22 Nisan 2013 Pazartesi

MAHZENİ ESRAR SIRLAR HAZİNESİ 50

ONSEKİZNCİ MAKALE
 Ahreti karşılama ve dünya halkının mezhebi (Gidilen, tutulan yol).

Birkaç kalpazan kalkmış, sahte bir kalıp dizmişler.

1965- İşkembeye benzeyen (Özü kavramamış) o gibilere yalnız yüz tarafından bak.

Sırlarını onların parmağına dolamakta sakın.

(Sırlarını o kimseyi söyleme.
Söylediğin sırrı ele alıp sürekli seni baskı altına alırlar)

Onlar, karşında nurdan daha saf görünür, arkanda gölgeden daha münafık (İki yüzlülük ederek) yürürler.

(Senin ne istediğini anlayarak doğruyu değil de duymak istediklerini söylerler)

Nurdan daha düğümlü (Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum), sâde görünüşlü, fakat içten pazarlıklıdırlar (Kendisinin bildiği fakat açıklamadığı gizli amaçları olan).

Eksik tarafını görür, iyiliklerini unuturlar, daima kusur (Eksiklik, noksanlık) arayan şikâyetçidirler.

Sana sevgi ve muhabbet gösterirler, kinlerini düğümleyerek içlerinde saklarlar.

(Gizli düşmanlık olan amacına ulaşmak, anlaşılmasını önlemek, perdelemek için; senden istediğini almak, sana istediği kötülüğü yapmak için kendisini yardımsever dost olarak ve seni seven gösterir, inandırmaya çalışır)

1970- Bir âşık ki, topraktan daha donuk kalpli, bir yiğit ki gönlü gibi ölü, onların dostluklarını gönül mihengine vurma.

(Deneme bile yapmaya gerek duymadan anlaman için; Aşkın verdiği bir sıcaklığı ne sözlerinde ne yüzlerinde ne de davranışlarında bulamazsın, göremezsin)

Sarhoş değilsen ayağını bu çamura basma.

(Aklı başında olan bu değerlendirmeyi baştan yaparak kendini bulaştırmaz)

Onlar dağların hazine bekçisidirler.

(Dağda olan maden toprağa karışık olduğundan ele gelmeyen, çıkarılmamış, işlenmemiş hazine bekleyen durumdadır)

Yanlarında sırrını açma, rüsvalık (Ayıplanacak durumda olmak, rezil olmak) istemiyorsan onlara seslenme.

Dalkavuklukla (Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, yağcılık yapan) ağzından bir şeyler kaparlar, sonra kendilerini senden daha üstün göstermeye çalışırlar.

Bu edepsizle nasıl barışabilirsin?
Böyle bir barışı Allah kahretsin.

(İyi ahlak, incelik, terbiye olmayanla uyum sağlanmaz, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan yakınlaşma oluşturulamaz)

1975- Menfaat (Çıkar) kaygısıyla karışık her söz, düşmanlıkla karışık bir dostluğun ifadesidir.

Senlik, benlik duygularından hâsıl olan (Çıkara dayanan) dostluğun daima düşmanlıkla ilgisi vardır.

Dost rahatlık veren bir merhemdir (İlaç).
Yoksa birtakım bayağıların sözünü etme.

Dost senin kusurunu hüner, zehrini şeker görür.
Yılan değilsin ki, fazla muhabbetin dolayısıyla kendi yavrularını yiyesin.

1980- Dost kimdir?
Sır saklayan.
(Düşmanına zayıf tarafını söylemeyen)

Bu sahte dostlar ise rüzgâr gibi hep gizli perdeleri açarlar.

(Seni iyi tanıyarak çıkarı için kullanmak için gizlediğin zayıf tarafını bulmaya çalışır)

Onlar, hep sana nasıl üstün geleceklerini düşünmekle, işinin kazancını hangi efsunla (Göz bağlayıcılıkla doğruyu bulamaz, düşünemez duruma getirmek) aşıracaklarını sayıklamaktadırlar.

Yüzüne karşı sana âşık (Sevgi gösterir, iltifat eder) görünür fakat dar vakitte yan çizerler.

(Onlara ihtiyaç duyduğun vakit bahanelerle uzaklaşırlar)

Sana açıktan açığa dostluk gösteren bir kimsenin sevgisini kalbin inkâr ederse o dost değil, bir düşmandır.

( Bu kişi dostum mu? Sorusunu kalbe sormak gerekir)

Gerçek dostun kim olduğunu ceset (Vücut) ne bilsin?
Vefalı dostu (Sevgisinde kararlılıkla devam eden) ancak kalp tanır.

1985- Bir kalbin yüz bin gamı var, solgun bir gül, yüz diken yarası.
Ülke çok ama Feridun (Yiğit) bir tanedir.

(Göründüğü gibi olan, olduğu gibi görünen bir kişiyi bulmak çok zordur)

Hoş kokular bol, fakat dimağ (Akıl, şuur, beyin) küçük âlemde (Dünya âleminde) her varlık içinde perdededir.

Senin sırrına da ancak kalbin aşinadır (Bilir, tanır).
Kalbinde anahtar yoksa ona başkalarının kalbinden ne çare arıyorsun?

(Kalbin anahtarını ahlak kurallarına göre kendini mukayese ederek özeleştiri yaparsan bulabilirsin)

Dar kalpli değilsen sırrını güneş gibi ovaya yaymak niçin?
Bu hatadır.

(Sıkıntıda olan, bir yere sığınmak isteyen, sorunlardan kaçan, kötü duruma düşmekten korkan, dağınık, karışık, çekinden biri isen ağzını sıkı tutmalısın, tutamıyorsan insanlara fazla yaklaşma)

1990- Kalbin, sakladığı sırlardan birini açıklarsa şaşma.
Şarapla dolu şişe içindekini gizlemez.

(Sırrını sen söylemesen de gizlesen de senden daha uyanık olanlar anlar, açıklar)

Sana herhalde gerçek bir dost gerekli ise bunu kendinde ara!
Mutlak başka bir dost bulmaya karar verdiysen çalış ki iyi bir yoldaş seçesin.

Dostunun içyüzünü anlamadan sakın gizli cevherlerini saçma.

                                 ***
Mahzen-i Esrar
Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13

                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Gerçek dost insanın kendi içindeki kalbi, gönlü, nefsi olduğunu ancak başka bir dost bulmak için olgunluğa ulaştıktan sonra aramak gerektiğini öğrendik.

2.   Gençken, toyken, bilgisizken edinilen dostlukların dost sanısı olduğunu, ilk problemde bozulduğunu öğrendik.

RAVLİ DOST DÜŞMAN yaz Googleden incelemelisin.

RAVLİ SIR yaz Googleden incelemelisin.

RAVLİ AKIL yaz Googleden incelemelisin.

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar