İnsanlık mertebesinin bütün
canlı yaratıklara üstünlüğü:
Ey yeryüzünde felekler (Yıldızlar) gibi yüce ve değerli olan insan!
Yerler, gökler senin nazını
çekmektedir.
Ününün nerelere yükseldiğini
bilmiyor musun?
Senin zan ve tahmin
edebileceğin mertebeden daha yükseklere!
Önce seni beslemiş olan o
sütnineden (Tanrı’dan) şeker yemedikçe süt
içmedin.
Sana bundan daha çok iyilik
olamaz.
Gerek ki sen de iyiliğini
artırsın.
1245- O kudret kalemi (Kader) sana latif bir sevgili tasviri işledi.
Can ipinin ucunu ciğerine, din mücevherini de kemerine bağladı.
Sen bu dünya çimenliğinde pek
zayıf olduğun halde sırasında en semiz geyikler bile seninle yarışamaz.
Bütün canlı yaratıklar senin
kölelerin, senin tuzağına düşmüş kuşlarındır.
Sen onların başında bir “
Hüma” gibisin.
Makamında otur.
Az ye, az söyle, az
incit!
1250- Aktan, karadan her ne
görürsen hepsi de bu iş alanında bir görevin başındadır.
Baykuş bile, masallara göre
faydasız ve uğursuz bir kuş iken viranelerde Tanrı hazinesinin bülbülüdür.
Bu varlık perdesi içinde
görünen her şey tenine göre de bir canı vardır.
Bunlar gerçi senin
denizindeki cevherlerle nispetle çok eksiktirler.
Fakat onlar da senin gibi
âlemin birer cevherine sahiptirler.
Dikkat et ki artıktan
eksikten sayıya gelen bütün yaratıkların canları kadar da ıstırapları vardır.
1255- Şu varlık âlemi içinde
iyi kötü her yaratık senin gibi savaşmakta, iyilikte, kötülükte sana ayna tutmaktadır.
Sana külah verenlere sen
pabuç ver, perdeden dışarı çıkarsan ay gibi perdeni yırtarlar.
(Uyan,
sabah gibi perde arkasında kalma, sonra sana gece gibi karanlık adını verirler.
Bal arısının kovanı kızıl çamurdandır.
Senin kovanın da bu arı gibi kaynaşan yaratıkların perdesidir)
Boğaz derdiyle daha ne kadar
şu örümcek ağının kapısında sinek gibi çırpınacaksın?
Cihanı kuşatmış olan Tanrı
erenleri senin sırlarını gözlerden sakladılar.
Artık bu perdenin etrafında
fazla dolaştın, şüphesiz ki perde dışına çıktın.
1260- Perdeli olmayan gönülden uzaklaş.
Gizli olmayan
sözleri dinleme.
Bu perde arkasında gizlenmiş
bir hokkabaz başına bu örtüyü desise (Hile, oyun, el
altından yapılan iş) ile bağlamadı.
Elini bu perdeden başka
tarafa uzatma.
Bu perde dışında başka bir
ahenk tutturma!
(Evet) Bu perdeden dinle de
aklın başına gelsin.
Esrar perdesinin (Gizlenilen ve bilinmeyen şeyler, aklın eremeyeceği işler)
halvetinde oturanlardan ol!
Bu perdenin feyzi (İlmi, irfanı, bolluğu, çokluğu, verimliliği, ilerlemesi)
cismini ruhtan daha arı kılar.
Çünkü kırk gün seni zindanda
bekletir.
1265- Er olan zindanda
yatmakla şeref kazanır.
Yusuf bundan dolayı zindanda
yattı.
Gönül kadri (Gönlün tükenmeyen kuvveti, gücü) ve can mertebesi (Seviye) bulmak riyazetten (Oruçla
birlikte ibadet) başka bir şeyle nasip olmaz.
Tabiat unsurlarını riyazetle
meydana gelmiş farz et!
Riyazet altınını da tabiata
bırak.
Riyazet sayesinde öyle bir
mertebeye erişirsin ki, seni bayağılıktan insanlık derecesine yükseltir.
Tabiatın serkeşliği (Dik başlı, başkaldıran, inatçı, itaatsiz) sana boyun
eğer, ihlâs sikkesi ( Her yerde geçerli katışıksız,
temiz, doğru sevgi, gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık)
senin adına basılır.
1270- Akıl ve tabiat (Huy, adet, mizaç) sana yar (Sevgili)
olduktan sonra iş demirci ile attarın hikâyesine varır.
Demirciye gidersen ocağından
yüzüne kıvılcım sıçrar.
Atara varırsan saçlarına
nefis kokular sürer.
Tabiatın urganından (Kalın
ipinden) kurtuluş ihtimali az olduğu gibi dünya kafesinde de hayat pek kısadır.
Âdete (Görenek, usul, tabiat, alışkanlık) uygun gelmeyen her
şey sonunda saadet getirir.
Boş sevdalardan baş çevirmek büyüklük alametidir.
Arzularını yenebilmek peygamberlik kuvvetidir.
1275- Nefsinin isteklerini
buyruğunun altına aldınsa (Korkma)
Sözün doğrusu, feryat sesi
gelir.
Dinin kölesi ol, şeytana
ırgatlık etme.
Din sığınağında barınmaya bak
ki, kıyamet gürültülerinden kurtulabilesin.
Cehennemin o kadar keskin
ateşine karşı Hazreti Muhammed’in sevgisi, amcası “ Ebu
talip” e bekçilik edecektir.
Uluların nazarında (Bakışında) hakikat vardır.
Tanrı korkusu aydın
gönüllerde yerleşir.
***
Mahzen-i Esrar Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13
***
Neler öğrendik:
1.
Gördüğümüz
tanıdığımız göklerdeki her varlıktan daha değerli olduğumuzu öğrendik.
2.
Tanrı’nın sütüyle
bizzat beslediği kişiler olduğumuzu öğrendik.
3.
Tanrı’nın din
mücevheriyle bizi süslediğini öğrendik.
4.
Zayıf bedenli
olduğumuz halde aklımız ve çalışmamızla yaratılan mahlûklardan hızlı olduğumuzu
öğrendik.
5.
Yaratılan her
şeyin bizim emrimize verildiğini öğrendik.
6.
Az yememiz, az
uyumamız ve incitmekten kaçınmamız gerektiğini öğrendik.
7.
Yaratılan her
varlığın bir faydaya göre olduğunu bununda insana hizmet için olduğunu
öğrendik.
8.
Canlıların
hareketlerine bakarak iyi ve kötüyü görebileceğimizi, anlayabileceğimizi,
kendimize bir ders çıkarabileceğimizi öğrendik.
9.
Tanrının bir
perde yarattığını, birçok sırrını bu perde ile sakladığını, özel kişilerin bu perdenin
arkasına geçip esrarı gördüğünü, sırları öğrendiğini, orada olanlarla dost
olduğunu öğrendik.
10.
Yanına gidip
hizmet ederek dostluğunu kazandığımız ulu kişilerden ve iyi ortamlarda bulunmak
gayreti gösterdiğimizde perde arkasına geçebildiğimizi, geçemesek bile perde
arkasında olanların bahşiş olarak verdikleriyle saygın olabileceğimizi
öğrendik.
11.
Allah’a ulaşmak,
nefsi terbiye etmek için oruç tutarak, ibadet ederek, yalnızlığı çekilerek günlük
uğraşılardan kurtulmak suretiyle öz eleştiri yapmamız, olgunlaşmamız
gerektiğini öğrendik.
12.
Halkın adet
ettiği, usul koyduğu, alışkanlık yaptığı her şeyden sıyrılmamız, sonu olan
sevgilerden temizlenmemiz ve kişisel arzulardan vazgeçmenin insana peygamber
kuvveti vereceğini öğrendik.
13.
Din öğretisi ve
inancı nefsi kontrol etmeyi ve şeytanın hilelerinden koruduğunu öğrendik.
14.
Tanrı erlerini
koruyup gözetenlerin kıyamete kadar o kişilerin koruması altında olacaklarını
öğrendik.
15.
Aydın
gönüllülerde Tanrı korkusu ve nurlu bakış olduğunu, nurlu sözleri ve nurlu
işler yaptıklarını öğrendik.
*
RAVLİ