13 Ekim 2014 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 730 İNCİ BEYİT


730-  Ey bekçi, kapıya otur, ağzından ciğer kokusu gelen (Çok acı ve sıkıntı çeken, büyük bir acıya uğramış, yüreği yanan) ateş gönüllü (Sıkıntılı ve telaşlı) âşıktan başkasını sokma meclisimize.
(Hamlıktan kurtulamamış, pişmemiş, sıkıntı çekmemiş, ateş görmemiş kişiyi topluluğumuza sokma)

Bu çeşit âşıktan başkasından el istersen tutar, sana ayak verir, ayak istersen baş;
Ödünç bel istersen de bel yerine balta verir sana.
(Âşık kendisinden istenileni doğru anlar ve işine yarayanı verir)

Şaraba bulanmadıkça ne ârım (Utanma) kalıyor, ne aklım, deli-divane bir âşık kesiliyorum;
Sağ esen değilim ben, kalkan gibi kılıcın karşısındayım.

Öyle bir okuyucu istiyorum ki diri bir abıhayat olsun, seher çağına dek bu perdeden okusun, söylesin de uykuyu ateşlere yaksın.

Onun kapısındayken bedenimle bir damarı bile ayık bulursan, mademki Tanrı meydanında çakır keyif değil, aslanları bile tutup avlayamıyor, bu yolda köpek say onu.

Bir bölük halk yıkık, sarhoş, güzel bir halde, bir bölük halksa beşe, altıya kul köle olmuş.
Onlar ayrı, bunlar ayrı, onlar başka, bunlar başka.

Hadden artık içtim, hadden aştım;
Ellerimi bağlayın, ağzımı tutun, sarhoşu korumak için bu gerek.

Bizim şu acımızı tatlılaştır, feryadımızı duy, bizi de kendin gibi kendimizden geçir de kendinden geçmiş bir halde seyret bizi.

Ey çene topağı tatlı mı tatlı güzel, altına benzeyen şarabı sun da gönüller aydınlandıkça aydınlansın, gözler ışıklandıkça ışıklansın.

Ayıkların inadına o koca sağrağı (Kadehi) sun da beden, cana dönsün, gece, seher çağına
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Hak âşıklarının Hakkın tesiriyle sarhoş olduklarını, halktan ayrı bir yaşayış içinde olduklarını öğrendik.
2.    Halkın bir iki, ikiyi üç etme uğraşısında olduklarını öğrendik.
3.    Ham kişinin âşıklar topluluğuna alınmadığını öğrendik.
4.    Haktan gelen sözlerin gönülleri aydınlattığını, gözlere hakikati olduğu gibi görsün diye ışık verdiğini öğrendik.
5.    Bedenimizin ayrı, ruhumuzun ayrı, gönlümüzün ayrı, kalbimizin ayrı, nefsimizin ayrı olması görüş ve düşüncelerimizde çelişkilere ve körlüklere sebep olduğunu öğrendik.
6.    Kendi içinde birlik sağlamış kişinin söz ve davranışın değerini bildiğini, değer bilen kişiye ikramlarda bulunulacağını öğrendik.
7.    Âşık olan kişinin cesur olduğunu, aslanları bile avlayacak cesarette olduğunu, çünkü Tanrı kapısında olanın böyle davranması gerektiğini, cesareti olmayan kişinin köpek mesafesinde değeri olduğunu öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Hak sarhoşlarının farklı bir ayıklıkta olduğunu, Hakkın verdiği aydınlıkta gördüklerini, sevgileri, istekleri, düşünceleri, anmaları iki yüzlülükten arınmış, hakikati olduğu gibi cesurca ifade edenler olduğunu öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar