Sofunun biri (Günün birinde)
şeytana uydu, yolunu mescitten meyhaneye çevirdi.
Şarabı ağzına götürünce
ağlamaya, kanlı yaşlar dökmeğe başladı.
Ey zavallı ben!
Diyordu, artık başka ne çaren
kaldı?Hava ve heves kuşu gönlümde yuva yaptı.
Tespih taneleri bana bir
tuzak gibi göründü, nazarımda Kâbe sanki bir vakit hırsızı oldu.
Artık öz yurdum harabat
diyarıdır (Meyhane).
1420- Kara bahtım beni kötü
talihliler arasına kattı.
Kalenderlik yolunun yolcusu
oldum.
Akıl gözü benden gizlenmiş,
harabatı diyarı (Meyhane) benden daha harap
olmuştur.
Cihanın ar (Utanma) ve hicabı (Sıkılma)
benim gibi bir garibin başına gelsin, adım sanım cihandan kaybolsun.
Bu hal kader işi olmasaydı
ben kim, put kim?
Zahitlik nerede, meyhane
nerede?
O bahiste (Konuda) nazar ehli (Görüş
sahibi bilgin) olan bir dervişin biri ona şu cevabı verdi:
1425- Gittiğin yol, kaza ve kader yolundan uzaktır.
Bunu böyle bil.
Kaza ve kaderin iradesi
karşısında senin gibi yüz binlerce insanın bir arpa kadar değeri yoktur.
Sen tövbe ve mazeret kapısına gel de günahlarını temizle.
Bu bahiste başka söz söyleme.
Sen özür dilersen (Günah olduğunun farkına varıp pişman olursan) gideceğin
yere izzet (Değerli, kıymetli, yücelikle, ululukla,
kuvvetle, kudretle, hürmetle, saygıyla) ve ikramla (Ağırlayarak, armağanlar, hediyeler vererek, hesap dışı bağışlarla)
götürürler.
Yoksa oraya tutsaklar gibi
zorla gidersin.
Toprak üzerindeki çayırlarda
yayladığın yeter.
Biraz da feleklerin yeşil
bahçelerini seyret de zevk al.
(Başını
aşağıdan yukarı doğru kaldırıp yükseklere bak ve oralardan zevk al, isteğini
yukarı doğru yönlendir)
O manzara sendeki gaflet
uykusunu (Dikkatsiz, ihtiyatsız, ihmal, endişesiz olma
durumu) dağıtmazsa bir köşeye çekil, göç günü için biraz azık hazırla.
1430- Diri iken ölüler gibi uyumak, ceza gününde gözlerinden kanlı yaşlar dökmek hoş olmaz.
Seni böyle bir uyku sersemi
gören “Şefaatçi” (Tanrı’ya senin affedilmen için
aracılık eden) o zaman yüzünün peçesini örterek senden gizlenir.
Kalk ey Nizami!Felek göçü yükledi.
Sen gece yarısı burada ayağı
bağlı ne duruyorsun
***
Mahzen-i Esrar Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13
***
Neler öğrendik:
1.
İbadet edenlerin
ibadetlerinden zevk almamaya başlayabileceğini öğrendik.
2.
Bilgi ile
donatılmamış inancın bir zaman sonra bıkkınlık verebileceğini öğrendik.
3.
Yaptığının hemen
karşılığını almak ve görmek isteyenlerin ibadetten soğuduklarını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Bu anlatılanlar 40 yaş ve
sonrası olanlar içindir.
40 yaşına kadar dünyalık
çalışıp çabalamasın, ihtiyarladığın zaman seni başkasına muhtaç olmayacak
birikimlere sahip olmalısın.
40 yaşına ulaşan artık ahret
yolculuğuna hazırlığa başlaması içinden gelen bir istekle başlar.
Ahrette karşılaşacağı durumlar
için o âlemde geçerli olan birikimi sağlamaya başlamalısınız.
Her şeyin sonunu ve sonucunu
önceden düşünen gerekli hazırlık yapma zamanını bulur ve hazırlıklı olarak o
hedefe ulaşır.
Bu yazıyı okuyan genç arkadaş
hemen dünyaya küsüp, kızıp, sevinç içinde yaşamaktan vazgeçmemelisin.
Dünyaya Tanrı seni bir hizmet
etmek için gönderdi ve bu işi yapman için gerekli donatım sağladı.
Yaptığın işler de ibadetten
olduğunu unutmamalısın.
Tanrı’nın emri 5 vakit namaz,
namazdan başka sanki önemli ibadet yok gibi anlatanlar genelde etkilediği
kişileri dine ve ibadete soğuturlar.
Hâlbuki Tanrı’nın her emri ve
yasakları bizim sevinç içinde ebedi yaşamamız, kendisi ile beraber olmak için
önerdiğini tavsiyeler bütünüdür.
Eğer beklenti içinde ibadet
ediyorsan ve hemen beklentini alamıyorsan Tanrı’dan soğursun, taklit olarak
ibadet erdesin, ibadetten zevk almazsın.
O Halde önce Tanrı’yı tanı,
tanıdıkça sev, Tanrı’nın sevdiklerini sev ki aşk yolunu onlardan öğrenerek
kabul edilen ibadet yap.
Her şeyin bir zamanı vardır.
İçinden gelen bir istekle
yaptıkların beğenilir.
Önce bilgilen sonra uygula da
sevinç içinde yaşamayı öğren.
RAVLİ KALENDER yaz Google den
oku.
RAVLİ KADER yaz Google den
oku.RAVLİ TÖVBE yaz Google den oku.
RAVLİ DOĞRU YOL Google den oku.
*
RAVLİ