900- Gönlümü söküp attım, bir başka şeyle diriyim
şimdi.
Aklı
da ta kökünden, ta temelinden yakıp yandırdım, gönlü de, düşünceyi de.
A
insanlar, a insanlar!
Adamlık
beklemeyin artık benden;
Öyle
düşüncelere daldım ki düşündüklerimi deli bile düşünemez.
Deli
(Cesaretlidir fakat ölümden korkar), esrikliğimi
(Sarhoşluğumu) gördü de ağzından köpükler
saçarak kaçtı benden;
Ecelle
karıştım, kaynaştım (Ölmeden önce öldüm) ben,
yokluk âlemine (Adresi belli olmayan yere) uçtum
ben.
Aklım
tamamıyla bezdi (Bıkıp usandı) bugün benden, onu
(Allah’ı) görmemişim sanıyor da beni korkutmak
istiyor.
Neden
korkayım ondan?
Onun
için bir surete büründüm;
Nasıl
olur da define olurum?
Mahsustan
bir bucağa girdim, gizlendim.
Ne
yıldızların kâsesine (Burçların etkilerine) aldırış
ederim, ne feleğin sofrasına (Şansa).
Fakat
yoksullar (Allah’a muhtaç olanlar) için nice
kâseler yaladım ben, ne aşağılara düştüm ben.
Eşeklerin
(Kaba, düşüncesiz) hasetleri (Kıskançlıkları, çekemezlikleri), nazarları (Uğursuz bakışları) yüzünden, beden hapishanesinde
kanlara gark oldum;
Kanlara
bulanmış eteğimi topraklara sürüyüp duruyorum.
Dünya
hapsine bir iş ucundan girdim;
Yoksa
ben nerdeyim hapsolmak nerde?
Kimin
malını çaldım ki?
Ana
karnındaki çocuk gibi kanla besleniyorum;
İnsanoğlu
bir kere doğar, bense kaç kere doğmuşum.
İstediğin
kadar bak, dikkat et bana, fakat gene tanıyamayacaksın beni, çünkü az gördün
beni sen, hâlbuki benim yüzlerce sıfatım var.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Aşkın verdiği
diriliğin yanında gönlün, aklın, düşüncenin vereceği diriliğin değerinin olmayacağını
öğrendik.
2.
Hazreti
Mevlana’nın düşünce sınırlarını zorlayıp geçtiğini, yaşam ve ölüm sınırında çok
zaman geçirdiğini, delinin bile çekinip korkacağı sarhoşluğa ulaşarak yokluk
âlemine gittiğini öğrendik.
3.
Aklın insana
korku verdiğini öğrendik.
4.
Akıl yolunda
Allah’ı göremeyeceğimizi yalnızca sanatındaki eserlerini görebileceğimizi
öğrendik.
5.
Yıldızların ve
dünya düzeni olan feleğin etkilerine aldırış etmemek gerektiğini, fakat bizim
ihtiyacımız olmasa bile muhtaçlar için aşağı düşsek bile çalışmak gerektiğini
öğrendik.
6.
Bizi her zaman
kıskananlar olabileceğini bize zarar verebileceklerini bilerek ve kabul ederek çalışmalarımıza
devam etmemiz gerektiğini öğrendik.
7.
Bir suç
işlemediğimize rağmen ruhumuzun beden hapsine konduğunu öğrendik.
8.
Mevlana
Hazretlerinin defalarca kendini yok edip küllerinden yeniden doğduğunu
öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Hazreti Mevlana’nın görev, ödev,
toplumsal veya hukuki bakımından yeri ve özelliği çok olduğunu, bizim ancak
kendi görüşümüzün gücü ve ihtiyacımız kadarını tanıyabileceğimizi,
anlayabileceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ