760-
Ey genç!
Gizli
şey sendedir, onu bilmeyenden isteme, gelip gidende arama;
Ortaya
çıkan şeyden fayda gelmez zaten.
Aşağılık
kimselere bak, niceleri hidayet nurunu (Hak yolunu, doğru yolun aydınlığını)
gördüler, Ay yarıldıktan (Delil gösterildikten)
sonra artık perdeleri kalkmaz (Hakikati olduğu gibi
göremez) onların.
(Hakikat gösterildiği halde
aşağılık kişiler gösterilene bahaneler bulup inanmazlar, bu inkâr ediş de
gözlerine, akıllarına ebedi perde meydana getirdiğini, böyle kişilerin hiçbir
zaman da hakikati olduğu gibi tanıyamayacaklardır.)
Ey rabbimiz, ey lütuf, ey kerem sahibi Rab!
Sen de acımazsan kim acır bize?
Doğru yola götürmek de elinde, kötü yola saptırmak da;
Bundan başkası zaten aldatma, aldanma.
Ey şevk (İstekle, hevesle),
nerde arınıp (Temizlenme, katışıksız duruma gelme)
esenleşme (Selamlaşmak, helalleşmek, hal hatır sormak)
?
Ne vakte dek kafiyeyle uğraşacaksın?
Bendedir tertemiz huylar, ayrıca da kederleri, elemleri
söndürür yok ederiz.
Sözüm dağıldıysa beni koruyan, görüp gözeten aşkım uzadı,
yayıldı, aşk upuzun bir zaman bizim için, üstün padişah (Şems Hazretleri) da aramızda.
Bu bir sır ki dile getirmek güç, bir kılıç ki parıldayışı pek
fazla.
Kuşluk güneşi gizlenemez, ancak büyücü büyü yaparsa o
başka.
Ey gözümüzü bağlayan büyücü, sihirlerimize ulaştın;
Artık bizi hoş tut, yahut konakladığımız yeri hoş gör, biz
uykusuzluk diyarında konakladık artık.
Ey Musa’nın kavmi, biz de sizin gibi çölde kaldık, siz
nasıl yol buldunuz da kurtuldunuz, gizlemeyin bizden, haber verin bunu bize.
Malınız, azığımız suya battıysa ne var?
Menle (Gökten indirilen helva)
selvâ (Gökten gelen et) bizim ya;
Rabbimiz halimizi düzene koydu, yolculuk da güzelleşti
bize, konaklamak da.
Aşk bizi sevindirdikten sonra aldattı, uğradığımız zararı
sen lütfunla (İyiliğinle) gider, Peygamberler “Zarar
vermek yoktur”(Hadis) dedi.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’ın insana
gizlice verdiğini, bizde olanı bu özel ve gizli verileni kendimiz
göremeyeceğimizi, ancak bunu Ledün ilmini bileninin göstermesiyle görebileceğimizi,
anlayıp yararlanacağımızı öğrendik.
2.
Gelip geçici
insanın bize Allah’tan verileni bilemeyeceklerini, gelip geçici insanların
gösterdiklerinden fayda gelmeyeceğini öğrendik.
3.
Vücudu öldüğü
halde adı, canı, ruhu, gönlü ulu, ölümsüzlüğe kavuşmuş, yardım etme yetkisi
olan büyüklerimizden yardım istenince fayda geleceğini öğrendik.
4.
Doğru yola
götürenin yalnızca Allah’ın elinde olduğunu, doğru yola götüreceklerini kendi
dostlarından birini sevdirip onun sayesinde doğru yolu gösterdiğini öğrendik.
5.
Mevlana Hazretlerini
sevenin, sözlerini doğru kabul edenin tertemiz huylar elde edeceklerini, keder
ve elemlerin verdiği rahatsızlıklardan kurtulacaklarını öğrendik.
6.
Aydınlığı
görmeyenin ancak gözleri bağlı olan kişinin olacağını öğrendik.
7.
Rabbine dua edip
bağlananın işinin düzene konacağını, yaşamının güzelleşeceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Allah’tan
gelen her şeyin güzel olduğunu, biz sabırsız olursak, kişilerden ve olaylardan
bilirsek yanlış yorumlarla sıkıntılara sıkıntılar ekleyeceğimizi öğrendik,
anladık.
Allah’ın
kuluna başkalarının kıskanacağı bir ikramda bulunacağı zaman, önce sıkıntı
verdiğini ve insanların bu sıkıntıya dikkatini çektiğini, sonra vereceği her
neyse verdiğini öğrendik, anladık.
Kişi
bu bilgiye sahip değilse neden benim başıma geldi diye şikâyete ve suçlamalara
girerse verilecek hediyenin verilmeden geri alınacağını öğrendik, anladık.
Allah’ın
sevgili kullarının şikâyette bulunacaklarını, buna naz dendiğini, diğer
şikâyetçilerle farklı bir yaklaşım içinde samimi olmanın göstergesi olduğunu,
karıştırmamak gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ