640- Yememde bir ayrı zevk, yaşamamda bir ayrı
zevk söylememde bir ayrı zevk (Güzeli çirkinden ayırt
etme yetisi, beğeni, tat, lezzet,
Hoşa giden duygulanma, hoşlanma)…
Ötesi
de böyle gidiyor işte…
Bu
meyanda (Ortada, arada)
seninle çekişiyoruz ya.
Ey
ay yüzlü dilber (Şems Hazretleri), ne de güzel
meydan, fakat kimin atı topalsa ( Eksikliklerini
tamamlamış, bozukluklarını gidermemiş, hızlı yol alacak duruma gelmemişse)
onun harcı değil bu meydan, topallar gidiyorlar bu (Er)
meydandan.
Ay,
senin çevgenine (Topa vurmaya, yönlendirmeye yarayan
ucu eğri sopana) karşı kendisini bir top haline koydu, güneş de caniyle
oynamada, top gibi yuvarlanıp gitmede.
Ay
ile güneş (Çok şeyhler sana ulaşmak için) çok
koştular, fakat tapına yol bulamadılar da (Yaklaşamadılar)
nuruna boyandılar (Işığından faydalandılar),
sayvandan (Koruman altında olmadan) dışarıda
gitmeler.
Dışarıda
nur bu olursa devlete ulaşan nasıl temkine (İşin sonunu
düşünerek önlem alma yeteneğine) kavuşur yarabbi, nasıl pırıl-pırıl
parlayıp gider yarabbi!
Kâra
düşme (Dünyalık kazanç peşine), kâra (Bu bataklığa) düşme; kâra menfaate (Çıkar peşine) düşmek, adeta (Hemen-hemen,
sanki) yoksul görünmektir.
Tertemiz
kişilerde vergi (Doğuştan sahip olduğu nitelik)
vardır, Tanrı huyuyla huylanmışlardır onlar ey oğul.
Zaten
sevgide, sonucu nekeslik (Cimrilik) kalır, ne
cömertlik; zaten cömertlikte gizlice bir karşılık bekleyiş vardır.
Şu
cömertlik yol almaya benzer, nekeslikse konaklamana; fakat Nuh’un gemisine (Kurtuluş gemisine) girdin mi nerden konaklamadan bir
alacaksın, nerden yol almadan?
Kat-kat
üstüne yüzlerce kat yığılan şu şekiller, şu adlar, o yayılıp her şeyi kaplayan
nur denizinde neliksiz-niteliksiz, ona döner, o olur gider.
Ey
davar (Koyun-keçi) güden, Musa’nın asası, varlık
âleminde ancak aşktır.
Gerçek
varlık da, o varlığın görünüşleri, oluşları da onun önünde büyücülükten meydana
gelen şekillerden ibarettir.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Yaşamın her
anında ayrı bir hoşa giden duygulanma, hoşluk, beğeni, tat, lezzet
olduğunu, her şeye rağmen ağız tadını
bozmamak gerektiğini öğrendik.
2.
Nice kendini yetiştirmiş
şeyhlerin Şems Hazretlerinin eşeğine bile gelemediklerini öğrendik.
3.
Şems hazretlerine
sevgiyle bağlanmayanların yalnızca ışığından faydalanacaklarını, koruması
altında olmayacaklarını öğrendik.
4.
Dünyalık çıkar
peşine düşenlerin bataklığa düşmüş, kirlenmiş olduklarını öğrendik.
5.
Temiz insanların
Allah’ın kullarına nasıl davranıyorsa benzer bir şekilde davrandıklarını
öğrendik.
6.
Cimrilik veya
cömertlik peşine düşmeden aşk peşine düşmemiz gerektiğini öğrendik.
7.
Musa’nın asasının
gücünün aşk olduğunu öğrendik.
8.
Önemli, değerli,
yararlı her şeyin aşk olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Pisliklerden
arınmış, eksikliklerini gidermiş, bozuk düşünce ve davranışlarının farkına
varıp kendini düzeltmiş kişilerin aşk meydanında at koşturabileceğini öğrendik,
anladık.
Şems
Hazretlerine; her ne kadar kendini yetiştirmiş insan olsalar bile onun gönlüne
yol bulamayacaklarını, rüyalarında bile yüzünü ve hakikatini göremeyeceklerini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ