680- (Âşık nefes alıp
verdikçe) O anda gökyüzü yarılır, ne varlık kalır, ne mekân.
Dünyaya
bir gürültüdür dolar, bu yas üstüne de bir düğün, bir
neşe yollar.
Gâh
suyu ateşe salar, gâh su ateşi söndürür;
Bazı
kere de yel estirir de yokluk denizinin dalgalarını buz renkli, kara donlu ata
yollar.
İnsanın
can nurundan güneşin bile ışığı azalır;
Mahrem
kişinin bile az söylediği, sır açmadığı yerde mahrem olmayanlara (Bizden olmayana) pek o kadar sorma.
O
sırra karşı mirrih erkekliğini (Utanmayı)
bırakır, müşteri defterini yakar (Mal ve hizmet için
ödeme yapmaz), Ay’ın ululuğu kalmaz, neşesi gama
döner.
Utarit
(Venüs yıldızı) çamura saplanır (Edep, düşünce, anlayış, idrak, akıl ve güzel
konuşma, açık konuşma, yazı ve hesapta ustalık, isabet, zekâ ve dikkat,
merhamet ve incelik, hüner ve sanat, hile hareketsiz kalır),
Zühal (Satürn
yıldızı)ateşlere yanar (Ahmaklık, cahillik, pintilik, korkaklık,
cimrilik, tembellik, kafasızlık, yalan
ve fenalık yok olur),
Zühre’nin kararı kalmaz (İş ve sorun hakkında düşünerek verilen karar
kalmaz) da neşe perdesini (Müzik
aletinden çıkan ince ve acıklı duygu veren ses) vurmaya başlar.
Ne kavis kalır, ne kuzah (Eğrilik),
ne şarap kalır, ne kadeh;
Ne işret kalır, ne ferah, ne de yaraya merhem (Kederi derdi gideren ilaç) çalınır.
Ne su şekiller düzer, ne yel yeryüzünü döşer, ne bahçe
güzelleşir, ne de nisan yağmuru yeri ıslar.
Ne dert kalır, ne ilaç.
Ne düşman kalır, ne tanık.
Ne Ney kalır, ne nağme (Ahenk,
güzel ses, ezgi), ne de çengin zir (Aşağı)
ve bem (Mübalağa) perdelerine vurulur.
Sebepler altta kalır, saki, kendisine şarap sunmaya
koyulur;
Can, Rabbim yücedir demeye başlar, gönül, Rabbim daha iyi
bilir sözünü söylemeye.
Kalk, sıçra; ezel ressamı (Allah),
nişan koyduğu, dilediği varlıkların elbiselerini
eşsiz resimlerle bezemek için yeni baştan işe girişti.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’ın
yaratıklarında dilediğinde büyük değişikler yapma kuvvetini olduğundan ve her
an değişimleri görmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Doğduğumuzdan
bu zamana kadar toplumun bize giydirdiği geçici süsünden kurtulup Allah’ın
süsüyle süslenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ