1500. Sen meyhaneye vakıfsın (Tekkede topluma hizmet etmeye kendini adamışsın) ;
Gelirin de şarap (Tanrı’nın
öğrettiği şarap tesiri yapan sözleri), giderin de;
Sakın bu vakıftan bir habbecik (Su kabarcığı) bile verme aklı başı olanlara (Sürekli akıllı davranana söyleme), verme ayıklara (Sarhoşluğu olmayana su kabarcığı kadar da Tanrı şarabından
verme).
Ey berbat çalan şûh (Neşeli
ve serbest), nazik (Başkalarına karşı saygılı
davranan) çalgıcı, sen mi daha sarhoşsun, ben mi daha sarhoşum?
Senin gibi bir sarhoşa karşı afsunlarım (Helal büyülerim) efsane kesilmiş (Dillere düşmüş, meşhur olmuş);
Hangimiz daha sarhoşuz söyle.
Evden dışarı çıktım, bir sarhoş karşıma çıkageldi;
Her bakışında yüzlerce gül bahçesi gizliydi,
yüzlerce köşk gizli.
Demir atmamış gemi gibi eğri-büğrü gidiyordu;
Onun hasretiyle yüzlerce akıllı-fikirli kişi ölmüş
gitmişti.
Nerelisin dedim, beni alaya aldı da dedi ki:
A benim canım, yarımız Türkistan’dan, yarımız
Fergane’den (Özbekistan’da bir ilden).
Yarımız sudan, topraktan, yarımız candan, gönülden;
Yarımız deniz kıyısı, yarımız baştanbaşa inci.
Bana yoldaşlık et dedim, senin hısımınım ben;
Dedi ki:
Ben hısımla (Akraba ile)
yabancıyı, yadla (Adını söylemekle) bilişi (Önemsemediğimden, aklımda tutmadığım için) tanımıyorum
ki.
Âşığım ben, sarığım yok, meyhanecinin yurdundayım;
Bir gönlüm var ki sözlerle dopdolu;
Şimdicek anlatayım mı, söyleyeyim mi, yoksa
söylemeyeyim mi?
Topalların halkasında topallamak gerek;
Bu öğüdü yüce hocadan duymadın mı sen?
Böyle bir güzelin sarhoşu, nihayet bir tahta
direkten de aşağı olamaz ya;
Hannâne (Hazreti Muhammed’in dayanıp Cuma günü hutbe okuduğu direğin
adı) direğinden de bir feryat, bir figan (Ağlama,
inleme) kopmuştur hani.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Kendini Allah
aşkına ve onun dostlarına tutkulu sevgiyle bağlanan kişinin konusunun Tanrı
şarabı olduğunu öğrendik.
2.
Aklı başında
olanın Tanrı sarhoşluğunu, Tanrı şarabının değerini anlayamaz oldukların dolayı
Tanrı’nın sarhoşluk veren sözlerini söylememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Bir
ağaç kütüğü bile ahreti dünyaya tercih ettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ