İsa’nın cihanı dolaşan ayağı, küçük bir Pazar
yerine uğramıştı.
1490- Yol üzerine uzanmış bir
çoban köpeğinin cansız yatmakta olduğunu gördü.
Başına kalabalık bir halk
toplanmış, leş kargaları gibi etrafını çevirmiştiler.
(İçlerinden) Biri bunun
kokusu, diyordu, mumun rüzgârdan kokusu gibi zihinlere bulantı verir.
Bir başkası, hayır bu kadar
değil, dedi.
Gözleri karartır, kalplere
bela getirir.
Hülasa herkes bu konuda bir
fikir söyledi.
Leşin başında (Zavallı
hayvana) bir cefa gösterdi.
1495- Söz sırası İsa’ya
gelince köpeğin ayıplarını bir tarafa bıraktı, hünerlerini göz önüne getirdi.
Onun ten kafesindeki
nakışları arasında, dişleri beyazlıkta inciden daha üstündür.
İnciyi korku ve ümitle birkaç kişi elde eder, fakat onun sedefini yakarak (Tozundan) dişleri parlatırlar.
Yalnız başkalarının
ayıbını, kendi iyiliğini görme.
Gözünü bir de kendi yakana
indir, bir gün aynayı eline alırsan kendini beğenenlerden olma!
Kendini tenkit edenlerden ol.
(Meydana
getirdiğin eserlerin değeri bakımından gözden geçir, özeleştiri yap)
1500- Bahar gibi kendini
bezemeye çalışma ki zamane seni soldurma hevesine düşmesin.
(Kıskançlara
kendini hedef yapma)
Ayıplarını örten elbiseyi pek
ince dokudukları için sana dokuz perde daha indirilmiştir.
(Kendi
ayıplarımızı kimse görmüyor sanırız, aslında başkaları tarafından kolayca
görülür)
Şu gök yuvarlağı içinde
dikkat edersen senin boynuna halka olmayan ne var?
(Seni
yönlendiren Heva ve heves’in etkisi tamamen sürükler.)
Köpek değilsen boynuna altın
halka takma!
(Özgürlüğünü
verip de dünyada değerli diye kabul edilen altına değer vererek kendini esir
konuma sokma!)
Eşek değilsen sırtında
İsa’nın yükünü taşıma!
( Doğru
yola getireceğim diye başkalarının yükünü üstüne alma!)
Felek ihtiyarlamış bir dul
kadından, cihan sararmış bir meyveden başka nedir?
(Kâinat
güzelliğini kaybederek sona doğru yaklaştı)
1505- Bütün dünya varlıkları
en eskisinden en yenisine kadar bir arpaya değmez.
Kalk efendi, dünya gamını
yeme!
Eğer sen yemek istersen
Nizami’nin payını yerlere dök.***
Mahzen-i Esrar
Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13
***
Neler öğrendik:
1.
Birbirimizin
ayıplarını görmeye çalışmanın yanlış olduğunu öğrendik.
2.
Birbirimizin
ayıplarını aradıkça söz ettikçe aramıza soğukluk, sonra düşmanlığa dönüşeceğini,
beklemediğimiz belalarla uğraşmak zorunda kalacağımızı öğrendik.
3.
Birbirimizin
marifetlerini, yeteneklerini,
ustalıklarını, bilgilerini öne çıkartarak, överek söz ederek o kişileri
yüceltmemiz ve bu özelliklerinden yararlanarak yaşamımıza katmamız gerektiğini
öğrendik.
4.
Gelişmemiz,
kalkınmamız için iş birliği yapmamız gereklidir ve bunun için aramızda kıskançlık
olmadan, birbirimizi basit suçlamalarla ötelemememiz gerektiğini öğrendik.
5.
Birbirimizin
ayıplarını gördükçe, söz ettikçe kendi ayıplarımızı kusurlarımızı görmezlikten
geleceğimizi ve böylece yanlışa düşüp istemeyeceğimiz sonuçlarla karşı karşıya
geleceğimizi öğrendik.
6.
Kıskançlık
gösterdiğimiz takdirde kıskandığımız her kimseyi kendimize düşman etmekten
başka bir işe yaramadığını öğrendik.
7.
Kendi
ayıplarımızı başkalarının görmediğini sandığımızı ancak her göz ve
değerlendirme yapabilen aklı olanın bizim ayıplarımızı açıkça görebildiğini,
küçümseyip dalga geçtiklerini öğrendik.
8.
Yaşadığımız yer
ve zamanda bizi etkileyecek, heveslendirerek yönlendirdiklerini, gizli amaçları
için bizleri kullanmaya çalıştıklarını görerek ve bunun bilincinde olarak
sürüklenmemiz gerektiğini öğrendik.
9.
Hür insanın özgür
olarak ancak doğru düşünüp yerinde kararlar alabileceğini, uygulama yaparak
başarılar elde edebileceğimizi öğrendik.
10.
Özgürlüğünü çıkarı
için feda edenin kişilik bunalımına girerek kendinin kendine saygısının kalmayacağını,
verimsiz olur ve gelişmesini durdurarak asalak bir tüketici olarak ömrünü
tamamlayacağını öğrendik.
11.
Başkalarını
eğitmek, düzeltmek için başkasının yükünü üzerine almanın bizim ilerleme
yolumuza yük ve engel olacağını öğrendik.
12.
Kişi düzelmek istemedikçe, kişi öğrenmek istemedikçe,
kişi yanlışının farkına vararak düzelmek istemedikçe
bizim faydamız olmayacağını, boşa yorulup kendi yolumuzdan kendimizi
alıkoyacağımızı öğrendik.
13.
Düzelmek,
öğrenmek, doğrulmak, gelişmek için istekli olana yardım etmemiz gerektiğini öğrendik.
14.
Dünya yaşamının gereklerini yapmamız
gerektiğini ancak sevgimizi vermenin yanlış olduğunu, sevgiye layık olanın
Tanrı ve onun dostları olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,*
RAVLİ EDEP yaz Google den incelemelisin.
*
RAVLİ