8 Ekim 2014 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 680 İNCİ BEYİT

680-  (Âşık nefes alıp verdikçe) O anda gökyüzü yarılır, ne varlık kalır, ne mekân.
Dünyaya bir gürültüdür dolar, bu yas üstüne de bir düğün, bir neşe yollar.

Gâh suyu ateşe salar, gâh su ateşi söndürür;
Bazı kere de yel estirir de yokluk denizinin dalgalarını buz renkli, kara donlu ata yollar.

İnsanın can nurundan güneşin bile ışığı azalır;
Mahrem kişinin bile az söylediği, sır açmadığı yerde mahrem olmayanlara (Bizden olmayana) pek o kadar sorma.

O sırra karşı mirrih erkekliğini (Utanmayı) bırakır, müşteri defterini yakar (Mal ve hizmet için ödeme yapmaz), Ay’ın ululuğu kalmaz, neşesi gama döner.

Utarit (Venüs yıldızı) çamura saplanır (Edep, düşünce, anlayış, idrak, akıl ve güzel konuşma, açık konuşma, yazı ve hesapta ustalık, isabet, zekâ ve dikkat, merhamet ve incelik, hüner ve sanat, hile hareketsiz kalır),
Zühal (Satürn yıldızı)ateşlere yanar (Ahmaklık, cahillik, pintilik, korkaklık, cimrilik, tembellik, kafasızlık,  yalan ve fenalık yok olur),
Zühre’nin kararı kalmaz (İş ve sorun hakkında düşünerek verilen karar kalmaz) da neşe perdesini (Müzik aletinden çıkan ince ve acıklı duygu veren ses) vurmaya başlar.

Ne kavis kalır, ne kuzah (Eğrilik), ne şarap kalır, ne kadeh;
Ne işret kalır, ne ferah, ne de yaraya merhem (Kederi derdi gideren ilaç) çalınır.

Ne su şekiller düzer, ne yel yeryüzünü döşer, ne bahçe güzelleşir, ne de nisan yağmuru yeri ıslar.

Ne dert kalır, ne ilaç.
Ne düşman kalır, ne tanık.
Ne Ney kalır, ne nağme (Ahenk, güzel ses, ezgi), ne de çengin zir (Aşağı) ve bem (Mübalağa) perdelerine vurulur.

Sebepler altta kalır, saki, kendisine şarap sunmaya koyulur;
Can, Rabbim yücedir demeye başlar, gönül, Rabbim daha iyi bilir sözünü söylemeye.

Kalk, sıçra; ezel ressamı (Allah), nişan koyduğu, dilediği varlıkların elbiselerini eşsiz resimlerle bezemek için yeni baştan işe girişti.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’ın yaratıklarında dilediğinde büyük değişikler yapma kuvvetini olduğundan ve her an değişimleri görmemiz gerektiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Doğduğumuzdan bu zamana kadar toplumun bize giydirdiği geçici süsünden kurtulup Allah’ın süsüyle süslenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar