10 Ekim 2014 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 700 İNCİ BEYİT

700-  Sen sevgiliye (Şems Hazretlerine) hizmet etmedesin, ne diye gizliyorsun kendini?

Ey altın, o kuyumcunun vuruşlarını yedikten, onun eliyle dövüldükten sonra her an daha da hoş de, daha da güzel bu de.
(Usta elindekini beğenilen ve değerli hale getirmek için ona vuruşlar yaparak şekle sokar)
                                   
Gönül ezel şarabıyla kendisinden geçmiş (Dünyaya gelmeden önce Tanrı güzelliğiyle kendinden geçmiş) de güzel-güzel bu gazeli söylemede;

Fakat bir an soluğu tutar susarsa bundan da güzel söz söylemiş olur.
(Sevgili ile arada geçenleri gizlemek daha iyidir)

Sarhoşluk (Kendinden geçmiş, nefsin tesirinden kurtulmuş olanlar) sana selam etmede, gizlice haber yollamada;

Gönlünü kapıp aldığın kişi, canını da sana kul, köle etmede.
(Tanrı’ya gönlünü veren kişi; canını da o uğurda verir, hizmet eder.)

Ey varı yok eden, sarhoşun selamını duy, öylesine sarhoş ki iki elinin de ayağını senin tuzağına kaptırmada.

Ey âşıklar göğü, ey âşıkların canlarına can olan, güzelliğin, âşıklar arasında aşkınıza diye sana şarap içirmeye başladı;
Âşıklar hayrını (İyiliğinden fayda görmek) ister bir hale getirdi seni.

Ey her dudağın tadı tuzu, ey her mezhebin kıblesi, ay, her gece damının çevresinde dolaşmada, her gece bekçilik ediyor sana.

A gönül, ne de sarhoşsun, ne de hoşsun, padişaha dönmüşsün, padişahsın;

Bu kadar ululukla, bu derece yücelikle nasıl oluyor da aşk, seni kendine râmediyor (Boyun eğdiriyor)?

Gönlünü şu topraktan koparıp (Dünya bağlarından) ayıran kişinin devranı (Kaderi, talihita Zühal (Satürün) yıldızına dek ağar (Yükselir);

Ey topraktan yaratılmış beden, ey gönül ateşinden çıkan duman, bir bakın, bir görün bakalım, hangi hale getiriyor sizi, yerde mi kalıyorsunuz, göğe mi ağıyorsunuz?

Al kadehi sakiler padişahından, ebediliğe ulaşanlar gibi sarhoş ol.
(Sevgilinin aşkıyla tamamen kendimizden geçip onunla var olmamız gerekir)

Yarı sarhoşken noksanın var, eksiksin, seni tam sarhoş etmededir o.
(Kendinde olduğun zaman eksik ve noksan olduğumuzu sevdiğimize tamamen katılmak için kendimizi yok etmemiz ve onun varlığıyla var olmamız gerekir)

Ey eşsiz, tek kişi, verdiğin selam dudaklarından şimşek gibi çakarak çıkmada;

Bu selam ağza dudağa sığınacak şey değil, sana tüm bir lütufta (İyilikte) bulunmada ey selamına nail (Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış) olan.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’ı sevgili bilip hizmet edenlerin kendini gizlediğini öğrendik.
2.    Kişiye doğru ve istenilen biçim vermek için vuruşlar yapıldığını, kalıba sokulduğunu, ama vuruşların ne bir fazla ne de eksik olmaması gerektiğini öğrendik.
3.    Gönül verilen yere can da verildiğini öğrendik.
4.    Ustanın can acıtan sözlerine katlanmayan güzel olmaktan kendini alıkoyacağını öğrendik.
5.    Ustaya yeteri ve değerince saygı gösteremeyenlerin, beceremeyenlerin ancak sarhoşluk nedeniyle olacağını öğrendik.
6.    Kişi ne kadar ulu, ne kadar büyük olursa olsun âşık oldu mu, âşık olduğuna boyun eğeceğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Mevlana Hazretlerinin ululuğuna, âlimliğine rağmen Şems Hazretlerine âşık olmasının aşk yüzünden olduğunu, Şems Hazretlerindeki başkalarının göremediği güzellikleri görüp âşık olduğunu, bu aşktan sarhoşluğa düştüğünü, tam sarhoş olarak kendinden geçip Şems Hazretleriyle var olmak için uğraşı verdiğini öğrendik, anladık.
Ne seviyede olursak olalım aşk bize boyun eğdirir.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar