24 Ekim 2014 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 840 İNCİ BEYİT

840-  Ey selvi (Düzgün ve uzun boylu), boy atıp yüceldin, yerden bitip yücelere çıktın.
Ulu (Allah), sana ne seyir (Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş), ne seyran (Gezme, gezinme) gösterdi?
Bilelim de, biz de seyredelim (Yolu anlat da biz de görüp öğrenelim).

Ey gonca (Henüz açılmamış, kokusunu vermemiş çiçek), gül rengine boyanıp çıktın, kendinden geçip geldin, geldin amma nasıl geldin?
Söyle de ne yaptıysan biz de onu yapalım.

Bu (Teninin) ak renk nerden, o amber kokusu ne yandan gelmede?
Nerde bu evin kapısı ki kapıcıya kullukta bulunalım (Sevgiyle bağlanıp hizmet edelim de bize kapıyı açıp içeri alsın)?

Ey bülbül, imdadına yetiştiler, feryadına kul olayım.
Sen gül yüzünden neşelisin, ben senin yüzünden neşeliyim.
O ihsana (Yüzünü, hakikatini göstermene) nasıl şükredebilirim ki?

Bahçenin Hızır’a dönmüş (İmdada, yardıma yetişen) selvisi, ey gizli sırlar (Kimsenin bilmediği hakikati ) söyleyen, söyle de kulağıma senin sözlerini inciden, mercandan yapılmış küpe gibi takayım (Unutmayayım).

Gül bahçesinden  (Güller açıldığı zaman Tanrı’dan gelen sözler) sırlar duy, harfsiz, sessiz hakikatler işit (His dünyanı devreye sok) ey bülbül, o masalı (Hayalle karıştırılabilen olağan üstü olayları) anlayabilirsem sen de sazına düzen ver, çal dur.

Kumrunun sesi (Hak-Hak söyleyişi) Aya kadar yüceldi, dudu (Papağan) şekere ulaştı, güzel, yeni nağmelerle ırlamada (Şarkı türkü söylemede).
Biz de canımızı nağmelerle (Güzel, uyumlu melodilerle) sarhoş edelim.

Ey gönülleri aydın erlerin sakisi (Sunuş yapan, sarhoş eden), sun kerem sağrağını (Büyük kadehle şarap sun, kendimizden geçelim).
Çünkü bizi yokluk ovasından bunun için getirdin sen.

Sun sağrağı da can, düşünceden geçsin, şu perdeleri yırtsın;
Çünkü düşünce cana zarardır, her an ömrü eksiltir.

A gönül, bahsetme ondan, sus bilmezsin onun (Şems Hazretlerinin) hallerini;
A amcasının Cancağızı, Ay gibisin amma, yanağında onun beni yok.
(Görünüşün benziyor ama ondaki Tanrı işareti mühür sende yok)
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin ululuğa çıkma yolunu bilmemiz ve seyretmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin neler yaparak ulaştıysa bizim aynı şeyleri yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinden kime sevgiyle bağlanıp hizmet edeceğimizi öğretmememiz gerektiğini öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin söylediği sırları hiç unutmamamız gerektiğini öğrendik.
5.    Harfsiz, sessiz sırları duymak için duygularımızı ve hislerimizi geliştirmemiz gerektirdiğini öğrendik.
6.    Tanrı sanatını seyrederek yaratılmış güzellikleri görüp zevkle sarhoş olmamız gerektiğini öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren,
Kendimizi ve çevremizi tanıma ve algılama düşünme bölümünde olduğunu; sırları bilmeyenin kolayca tasa, kaygı, sıkıntı veren düşüncelere yöneldiğini öğrendik, anladık.

Düşünce yerine Tanrı’nın yarattığı güzellikleri seyredip zevk almanın doğru olacağını, düşüncemizin bozulmaması için canımıza önem vermemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Sevinç içinde yaşamak için Şems Hazretlerinin sırlarını önemseyerek ve unutmadan aklımızda tutarak ve bu sırla kişi ve olaylara bakarak yaşayışımızın sevinç içinde ve uzun ömürlü olmasını sağlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar