21 Ekim 2014 Salı

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 810 İNCİ BEYİT

810-  Ey Tebrizli Şems, öyle bir ersin ki ululuğuna had (Sınır) yok, ululuktan da yüzlerce mertebe ulusun sen;
Benim canımsa öylesine bir balık ki karnında senin gibi bir Yunus (Peygamber) var işte.

Candan gönülden âşıksan sevgilinin cevrini (Eziyetini, sıkıntısını, üzüntüsünü, haksız davranışını), cefasını çek;
Âşık değilsen (Olamadıysan) yürü, parasız pulsuz  (Ücret beklemeden) çalış, tiken çekedur (Sana batan sözlerin ne manaya geldiğini anlamaya uğraş).

İnci gibi (Mana) arı (Katışıksız) duru (Temiz, berrak, bulanığı olmayan), değerli bir can gerek ki bir dilbere yol bulsun, bu canların ayıbı olan canı bedeninden çıkar da dâra çek (İdam et).

Gâh karanlığa dalar (Karanlıkta olan bir şey göremez, iş yapamaz), gâh şaşırır ( Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, içinden çıkamamak) kalır, şu candan bir eser bile kalmadı bende;
Sen de bülbül gibi sarhoş ol, varını-yoğunu gül bahçesine çek.

Şu sert, şu serkeş felek atı, ruhuna ram olmamakta (Buyruğa uymamakta);
Sen o tapının tez at koşturan süvarisisin alıştır koşmaya şu atı, râm’et  (Emirlere uymaya vücuduna boyun eğdir) onu.

Tek, eşsiz atlısın da ne vakte dek eşeğe (Kaba, düşüncesiz insana) kulluk (Sevgiyle bağlanıp hizmet) edeceksin?
Eşek sana, eşek yükü taşı diyor, utanmıyor musun bundan?

Yahudiler gibi korkak, töhmet altında (Suçu işlediğin düşünülmekte olarak) yaşamak-tasın, o halde Yahudiler gibi sarığının üstüne samurdan bir sarı bağ bağla da Yahudiliğin belli olsun;

Yahut da, Yahudilikten tövbe et, gözünün açılması için düşüncelerinin gözüne Mustafa’nın ayağının bastığı topraktan al da sürme gibi çek.

Ne de şaşılacak şey:
Güz (Sonbahar) mevsimindeyiz, güneş Hamel (Koç) burcuna girdi.
(Mart ayının son haftasında olan burç zamanı işe başlamanın, önemli kişileri görmenin, yolculuk etmenin iyi olduğuna inanılır)


Kanım kaynamaya başladı, beden ırmağında bir deve gibi oynamaya, bedeni de oynatmaya girişti
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinde sınırsız ululuk olduğunu öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini Allah’tan izin almadan, sabretmeden, acelecilik ederek halkını terk eden Yunus Peygambere benzettiğini öğrendik.
3.    Candan ve gönülden âşık olanın sevdiğinden gelen her zorluğa katlanması ve karşılık beklemeden hizmet etmesi gerektiğini öğrendik.
4.    Utanç veren duygu, düşünce ve eylemlerden canımızı temizleyerek sevdiğimize yönelmemiz gerektiğini öğrendik.
5.    Âşık olan kişinin şaşkınlığa ve kararsızlığa düşeceğini, bu halden korkmaması gerektiğini, bülbül gibi gül kokusunu takip ederek gül bahçesini bulmasının gerektiğini öğrendik.
6.    Allah’ın emirlerini yapmak için vücudumuzu zorlamamız gerektiğini öğrendik.
7.    Kaba düşüncesiz, korkak, kendini gizleyen, ikiyüzlü davrana insanlara sevgi ile bağlanılıp hizmet edilmeye uygun olmadıklarını öğrendik.
8.    Düşüncelerin doğru görüşlü olması için Hazreti Muhammet’i kendimize örnek almamız gerektiğini öğrendik.
9.    İşe başlamanın ve büyük kişilerle görüşme zamanının mart ayının son haftasına denk getirilmesi gerektiğini öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren,
Hassas kişilere sonucunu kestiremeyeceği bir iş yapmaya karar verirse burnumuza kötü koku hissi uyarısı gelir, sonucu iyi olacak olana da güzel koku hissi geleceğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar