(Mevlana Hazretleri
Aşkı anlatıyor)
3860. Yeryüzüyle dağ âşık
olmasalardı gönüllerinden bir ot bile bitmezdi.
Deniz aşkı anlamasaydı elbette
bir yerde kararı olurdu.
Sen de âşık ol da aşığı tanı:
Vefa et de (Sevgiyi devam ettiren, sevgi, dostluk bağlılığı olan) vefa (Sana sevgiyle bağlananı, dostluk göstereni) bul.
* Gökyüzü, emanet yükünü kabul
etmedi (Ahzâb suresi 72. Ayet.);
Çünkü âşıktı, hata etmeden korktu.
* Kimyagerliği (Üstün özellikler taşıyan çok değerli uyumu), Peygamberden
öğren de Tanrı sana ne verirse razı ol ona.
Uğradığın derde (Ağrıya, hastalığa, üzüntüye, soruna) razı oldu mu o
solukta hemen açılır cennet kapısı.
Gam elçisi (Üzüntülü düşünce durumu) geldi mi sana, kucakla (Ret etme, kovma) onu;
Zaten bildiksin (Daha önceden bildin, gördün, yaşadın) onunla.
Sevgiliden gelen cefaya (Yasaya veya vicdana aykırı olarak uğrattığı kötü duruma)
neşeyle merhabalar saç-dök.
O gamla (Üzüntülü
düşünce durumuna) şekerler saçan, latif (Yumuşak,
hoş, ince bir güzelliği olan), gönül alıcı dilber, büründüğü çarşaftan
soyunur (Öz benliğini gösterir, aradaki perdeyi
kaldırır).
Gam çarşafının ucuna el at (İlgilen), sarıl (Benimse);
Çünkü pek güzeldir, pek vefalıdır o (Sevgiyi sürdürendir, sevgi, dostluk bağlılığına devam edendir).
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
(Kur’an Azhâb suresi 72:
Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik
de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, korktular.
Onu insan yüklendi.
Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.)
Neler öğrendik;
1. Allah’ın aşkı yarattığını, bu aşkla kainatı canlandırıp hareketli kıldığını öğrendik.
2.
Âşık olan kişinin aşığı tanıyabileceğini, sözle
anlatımın anlamak için yeterli olmayacağını öğrendik.
3.
Sevgiyle bağlanan, sevgi, dostluğu devam ettiren
yaptığının karşılığını alacağını öğrendik.
4.
Allah yarattığına kendi özelliklerinden bazılarını
emaneten vermeyi teklif ettiğini, insanın bunu kabul ettiğini öğrendik.
5.
Allah’ın verdiğini uygun bulup beğenmemiz,
benimsememiz, istememiz, kabul etmemiz, en doğru biçimde peygamberlerden
öğrenmemiz ve uygulamamız gerektiğini öğrendik.
6.
Başımıza gelen dert ve sıkıntıları Allah’tan geldiği
zaman hoş karşılayıp kabullendiğimiz takdirde cennete giriş müsaadesi
alınacağını öğrendik.
7.
Her üzüntünün sonunda müjde olduğunu bilmemiz
gerektiğini öğrendik.
8. Sevdiğimizden gelen sıkıntıyı hoş karşılamamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Sevdiğimiz Allah dostundan gelen sıkıntılara neşeyle karşıladığımız zaman onun araya koyduğu mesafeyi-perdeyi kaldırdığını, hakikati olduğu gibi bizim anlayışımıza yerleştirdiğini, hayata ve geleceğe doğru yoldan ilerleme sağlayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Vefa et de (Sevgiyi devam ettiren, sevgi, dostluk bağlılığı olan) vefa (Sana sevgiyle bağlananı, dostluk göstereni) bul.
Çünkü âşıktı, hata etmeden korktu.
Zaten bildiksin (Daha önceden bildin, gördün, yaşadın) onunla.
Çünkü pek güzeldir, pek vefalıdır o (Sevgiyi sürdürendir, sevgi, dostluk bağlılığına devam edendir).
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
(Kur’an Azhâb suresi 72:
Onu insan yüklendi.
Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.)
1. Allah’ın aşkı yarattığını, bu aşkla kainatı canlandırıp hareketli kıldığını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Sevdiğimiz Allah dostundan gelen sıkıntılara neşeyle karşıladığımız zaman onun araya koyduğu mesafeyi-perdeyi kaldırdığını, hakikati olduğu gibi bizim anlayışımıza yerleştirdiğini, hayata ve geleceğe doğru yoldan ilerleme sağlayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ