(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
70. Burası Ka'be'yse şu put
nedir?
Muğ’ların (Ateşe tapanların) eviyse şu Tanrı ışığı da ne?
Bu evde bir define var ki dünyaya
da sığmaz, ahrete de;
Bu ev de bahaneden ibaret, şu ev sahibi de.
Zulüm evi diye el uzatma bu eve;
Ev sahibine de bir şeycikler söyleme;
Çünkü geceden kalma sarhoş zaten o.
Bu evin taşı, toprağı, tamimiyle
amber, tamamıyla misk (Güzel kokulu);
Bu evin damı, kapısı, baştanbaşa beyit, baştanbaşa rubai.
Hâsılı (Ortaya
çıkan, görünen), bu eve yol bulan, yerin padişahıdır, zamanın Süleyman’ı
(Buyruğu insana, cine, hayvanlara, bitkilere geçen).
A ev sahibi, bir kerecik olsun şu
damdan başını eğ;
Güzelim yüzünde devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya insanları yönlendirme ve yöneltme makamı) ikbal (Baht açıklığı) izi var çünkü.
Canına and (Yemin) olsun, senin yüzünü görmekten başka, yeryüzünün
padişahlığı bile olsa, hepsi de afsun (Büyü),
hepsi de masal ancak.
Bahçe, bu ne yaprak;
Bu nasıl çiçek diye şaşırıp kalmış:
Kuşlar, bu ne çeşit tuzak,
Bu ne biçim yem diye şaşkınlığa dalmış.
Bu, gökyüzünün zengini, Zühre’ye (Venüs)(Güzel yüzüyle,
yumuşaklığıyla ve sevimliliğiyle, incelik ve zarafetiyle, neşeli ve istekli,
güzel huyuyla kendini gösterene), Ay’a (Karanlıkta
kalanları aydınlatan yolu aydınlatana) benziyor;
Bu ev, aşk evi;
Ne ucu var, ne bucağı.
Can, ayna gibi şeklini
kucaklamıştır;
Gönül, tarak gibi saçlarına, baş-aşağı dalmıştır.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin kaynağı kendisi olan nurlu ışığa sahip olduğunu, her nereye gitse aydınlattığını öğrendik.
2.
Aşk
evine yol bulanın yetki ve görev sahibi olacağını öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin yüzünü bir an görmenin bile çok kazanımlar sağlayacağını
öğrendik.
4.
Âşıkların
toplandığı aşk evinde güzelliklerin başka bir güzel yanını görüleceği yer
olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini gönlüyle ve canıyla kucakladığı, gönlünü alçalttığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Muğ’ların (Ateşe tapanların) eviyse şu Tanrı ışığı da ne?
Bu ev de bahaneden ibaret, şu ev sahibi de.
Ev sahibine de bir şeycikler söyleme;
Çünkü geceden kalma sarhoş zaten o.
Bu evin damı, kapısı, baştanbaşa beyit, baştanbaşa rubai.
Güzelim yüzünde devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya insanları yönlendirme ve yöneltme makamı) ikbal (Baht açıklığı) izi var çünkü.
Bu nasıl çiçek diye şaşırıp kalmış:
Kuşlar, bu ne çeşit tuzak,
Bu ne biçim yem diye şaşkınlığa dalmış.
Bu ev, aşk evi;
Ne ucu var, ne bucağı.
Gönül, tarak gibi saçlarına, baş-aşağı dalmıştır.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin kaynağı kendisi olan nurlu ışığa sahip olduğunu, her nereye gitse aydınlattığını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini gönlüyle ve canıyla kucakladığı, gönlünü alçalttığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ