5 Ekim 2014 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 650 İNCİ BEYİT

650-  Bozulmadan ten girdabından (İhtiyaç ve istek döngüsünden) önünden bir yana çekil, çünkü varlık da, sevinç de altı yönlü (Üst, alt, sağ, sol, ön, arka) âleme ışık veren o âlemden (Allah âleminden) meydana gelir.

Ağaç gibi silkin, kendini kuru yapraktan da arıt, yaş yapraktan da;
İyilik, kötülük  (Başkasına göre düşünmek) rengi kalmadı mı birlik, teklik kalır.

Yol almaya bak, nasıl (Biçimine, hangi yolla olduğuna), nice (Kaça, ne kadara) deme, çünkü o, nelikten (Niçin, ne işe yarar, kim sorularından) de dışarıdadır, nitelikten (Nasıl olur, farkı ne, olumlu veya olumsuz yanı sorularından)  de (Dışarıdadır) ;
Sende ceylanlık varken nasıl olur da aslana hemdem (Birlikte yaşayan, arkadaş) olursun?
( Güzel özelliklerin varken seni parçalayacak olan vahşi hayvanla nasıl yakınlaşırsın?)

Sus, çünkü söz (Duygular, hisler, düşünceler söz ile belirgin olduğu zaman), ayrılık alametidir;
Yiğit ağzına ekmek alıp çiğnerken nasıl olur da ekmek ister?

Sofinin (Dinin bütün buyruk ve yasaklarına uyan kişi) neden aklı başına geldi, saki (İçki sunan) neden işsiz güçsüz durmada.
 (Allah’ın emirlerini yerine getiren kişiye Allah tatlı bir sarhoşluk verir, kendini Allah’tan ayrı sanan kişi bu sarhoşluğu, bu sarhoşluk kazanmışı anlayamaz, alamaz)

Sarhoşluk uykuya daldıysa bir başka sarhoşluk uyardı.
(Şems Hazretlerinin güzelliklerinden birisi yakın olanda kendinden geçme suretiyle dalgınlığa sebep olduğunda; başka bir güzelliğini ortaya çıkarır.)

Güneş çukura daldıysa dünya seninle nurlandı (Güneş batınca dünya karanlıkta kalmaz, Şems Hazretlerinin ışığı aydınlatır.).

Güzel gözlerin mahmurlaştı (Süzgün, dalgın bakışlı oldu) da dünyanın gözleri sarhoşçasına süzüldü (Nazlı bir anlam geldi).

İlk işret (İçki içme) kocaldıysa (Uzun bir zaman geçtiyse) ne çıkar?
Yüzlerce işret (İçki), yepyeni işret (Seni kendinden geçirecek güzellikler) var.
Saçların mademki zincir (Art arda gelen, birbirine geçmiş sıra) oldu, çaresiz deli olmak gerek.

Ey nefesi tatlı olan çalgıcı, şu öndeki, sondaki işreti (Herkesin sarhoş olduğu yerdeki kişileri) seyret;
Artık kimse, kimseciklerin afsununu (Karşı durulamayan güçlü etkisini) işitmez de, duymaz da (Bilinciyle anlayamaz), çünkü herkes sırları anladı.

Padişahım! (Şems Hazretlerine hitap)
Biz Musa’yız, sen de bazı kere sopasın, bazı kere ejderha (Beraber ve elimizde olan koruyucu güçsün).
Ey güzeller, pahanız (Değerin, ederin, fiyatın) ucuzladı, çünkü Bulgar’ların yağma vakti artık.

Lâl’ dudakların şeker kamışlarını ezdi (Ağzının suyu tatlı akmaya başladı), gözlerin, hasedinden (Bizim başkaları ile beraber olmasını istemediğinden) kıskançlığından perişan oldu;
Can, gönül evini sildi, süpürdü (Kendi canını düşünmenin önemi kalmadı);
Kendine gel, buluşup görüşme çağı geldi.
(Sevgililerin buluşma anının yaklaşmasındaki hoş heyecan)
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Gördüğümüz, sahip olduğumuz, başımıza gelen her türlü sevinç ve üzüntü veren her şeyin Allah âleminde geldiğini, neden, niçin, nasıl gibi sorulara cevap arayarak boğulmamamız gerektiğini öğrendik.
2.    Üzerimizde iyi veya kötü nitelendirdiğimiz tüm ağırlıklardan ve renklerden kurtularak renksizliğe, tek renkliliğe, Allah’ın rengine bürünmemiz, Allah ile birliği sağlamamız gerektiğini öğrendik.
3.    Söz söylendikçe dinleyenlerde esas anlamın farklılaşacağı bir şekle gireceğini öğrendik.
4.    Allah’ın emirlerini yerine getirmekten bir hoşluk, bir sarhoşluk ve kendimizden geçirecek hal meydana gelmesi gerektiğini, bu durum yoksa eksik, yanlış veya yetersiz olarak emri yerine getirmiş olduğumuzu farkına varmamız gerektiğini öğrendik.
5.    Sevilen kişi ile bir araya gelmeden önce sevinç ve haz etkisi kendini göstererek ağzı sulandırdığını öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Yaptığımız işin, söylediğimiz sözün Allah emirlerine uygun ise tatlı bir sarhoşluk verdiğini bu sırrı anlayanların Allah dostu olduklarını öğrendik, anladık.
                                  *
RAVLİ


Popüler Yayınlar