26 Aralık 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1500 İNCİ BEYİT

1500. Sen meyhaneye vakıfsın (Tekkede topluma hizmet etmeye kendini adamışsın) ;
Gelirin de şarap (Tanrı’nın öğrettiği şarap tesiri yapan sözleri), giderin de;

Sakın bu vakıftan bir habbecik (Su kabarcığı) bile verme aklı başı olanlara (Sürekli akıllı davranana söyleme), verme ayıklara (Sarhoşluğu olmayana su kabarcığı kadar da Tanrı şarabından verme).

Ey berbat çalan şûh (Neşeli ve serbest), nazik (Başkalarına karşı saygılı davranan) çalgıcı, sen mi daha sarhoşsun, ben mi daha sarhoşum?

Senin gibi bir sarhoşa karşı afsunlarım (Helal büyülerim) efsane kesilmiş (Dillere düşmüş, meşhur olmuş);
Hangimiz daha sarhoşuz söyle.

Evden dışarı çıktım, bir sarhoş karşıma çıkageldi;
Her bakışında yüzlerce gül bahçesi gizliydi, yüzlerce köşk gizli.

Demir atmamış gemi gibi eğri-büğrü gidiyordu;
Onun hasretiyle yüzlerce akıllı-fikirli kişi ölmüş gitmişti.

Nerelisin dedim, beni alaya aldı da dedi ki:
A benim canım, yarımız Türkistan’dan, yarımız Fergane’den (Özbekistan’da bir ilden).

Yarımız sudan, topraktan, yarımız candan, gönülden;
Yarımız deniz kıyısı, yarımız baştanbaşa inci.

Bana yoldaşlık et dedim, senin hısımınım ben;
Dedi ki:
Ben hısımla (Akraba ile) yabancıyı, yadla (Adını söylemekle) bilişi (Önemsemediğimden, aklımda tutmadığım için) tanımıyorum ki.

Âşığım ben, sarığım yok, meyhanecinin yurdundayım;
Bir gönlüm var ki sözlerle dopdolu;
Şimdicek anlatayım mı, söyleyeyim mi, yoksa söylemeyeyim mi?

Topalların halkasında topallamak gerek;
Bu öğüdü yüce hocadan duymadın mı sen?

Böyle bir güzelin sarhoşu, nihayet bir tahta direkten de aşağı olamaz ya;
Hannâne  (Hazreti Muhammed’in dayanıp Cuma günü hutbe okuduğu direğin adı) direğinden de bir feryat, bir figan (Ağlama, inleme) kopmuştur hani.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Kendini Allah aşkına ve onun dostlarına tutkulu sevgiyle bağlanan kişinin konusunun Tanrı şarabı olduğunu öğrendik.
2.    Aklı başında olanın Tanrı sarhoşluğunu, Tanrı şarabının değerini anlayamaz oldukların dolayı Tanrı’nın sarhoşluk veren sözlerini söylememiz gerektiğini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren;
Bir ağaç kütüğü bile ahreti dünyaya tercih ettiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ         

Popüler Yayınlar