Halifelik nöbeti Harun’a
geldiği zaman, Abbas oğullarının bayrağı göklere erişmişti.
Halife bir gece yarısı yatak
odasından çıkarak istirahat için hamama girdi.
Başını tıraş etmekte olan saray
berberi o sırada kendini bir nimetin hayaline kaptırmıştı.
2100- Halifeyi tıraş etmek
için her gelişinde bir şeyler söylemek istiyor, sonra hemen vazgeçiyordu.
Berber o sırada:
“Ey benim üstatlığımı bilen
halife, bugün beni kendine damat edinsen, düğün hallerimiz her tarafa yayılsa,
kızını bu kuluna nişanlasan ne olur?”
Diye mırıldandı.
Halife, bu tekliften, önce
biraz öfkelendi, fakat tekrar kendini topladı.
“ İçinden, benim heybet ve
siyasetim onun ciğerini yakmıştır, yaptığı şuursuzluk herhalde benden korkusu
dolayısıyla aklını kaçırmış olmasındandır.” Dedi.
2105- Bu saçmaları ona
söyleten, kendine malik olmamasıdır.
Yoksa benden böyle bir şey
isteyemezdi.
Başka bir gün berber tekrar
tecrübe etti.
O kalp akçe (Sahte altın) üzerindeki damga yine aynı idi.
Böylece birkaç defa daha
sınadı.
Berber kararından dönmüş
değildi.
İşi artık aydınlatmak zamanı
gelmişti.
Halife hikâyeyi vezirine
anlattı, “ Adi bir berberin kaleminden başıma böyle bir alın yazısı yazıldı”
Dedi.
2110- Ona benim damatlığım
şerefi yaraşır mı?
Edepsizliğine bak ki benden
neler istiyor?
Kaza ve kaderin başıma
getirdiği bu bela bana ve halifelik cevherine atılan bir taş olmuştur.
Ağzında hançer, elinde
ustura, yazık ki başı iki kılıç arasına teslim ediyorum.
Vezir onun maksadından emin
misin? Dedi.
Belki de ayaklarının altında
bir hazine var.
Bu cahil delikanlı yanına
geldiği vakit her zaman durduğu yerden biraz daha yukarı geçmesini emretti.
2115- Sözünü dinlemezse
boynunu vurdur.
Dinlerse yine eski yerine gitmesini
işaret et.
Halife vezirin tavsiyelerini
dinledi, onu olduğu gibi tatbik etti.
Berber, ilk durduğu yerden birdenbire
rengi değişti.
Artış sesi kesilmiş, ağzı
tutulmuş, gözünde, dilinde edep ve terbiye izleri belirmişti.
Meğer önce ayak bastığı yerde
bir hazine varmış.
Orada kendini şahlar
aynasında görmüş.
2120- Berberin ayakları bu
hazine üzerinden ayrılınca doğruca kendi rütbesine döndü, çarçabuk ayak bastığı
yeri kazdılar, altında bir hazine bulundu.
İşte ayağını böyle bir hazine
üzerine basanların ağızlarından inciler, mücevherler saçılır.
Nizami’nin tılsımlar bozan
hazinesi de temiz bir yürek ve aydın bir gönüldür.
***
Mahzen-i Esrar Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13
***
Neler öğrendik:
1.
Paraya, mala ulaşanın
büyük biri olarak kendini gördüğünü, büyüklerle kendini bir ayarda saydığını,
büyükler karşısında sesini yükselttiğini, edep ve terbiyeden uzaklaştıklarını
öğrendik.
İşte böyle yaren,
RAVLİ AYAZ VE
SULTAN MAHMUT yaz Googleden okumalısın.
*
RAVLİ