4 Ekim 2014 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 640 İNCİ BEYİT

640-  Yememde bir ayrı zevk, yaşamamda bir ayrı zevk söylememde bir ayrı zevk (Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni, tat, lezzet, Hoşa giden duygulanma, hoşlanma)…
Ötesi de böyle gidiyor işte…

Bu meyanda (Ortada, arada) seninle çekişiyoruz ya.
Ey ay yüzlü dilber (Şems Hazretleri), ne de güzel meydan, fakat kimin atı topalsa ( Eksikliklerini tamamlamış, bozukluklarını gidermemiş, hızlı yol alacak duruma gelmemişse) onun harcı değil bu meydan, topallar gidiyorlar bu (Er) meydandan.

Ay, senin çevgenine (Topa vurmaya, yönlendirmeye yarayan ucu eğri sopana) karşı kendisini bir top haline koydu, güneş de caniyle oynamada, top gibi yuvarlanıp gitmede.

Ay ile güneş (Çok şeyhler sana ulaşmak için) çok koştular, fakat tapına yol bulamadılar da (Yaklaşamadılar) nuruna boyandılar (Işığından faydalandılar), sayvandan (Koruman altında olmadan) dışarıda gitmeler.

Dışarıda nur bu olursa devlete ulaşan nasıl temkine (İşin sonunu düşünerek önlem alma yeteneğine) kavuşur yarabbi, nasıl pırıl-pırıl parlayıp gider yarabbi!

Kâra düşme (Dünyalık kazanç peşine), kâra (Bu bataklığa) düşme; kâra menfaate (Çıkar peşine) düşmek, adeta (Hemen-hemen, sanki) yoksul görünmektir.

Tertemiz kişilerde vergi (Doğuştan sahip olduğu nitelik) vardır, Tanrı huyuyla huylanmışlardır onlar ey oğul.

Zaten sevgide, sonucu nekeslik (Cimrilik) kalır, ne cömertlik; zaten cömertlikte gizlice bir karşılık bekleyiş vardır.

Şu cömertlik yol almaya benzer, nekeslikse konaklamana; fakat Nuh’un gemisine (Kurtuluş gemisine) girdin mi nerden konaklamadan bir alacaksın, nerden yol almadan?

Kat-kat üstüne yüzlerce kat yığılan şu şekiller, şu adlar, o yayılıp her şeyi kaplayan nur denizinde neliksiz-niteliksiz, ona döner, o olur gider.

Ey davar (Koyun-keçi) güden, Musa’nın asası, varlık âleminde ancak aşktır.

Gerçek varlık da, o varlığın görünüşleri, oluşları da onun önünde büyücülükten meydana gelen şekillerden ibarettir.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Yaşamın her anında ayrı bir hoşa giden duygulanma, hoşluk, beğeni, tat, lezzet olduğunu,  her şeye rağmen ağız tadını bozmamak gerektiğini öğrendik.
2.    Nice kendini yetiştirmiş şeyhlerin Şems Hazretlerinin eşeğine bile gelemediklerini öğrendik.
3.    Şems hazretlerine sevgiyle bağlanmayanların yalnızca ışığından faydalanacaklarını, koruması altında olmayacaklarını öğrendik.
4.    Dünyalık çıkar peşine düşenlerin bataklığa düşmüş, kirlenmiş olduklarını öğrendik.
5.    Temiz insanların Allah’ın kullarına nasıl davranıyorsa benzer bir şekilde davrandıklarını öğrendik.
6.    Cimrilik veya cömertlik peşine düşmeden aşk peşine düşmemiz gerektiğini öğrendik.
7.    Musa’nın asasının gücünün aşk olduğunu öğrendik.
8.    Önemli, değerli, yararlı her şeyin aşk olduğunu öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Pisliklerden arınmış, eksikliklerini gidermiş, bozuk düşünce ve davranışlarının farkına varıp kendini düzeltmiş kişilerin aşk meydanında at koşturabileceğini öğrendik, anladık.

Şems Hazretlerine; her ne kadar kendini yetiştirmiş insan olsalar bile onun gönlüne yol bulamayacaklarını, rüyalarında bile yüzünü ve hakikatini göremeyeceklerini öğrendik, anladık.
                                  *
RAVLİ


Popüler Yayınlar