1 Nisan 2013 Pazartesi

MAHZENİ ESRAR SIRLAR HAZİNESİ 29

YEDİNCİ MAKALE

İnsanlık mertebesinin bütün canlı yaratıklara üstünlüğü:

Ey yeryüzünde felekler (Yıldızlar) gibi yüce ve değerli olan insan!
Yerler, gökler senin nazını çekmektedir.

Ününün nerelere yükseldiğini bilmiyor musun?
Senin zan ve tahmin edebileceğin mertebeden daha yükseklere!

Önce seni beslemiş olan o sütnineden (Tanrı’dan) şeker yemedikçe süt içmedin.
Sana bundan daha çok iyilik olamaz.

Gerek ki sen de iyiliğini artırsın.

1245- O kudret kalemi (Kader) sana latif bir sevgili tasviri işledi.
Can ipinin ucunu ciğerine, din mücevherini de kemerine bağladı.

Sen bu dünya çimenliğinde pek zayıf olduğun halde sırasında en semiz geyikler bile seninle yarışamaz.

Bütün canlı yaratıklar senin kölelerin, senin tuzağına düşmüş kuşlarındır.
Sen onların başında bir “ Hüma” gibisin.

Makamında otur.
Az ye, az söyle, az incit!             

1250- Aktan, karadan her ne görürsen hepsi de bu iş alanında bir görevin başındadır.

Baykuş bile, masallara göre faydasız ve uğursuz bir kuş iken viranelerde Tanrı hazinesinin bülbülüdür.

Bu varlık perdesi içinde görünen her şey tenine göre de bir canı vardır.
Bunlar gerçi senin denizindeki cevherlerle nispetle çok eksiktirler.

Fakat onlar da senin gibi âlemin birer cevherine sahiptirler.
Dikkat et ki artıktan eksikten sayıya gelen bütün yaratıkların canları kadar da ıstırapları vardır.

1255- Şu varlık âlemi içinde iyi kötü her yaratık senin gibi savaşmakta, iyilikte, kötülükte sana ayna tutmaktadır.

Sana külah verenlere sen pabuç ver, perdeden dışarı çıkarsan ay gibi perdeni yırtarlar.

(Uyan, sabah gibi perde arkasında kalma, sonra sana gece gibi karanlık adını verirler.

Bal arısının kovanı kızıl çamurdandır.
Senin kovanın da bu arı gibi kaynaşan yaratıkların perdesidir)

Boğaz derdiyle daha ne kadar şu örümcek ağının kapısında sinek gibi çırpınacaksın?

Cihanı kuşatmış olan Tanrı erenleri senin sırlarını gözlerden sakladılar.
Artık bu perdenin etrafında fazla dolaştın, şüphesiz ki perde dışına çıktın.

1260- Perdeli olmayan gönülden uzaklaş.
Gizli olmayan sözleri dinleme.

Bu perde arkasında gizlenmiş bir hokkabaz başına bu örtüyü desise (Hile, oyun, el altından yapılan iş) ile bağlamadı.

Elini bu perdeden başka tarafa uzatma.
Bu perde dışında başka bir ahenk tutturma!

(Evet) Bu perdeden dinle de aklın başına gelsin.

Esrar perdesinin (Gizlenilen ve bilinmeyen şeyler, aklın eremeyeceği işler) halvetinde oturanlardan ol!

Bu perdenin feyzi (İlmi, irfanı, bolluğu, çokluğu, verimliliği, ilerlemesi) cismini ruhtan daha arı kılar.

Çünkü kırk gün seni zindanda bekletir.

1265- Er olan zindanda yatmakla şeref kazanır.
Yusuf bundan dolayı zindanda yattı.

Gönül kadri (Gönlün tükenmeyen kuvveti, gücü) ve can mertebesi (Seviye) bulmak riyazetten (Oruçla birlikte ibadet) başka bir şeyle nasip olmaz.

Tabiat unsurlarını riyazetle meydana gelmiş farz et!
Riyazet altınını da tabiata bırak.

Riyazet sayesinde öyle bir mertebeye erişirsin ki, seni bayağılıktan insanlık derecesine yükseltir.

Tabiatın serkeşliği (Dik başlı, başkaldıran, inatçı, itaatsiz) sana boyun eğer, ihlâs sikkesi ( Her yerde geçerli katışıksız, temiz, doğru sevgi, gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık) senin adına basılır.

1270- Akıl ve tabiat (Huy, adet, mizaç) sana yar (Sevgili) olduktan sonra iş demirci ile attarın hikâyesine varır.

Demirciye gidersen ocağından yüzüne kıvılcım sıçrar.
Atara varırsan saçlarına nefis kokular sürer.

Tabiatın urganından (Kalın ipinden) kurtuluş ihtimali az olduğu gibi dünya kafesinde de hayat pek kısadır.

Âdete (Görenek, usul, tabiat, alışkanlık) uygun gelmeyen her şey sonunda saadet getirir.

Boş sevdalardan baş çevirmek büyüklük alametidir.
Arzularını yenebilmek peygamberlik kuvvetidir.

1275- Nefsinin isteklerini buyruğunun altına aldınsa (Korkma)
Sözün doğrusu, feryat sesi gelir.

Dinin kölesi ol, şeytana ırgatlık etme.
Din sığınağında barınmaya bak ki, kıyamet gürültülerinden kurtulabilesin.

Cehennemin o kadar keskin ateşine karşı Hazreti Muhammed’in sevgisi, amcası “ Ebu talip” e bekçilik edecektir.

Uluların nazarında (Bakışında) hakikat vardır.
Tanrı korkusu aydın gönüllerde yerleşir.

                                 ***
Mahzen-i Esrar
Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Gördüğümüz tanıdığımız göklerdeki her varlıktan daha değerli olduğumuzu öğrendik.

2.   Tanrı’nın sütüyle bizzat beslediği kişiler olduğumuzu öğrendik.

3.   Tanrı’nın din mücevheriyle bizi süslediğini öğrendik.

4.   Zayıf bedenli olduğumuz halde aklımız ve çalışmamızla yaratılan mahlûklardan hızlı olduğumuzu öğrendik.

5.   Yaratılan her şeyin bizim emrimize verildiğini öğrendik.

6.   Az yememiz, az uyumamız ve incitmekten kaçınmamız gerektiğini öğrendik.

7.   Yaratılan her varlığın bir faydaya göre olduğunu bununda insana hizmet için olduğunu öğrendik.

8.   Canlıların hareketlerine bakarak iyi ve kötüyü görebileceğimizi, anlayabileceğimizi, kendimize bir ders çıkarabileceğimizi öğrendik.

9.   Tanrının bir perde yarattığını, birçok sırrını bu perde ile sakladığını, özel kişilerin bu perdenin arkasına geçip esrarı gördüğünü, sırları öğrendiğini, orada olanlarla dost olduğunu öğrendik.

10.                  Yanına gidip hizmet ederek dostluğunu kazandığımız ulu kişilerden ve iyi ortamlarda bulunmak gayreti gösterdiğimizde perde arkasına geçebildiğimizi, geçemesek bile perde arkasında olanların bahşiş olarak verdikleriyle saygın olabileceğimizi öğrendik.

11.                  Allah’a ulaşmak, nefsi terbiye etmek için oruç tutarak, ibadet ederek, yalnızlığı çekilerek günlük uğraşılardan kurtulmak suretiyle öz eleştiri yapmamız, olgunlaşmamız gerektiğini öğrendik.

12.                  Halkın adet ettiği, usul koyduğu, alışkanlık yaptığı her şeyden sıyrılmamız, sonu olan sevgilerden temizlenmemiz ve kişisel arzulardan vazgeçmenin insana peygamber kuvveti vereceğini öğrendik.

13.                  Din öğretisi ve inancı nefsi kontrol etmeyi ve şeytanın hilelerinden koruduğunu öğrendik.

14.                  Tanrı erlerini koruyup gözetenlerin kıyamete kadar o kişilerin koruması altında olacaklarını öğrendik.

15.                  Aydın gönüllülerde Tanrı korkusu ve nurlu bakış olduğunu, nurlu sözleri ve nurlu işler yaptıklarını öğrendik.

                                                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar