18 Aralık 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1420 İNCİ BEYİT

1420. Tanrının ebedi hayat denizine daldın, bir dalgadır yuttun da ebedi canı gördün, şu can bir vebal kesildi (Sorumluluk aldısana.

Artık aşka sahip oldun, şu mal-mülk ne işe yarar sence;
Şu âlemin mevkii, devleti, senin ulaştığın mevkie, devlete karşı nedir ki, kaç para eder?

Cevabındaki letafet (Güzellik, hoşluk, incelik), sualindeki (Soru sormandaki) zevk (Düşünülmesinden doğan hoş duygu) yüzünden dünyanın kulağında yüzlerce altın küpe var, bir bak da gör.

Elinden, potadan (Maden eritilen yerden) çıkmış ayarı tam altına nail (Ulaşmış) olmayan ham  (Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş) kişiler bile altın yerine senden gelen taşlar, kırık-dökük (Düzgün olmayan, parça-parça) şeyler yüzünden neşe (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç) içindedirler.

Yerinin çevresinde yüzlerce gök, dönüp durmada;
Yeni ayına karşı yüzlerce dolunay secde etmede, yerlere kapanmada.

Sana karşı köpek nefsimiz tilkilik (Kurnazlık) edecek, düzenlere başvuracak ha;
İmkân mı var buna?

Senin çakalına (Titiz, huysuz, görgüsüz olanına) aslan (Sağlıklı güçlü kişiler) bile secde etmede (Saygı göstermede).

Gece gibi, gündüz gibi elsiz-ayaksız yollara düşmüşüm, yelip duruyorum a benim canım;
Çünkü gökyüzünden her an senin, “Gel” diye çağırdığını duymadayım.

Senin nuruna karşı bizim karartımız da nedir?
Senin güzelim işlerine karşılık bizim kötü işlerimizin ne değeri olabilir?

Gündüzün, ağacının çevresinde gölgeyiz sanki!
Geceleyin de seher çağına dek, derdinden, eleminden emin olduğumuz halde ağlayıp inlemedeyiz.

Âdem bile azarlayışının verdiği şevkle cennetin başköşesini bıraktı da huzurunda, kapı eşiğini makam edindi.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Allah’ın ebedi hayatının olduğu yere önemseyip içselleştiren canın aşka sahip olduğunu, böylece dünyalık beğenilerin ve önemsenenlerin değersiz ve gereksiz olduğunu öğrendik.
2.    Aşkın zevkini hiçbir yerde bulamayacağımızı, kişiyi hamlıktan çıkartıp olgunlaştırdığını öğrendik.
3.    Allah’tan “Gel” daveti alanların nura doğru hızla gittiklerini, her şeyden emin oldukları halde ağlayışlarına devam ettiklerini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren;
Allah’ın azarlayışın, huzurundan kovuşunun bile makam olduğunu öğrendik, anladık.

Yarabbi!
Bizi ipini salıp kendi haline bıraktığın topluluğa sokma.
Âmin.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar