşler fikirlere (Düşüncelere) uygundur, mallar topraktan meydana gelir.

Şu haller (Olanlar), sözlerden belirir (Özü oluşturan öğeleri açıklar, tanımlar, sınırlar), sözler de hallere (Olacaklara veya olmuşlara) işarettir.
                             ***
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdülbâki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’a olan aşk duyanlara Allah’ın onlara yükselme imkanı verdiğini, ruhlarını nuruyla nurlandırıp farklılaştırdığını öğrendik.
2.    Gelip geçici olan her neyse sevgiyle gönlümüze almamamız gerektiğini öğrendik.
3.    Allahın güzelliği karşısında kişinin hayret içinde şaşkınlık yaşayacağını öğrendik.
4.    Ahlakın övdüğü iyi olmaya ulaşmış, alçak gönüllü, yiğit, doğrulukla söz söyleyen ve davranan, büyük kişilerin Allah’a güvenip davranış gösterdiğini, biz böyle kişileri severek bağlanırsak ve onun yolunda gidersek, bir zaman sonra onlar gibi olacağını öğrendik.
5.    Allahın sevdiği bir er meydana çıkınca malın, mülkün, makamın, paranın hükmünün kalmayacağını öğrendik.
6.    Yüceliklere sahip kişinin yüzünde işaretler olduğunu, bizim o işaretleri bilmemiz gerektiğini öğrendik.
7.    Düşünceye uygun işler yapıldığını öğrendik.
8.    Dünyadaki malların topraktan meydana geldiğini öğrendik.
9.    Sözlerin yapılan işi belirlediğini, tanımladığını, açıkladığını, sınırlarını belirttiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,
Akıllı,  zeki, görüşü olanların Allah ile sevgi bağlılığıyla iş yaptığını, böyle kişilere Allahın imkânlar sunduğunu, yücelere çıkmaları için izin verdiğini öğrendik, anladık.

Doğru ulu kişiyi yüzündeki nur işaretlerinden tanıyabileceğimizi, o kişiye gönülden,, candan bağlanarak sevmemiz ve dediklerini doğru kabul ederek önerdiği yoldan gitmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Allah dünya âleminden başka alemlerini göstermek isteyince kapalı göz kapağına baktığın zaman siyah bir dikdörtgen şeklinde tablo çıkar.

Bu tabloda helezoni renkli ve kıvrılarak hareket eden renkli ışık sütunları çıkar, sanki bu hortumun içinde gittiğimizi hissederiz.

Yolculuk tamam olunca dünyada benzeri olmayan şekillerle dolu güzel bir tablo çıkar, bu güzel tabloyu unutmayayım deriz fakat tablo daha güzel bir tablo ile değişir, bu tabloyu unutmayayım derken başka bir güzel tablo daha kendini gösterir.

Böylece sayısız tablo gördükten sonra hiçbirinin şeklini gördüğümüz halde ifade edeceğimiz, anlatacağımız bir şekil kalmaz, yalnız güzel şekiller gördüğümüzü biliriz.

Saygı duyduğumuz, sevdiğimiz ulu büyüklerimizi rüya yoluyla görürüz, bu rüyaların siyah-beyaz olmadığını, kaynağı belli olmayan parlaklıkta renkli rüyalar göreceğimizi öğrendik, anladık.

SÖZ ETKENDİR.
                                       *

RAVLİ

Popüler Yayınlar