840- Ey selvi (Düzgün ve
uzun boylu), boy atıp yüceldin, yerden bitip yücelere çıktın.
Ulu
(Allah), sana ne seyir (Gidiş,
yürüyüş, ilerleyiş), ne seyran (Gezme, gezinme)
gösterdi?
Bilelim
de, biz de seyredelim (Yolu anlat da biz de görüp
öğrenelim).
Ey
gonca (Henüz açılmamış, kokusunu vermemiş çiçek),
gül rengine boyanıp çıktın, kendinden geçip geldin, geldin amma nasıl geldin?
Söyle
de ne yaptıysan biz de onu yapalım.
Bu
(Teninin) ak renk nerden, o amber kokusu ne
yandan gelmede?
Nerde
bu evin kapısı ki kapıcıya kullukta bulunalım (Sevgiyle
bağlanıp hizmet edelim de bize kapıyı açıp içeri alsın)?
Ey
bülbül, imdadına yetiştiler, feryadına kul olayım.
Sen
gül yüzünden neşelisin, ben senin yüzünden neşeliyim.
O
ihsana (Yüzünü, hakikatini göstermene) nasıl
şükredebilirim ki?
Bahçenin
Hızır’a dönmüş (İmdada, yardıma yetişen) selvisi,
ey gizli sırlar (Kimsenin bilmediği hakikati ) söyleyen,
söyle de kulağıma senin sözlerini inciden, mercandan yapılmış küpe gibi takayım
(Unutmayayım).
Gül
bahçesinden (Güller
açıldığı zaman Tanrı’dan gelen sözler) sırlar duy, harfsiz, sessiz
hakikatler işit (His dünyanı devreye sok) ey
bülbül, o masalı (Hayalle karıştırılabilen olağan üstü
olayları) anlayabilirsem sen de sazına düzen ver, çal dur.
Kumrunun
sesi (Hak-Hak söyleyişi) Aya kadar yüceldi, dudu
(Papağan) şekere ulaştı, güzel, yeni nağmelerle
ırlamada (Şarkı türkü söylemede).
Biz
de canımızı nağmelerle (Güzel, uyumlu melodilerle)
sarhoş edelim.
Ey
gönülleri aydın erlerin sakisi (Sunuş yapan, sarhoş
eden), sun kerem sağrağını (Büyük kadehle şarap
sun, kendimizden geçelim).
Çünkü
bizi yokluk ovasından bunun için getirdin sen.
Sun
sağrağı da can, düşünceden geçsin, şu perdeleri yırtsın;
Çünkü
düşünce cana zarardır, her an ömrü eksiltir.
A
gönül, bahsetme ondan, sus bilmezsin onun (Şems
Hazretlerinin) hallerini;
A
amcasının Cancağızı, Ay gibisin amma, yanağında onun beni yok.
(Görünüşün benziyor ama ondaki Tanrı işareti mühür sende yok)
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Şems
Hazretlerinin ululuğa çıkma yolunu bilmemiz ve seyretmemiz gerektiğini
öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin neler yaparak ulaştıysa bizim aynı şeyleri yapmamız gerektiğini
öğrendik.
3.
Şems Hazretlerinden
kime sevgiyle bağlanıp hizmet edeceğimizi öğretmememiz gerektiğini öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin söylediği sırları hiç unutmamamız gerektiğini öğrendik.
5.
Harfsiz, sessiz sırları
duymak için duygularımızı ve hislerimizi geliştirmemiz gerektirdiğini öğrendik.
6. Tanrı sanatını seyrederek yaratılmış güzellikleri
görüp zevkle sarhoş olmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Kendimizi ve çevremizi tanıma ve algılama
düşünme bölümünde olduğunu; sırları bilmeyenin kolayca tasa, kaygı, sıkıntı
veren düşüncelere yöneldiğini öğrendik, anladık.
Düşünce yerine Tanrı’nın yarattığı
güzellikleri seyredip zevk almanın doğru olacağını, düşüncemizin bozulmaması
için canımıza önem vermemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Sevinç içinde yaşamak için Şems
Hazretlerinin sırlarını önemseyerek ve unutmadan aklımızda tutarak ve bu sırla
kişi ve olaylara bakarak yaşayışımızın sevinç içinde ve uzun ömürlü olmasını
sağlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ