15 Nisan 2013 Pazartesi

MAHZENİ ESRAR SIRLAR HAZİNESİ 43

ON DÖRDÜNCÜ MAKALE

Gafletten uyanma şartları:

Ey gaflet uykusu (Dalgınlıktan ileri gelen uyuşukluk içinde olmak; 2) idraksizlik, bilgisizlik, aymazlık içinde olmak) içinde hoşnut yaşayan Âdemoğlu!

Yiyip içmede senin öküzden, eşekten ne farkın var?
Yerde gökte olup bitenlerden habersizsin.

İşi nazar (Doğru bakış) ve akıl sahipleri anlayabilir.

Gafillerle (Dikkatsiz olan, ihtiyatsız olan, , ihmal eden, endişesiz davranan, ilerisini iyi düşünmeyen, görmeyen, dalgın, tembel)  duygusuzların (Taş yüreklilerin), zamanenin gamıyla ne ilgisi var?

1710- Öyle ne dalgın (Farkında olamamak durumu) uyuyorsun?
(Yoluna) pusu kurmuşlardır.

İşin içyüzünü anlayanlar böyle yapmalıdır.
Ödevinin başına koş.

(Yapman gereken işini unutma, erteleme, önemsizleştirme)

Niçin uyuyorsun?
İşini beğenilecek bir halde başarmaya çalış.

Şu gam yığınını karşına al da geleceği düşün, ona bak da zavallılığını anla.
Aklın unutkan bir ihtiyardır.

Fakat önce seni gaflet uykusundan nasıl uyandırdığını hatırla.
Sende akıl şerefi olmayaydı, sana kim insan adı verir, kim seni böyle yüceltirdi?

1715- Akıl can veren bir Mesih’tir.
(Akıl ölü ruhunu diriltir, harekete geçirir)

Ondan baş çevirme.
Eşek değilsen eşeğini çamura sürükleme.

Ya akıl yolundan git de ışık tarafına yönel yahut gönül eteğini (İsteklerin sürüklemesinden) onun kapısından uzak tut.

Edep kaynağı olan aklını gaflet uykusunda bırakma.
Doğanı (Avcı kuş), serçeye lokma etme.

Şarap her dinde helal olduğu halde aklına düşman olması onu haram etmiştir.

Hem şarap nedir ki, kadehinde gördüğün şey senin yüzsuyundur.
Seni kandıracak (Doyurucu gereksinimler) pınarın adı akıldır.

1720- Şarap gerçi dünya gamını dağıtır, fakat içme şunu efendi!
Aklını da beraber götürür.

Şarabı ciğer kebabı üzerine serpilmiş tuz gibi farz et.
Fakat o, imansız ciğerlere yaraşır.
(Siroz hastalığı oluşturur)

Bu konuda haberin doğrusunu istiyorsan, seni her şeyden habersiz eden bir şeyi içme.

Gafil odur ki, tadına baktığı (Zevk aldığı) şey kendisine gaflet damgası vurur.

Hayallere bağlanan göze mil çek (Kör et).
Meyhanenin temeline su bağla.

1725- Ey elif (I) gibi kendi boyuna âşık olan mağrur (Kendini beğenmiş).
Nefsini fazla sevmek seni kara sevdaya uğrattı.

(Belli bir neden olmaksızın dışa kapanma, çöküntüye girme, günah ya da suçluluk duyma hastalığına karasevda veya melankoli denir)

Elif (Harfi) gibi hareketsiz isen kanadı kırık kuş gibi yerinde otur, yoksa (B) harfi bibi başın önünde olsun.

Elif gibi harfler derneğine süs vermek (Dürüst yaşamak) istiyorsan şehvet (Cinsel) aletini yok bileceksin.

Diken değilsin (Sıkıntı ve tedirginlik vermiyorsun) ama yükseklere tırmanmak istiyorsun.

Gül gibi elsiz ayaksız ol.

(Kendi gücünle ve istediğin zamanda yükseklere çıkamayacağın için sevilen ve beğenilen olarak o zamanın gelmesini beklemek gerekir)

Çocuk değilsin, oyuna koşma.
Ömür değilsin, uzanmak sevdasına düşme.

(İsteklerinin ve beğenilerinin peşinden koşma)

1730- Gün sona erdi, güneş batmaya yüz tuttu.
Gölgeler uzayınca sen de ışık gibi aradan çekil.

Görmez misin ki günün sonu gelince her şeyin gölgesi birkaç misli uzanır.
Karga gibi gölgeye ne tapıyorsun?

(Karga uzun ömürlüdür)

Kandil ışığı gibi karanlık düşmanı ol.
Kendini gölgeden kurtarabilirsen ayıpların da gölge gibi aradan kaybolur.

(Başkalarının gölgelerinden yararlanarak yaşama yerine, ışık veren, yol gösteren, sevilen, sayılan biri ol)

Karanlıkta oturmak herkesin işi değildir.
Karanlıklar ancak Bengi suyunun (Ölümsüzlüğün) yeridir.

(Ölümsüzlüğün herkesin göremediği karanlık yerde olduğunu, karanlıkta görebilenlerin kişilerin elde edebileceğini öğrendik)

(Yani, baş gözüyle görmenin ışıkla olduğunu, kalp gözünün nurla gördüğünü öğrendik.

Bu bakımdan nurla görebilenlerin ölümsüzlüğü bulabileceğini öğrendik)

1735- Ey başı gökte, ayağı çamurda olan gafil.
Senin fikrinin seması tersine dönmüştür.

(Gökte olanı yerde arıyorsun)

Sabah güneşi, sana o altın leğeni, kendi benliğinden elini yıkamak (Dünya kirlerinden temizlenmiş) istersen suyu, güneşin baş kaynağından al.

(Bilgiyi ilk kaynaktan al, yani kirletilmemiş, içine başka şeyler karıştırılmamış olmalı)

Güneş yuvarlağı senin sabunundur.
Kanlı elbisedeki kirleri temizler.

(Aydınlığın kirleri, hataları, günahları, pisliği gösterdiğinden kendinde temizlenme gereği duyarsın)

Bedenin garaz ( Gizli maksatlardan, isteklerden, yönelişlerden, taraftarlıktan, kinlerden, gizli düşmanlık etmekten, kötü niyet gütmekten) kirlerinden temiz değilse kızıl altınla kaplasan bile toprak kadar değeri yoktur.

1740- Tabiat, sana saçtığın ateşten (Hiddet ve öfkeden) sonra içinde bir ışık da parlattı.

Yalnız cehennem ateşinden değil dünyanın sıcak ve soğuğundan (Acı-tatlı hatıralardan) da bahsetmek istedim.

Yiğidin zırhı onun doğruluğudur.
Söz, unsurların saflığı konusuna gelirse cehennemin midesi ne ile dolacak?

Terazi gibi dosdoğru kalmak istiyorsan kalp doğruluğunu da ölçüye vurmalısın.

Eğrilik yüzünden noksana düşüyorsun.
Doğru yürürsen bütün gamlardan kurtulursun.

(Gam. Bulanıklık, kararsız kalmak, gönül üzüntüsü, üzüntülü düşünme hali, nedeni belli olmayan sıkıntı, ayrı düşmek endişesi, yalnızlık korkusu, tüm üzüntüler)

1745- Haksız yiyeceğin her arpa tanesi terazinin ölçüsüne eksiklik verir.
Her şey birer-birer kendi yerinde kalacak, son gününde önüne dökülecektir.

(Kıyamet günü hesaba çekileceğiz, her yaptığımız bize gösterilerek hakkımızda hüküm verilecek)

Sana gizli işlerin açık gösterilecek, az verdiklerin, çok aldıkların meydana çıkacak.

Kendini alışverişte günahkârlık etme, çok vermeye, az almaya çalış.
Gül eğriliği yüzünden kucağında eğrilikler buldu, şeker kamışı doğrulukla o tatlılığı elde etti.

1750- Doğruluğun bayrak çektiği yerde hakkın yardımı imdadına koşar.

                                 ***
Mahzen-i Esrar
Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13

                                 ***
RAVLİ AKIL yaz Googleden incele.

RAVLİ FARKINDA OLMAK 2 yaz Googleden incele.

RAVLİ ŞARAP yaz Googleden incele.

RAVLİ ÖLÜMSÜZLÜK yaz Googleden incele.

                                    *
RAVLİ

Popüler Yayınlar