800- Delinmemiş bir inciyim (İşlenmemiş cevherim) ya, neme gerek ham ( Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş kişi bana
gereksiz), neme gerek olgun (Bilgi, görgü ve
hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı kişi de bana gereksiz);
Senin
gölgende afyonla sarhoş olmuş (Sevgilim senin hayaline
dalmışım), yatıp uyumuşum (Uyanması güç olan derin
uykuya dalmışım) ben.
Zerreler,
nağmenle oynarlarsa şaşılır mı buna?
İşte
şuracıkta (Tanrı nuru kendini gösterince) Musa’nın
Tur’u da kendinden geçmiş, o güzelim yazı da oynayıp duruyor.
A
gönül, gönlünü hoş etmek için altın toplamada, hüner (Ustalık)
göstermedesin;
Fakat
altından, hünerden zenginleşmiş de sonucu yere geçmemiş (Batmamış, ölmemiş) bir Karun gördün mü hiç?
O para, o pul, görünüşte güzel görünür amma güzelliğe yol yoktur
ona;
Güzelim panzehir içinde gizli bir zehirdir, dağ yılanının zehri
adeta.
Yahut
da kâfirlerin mezarları gibi mihnetlerle, ağır yaralarla dopdolu;
Fakat
dışarıdan bakarsan atlaslara, ağır siyah kumaşlara bürünmüş, bezenmiş.
Ben
senin cım’e (
ج) benzeyen kulağının, a
sad’a ( ص) benzeyen gözünün, o ( ا) feli gibi düzgün usül (Düzgün yol gösteren) boyunun, o nun’a ( ن) benzeyen
kaşlarının yüzünden,
Evet,
o harfler yüzünden can levhasına yazı yazar bir talebe oldum.
Bu
harflerle yazıları okumaya başladım;
Bu
çeşit güzel bir denizde gemi oldum, gemici kesildim.
Ululuk
mancınığına sahip olan şu gök kubbenin kemeri nerden bana benzeyecek;
Ey
her yanı ölçülü güzel, senin aşkına düşmüşüm ben, mizan (Mevcut ölçüler, teraziler) nerden bana eşit olacak?
Ey
yüzlerce sarhoşluğun (Kendinden geçişliğin) temeli,
dün baş çekerek (Önde giderken) nasılsın, vasfa
gelmez (Örneği, benzeri yok), tarife sığmaz (Açıklanması güç) güzelim, hayret (Şaşkınlık) âleminde hoş musun dedin.
Baş
çeken her kötülüğü, yüzünün adaleti tuttu, boynunu vurdu;
Zaten
de o kötülük sen yokken kendi kanını içmişti (Tüm
sıkıntılara kendisi katlanmıştı), bu cezaya müstahak (Kendisi kazanmış) olmuştu.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
İnsana değer
verdiği ve istediği sevgilisi olduğunu, sevgi kişinin ham veya olgunluğuna
bakılmadığını öğrendik.
2.
Kişi sevdiğinin
hayaliyle uyuduğunu öğrendik.
3.
Sevgili ile
iletişim kurulunca bütün varlıkların zevkle oynadıklarını öğrendik.
4.
Para altın güzel
olduğunu fakat güzelliğe yol açmadığını, sonuç olarak insanı batırmaya, yok
etmeye yönlendirdiğini öğrendik.
5.
Sevilenin kişinin
yüzündeki şekillerin ne manaya geldiği harf gibi okunulmaya çalışıldığını
öğrendik.
6.
Sevginin
ölçülebilen bir ölçüsü, bu sevgiyi tartacak bir terazinin olmadığını öğrendik.
7.
Sevenin şaşkınlık
içine düşeceğini öğrendik.
8.
Seven sevdiğinin
yolunda her türlü kayba uğradığını fakat hiç şikâyet etmeyeceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Sevenin sevgisi yüzünden düşüncelerinin dağılacağını,
kafasının karışacağını, ne yapacağını bilemez duruma geleceğini; fakat bu
durumdan hoşluk içinde olacağını, halinden hiç şikâyet etmeyeceğini, sevgilisin
kararlarına itiraz etmeden kabul edeceğini öğrendik, anladık.
KENDİNİ YOK ET DE, SEVDİĞİNDE VAR OL.
*
RAVLİ