10 Aralık 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1340 İNCİ BEYİT

1340. Çelebi (Görgülü, terbiyeli, olgun kişi), seviyorum seni, seviyorum seni;
Fakat sen nerdesin, nerde?

Kibrin (Kendini beğenmen, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik), gururun (Kendini büyük ve önemli gösterme davranışın) da yok senin;
Şu anda ara bizi, ele al (İncele, araştır) gönlümüzü.

Mademki rahatlaştın, sükûn (Erinç, huzur, rahat) buldun, nerde uyumuştun, ne rüya görmüştün, söyle ey gönül;
Bildiğin gibi gene sarhoş oldun, dilerim, ayılmayasın hiç.

Vah (Yazık) benim dayancım, vah.
Sevgilinin ağzı açıldı mı sunduğu şarap ne de güzeldir;

Tatlılaştıkça tatlılaşır, bi-teviye  (Değişmeksizin, düzenli, aynı biçimde tekrarlanan, aynı biçimde sürüp giden) ağdalaşır (Koyulaşır) gider.

Sen bir tuzlasın (Tuz elde edilen havuzsun) sanki hem de her canın ta gönlünün içindesin;

Ey lütfu (Önemli birinden beklenilen iyilik, yardımı) umulan, ihsanı (Karşılık beklemeden yardım etmesi) beklenen, herkesin tadı-tuzu (Zevk veren) her şeyin güzelliği-alımı, senin güzelliğinden gelmede.

Her güzel, birazcık sana benziyor, yoksa ne erkeğe bakardım, ne kadına, dünyadan göz yumar giderdim.

Hak bana gülse de, tutup ellerimi bağlasa da, kınasa (Ayıplasa), azarlasa (Kırıcı sert söylese, paylasa ) da buradan gitmene imkân yok.

Soğuk (Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisiz) donuk  (Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk) kişilerden gönül soğur (İstek, sevgi, ilgi kalmaz), üşüyüp donar (Gelişmez, yeniliklere açık olmaz), mazı sarılıp soldu mu (Asalakların oluşturduğu urdan) gönlü kararır insanın.

Senin sesini duydu mu önünde yüzlerce perde, yüzlerce burç (Kalelerde olan yuvarlak kule), yüzlerce kale olsa güvercin, onların hepsini de aşar, uçup gelir, buluşma kulesine konar.

Bir kavim  (Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı olan boy ve soy bakımından birbirine bağlı insan topluluğu) var ki kötülük (Zarar vermek) için yaratılmış, sana ulaşma (Yakınlaşma) hususunda yalanlar söylerler, laflar uydururlar;
Fakat biz, o sözleri işitmeyiz bile a efendim.

Şu inatçı nefis, keçi yavrusu gibi dağlara, tepelere çıkmak ister, yücelmeyi diler;
Fakat sakalından başka nesi var, ona kaba-sakal adından başka ne ad takayım?
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Görgülü, terbiyeli, olgun kişileri Mevlana Hazretlerinin sevdiğini öğrendik.
2.    Hazreti Mevlana kibirden, gururdan kendini arındırmış kişileri Mevleviliğe davet ettiğini, onlara yücelme yollarını öğreteceğini öğreneceğini öğrendik.
3.    Uzun süreli mutlu ve huzurlu, ağız tadımızın olması için Hak şarabı içmek gerektiğini, bunun yollarını Mevlevilikte öğrenebileceğimizi öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren;
İç âlemimizi temizleyip saf hale getirdikten sonra yücelme yollarını bulabileceğimizi, bunun için de Hazreti Mevlana’ya tutkulu bir sevgiyle bağlanıp, her dediğini doğru kabul ederek, onun sevgisini ve yardımını almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar