19 Ekim 2014 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 790 İNCİ BEYİT

790-  Lâtif (Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan) bir hale gelsem de cana dönsem bile nasıl olur da candan gizlenebilirim?

Hatta yokluk âleminde (Varlıkların tasarlanıp hazırlandığı görünmeyen âleme) yuvarlanıp gitsem o âleme bile bakar da görürsün beni.

Ey her yokluk (Görünmeden hazırlık yapan âlem), katında varlıklara sandık (Kullanıma hazır beklendiği) kesilen, ey yoklukta, varlığa kapı açan, bizi yarattığın vakit yokluktan getirmedin mi sen.
(Bütün varlıklar yok âleminde oluşturularak varlık âleminde görünür hale gelir)

Varlık seninle hoş, senin sarhoşun, yokluğun kulağı da senin elinde.
İkisi de senin kulun (Sevgiyle bağlanıp hizmet edenin), senin var ettiğin nesne;
İkisi de hükmünü kabul etmişler, başüstüne almışlar.

Köşkü yık, akıllıyı delirt, o şarabı kadehe dök de sun, ikisi de zarardan da kurtulsun, tehlikeden de.
(Dünya malına olan sevginden vazgeç, aklına güvenmeyi bırakarak aşk sarhoşu olmaya bak)

Ey tez, ey güvenilir aşk, sana bir sarhoş selam vermede, duy bu sarhoşun selamını, taş yürekli olma.

Mademki onun (Âşığın) elini sen kırdın (İş yapamaz hale getirdin), mademki uykusunu sen aldın;
Bari gel de mahmurluğunu (Sarhoşluğun sersemliğini) dağıt, sarhoşların köyüne uğra.

Yıldız da senin Ay yüzünü görüp sarhoş olmuş, güzelim gökyüzü de, ey dilber, yüzün de güzel, kaşın gözün, saçların da güzel;
O bambaşka alımınsa güzelliğe sığmaz, ondan da üstün.

Gökyüzü ne senin gibi can Leyla’sı (Âşık olunacak güzel) görmüştür, ne benim gibi güzel bir Mecnun (Sevda yüzünden kendini kaybetmiş);
Zaten böylesine Leyla, böylesine Mecnun da dünyaya hiç mi hiç gelmemiştir.

Zaten zavallı kişi, şu kapkaranlık balçık yurtta (Dünya âlemine saplanıp karanlıkta kalmış) ancak senin gibi Musa gönlüne sahip (Gönlüne bakan, günahlarını gören ve bilen) bir dilberin benim gibi de güzel bir Harun’un (Ağabeyi) bulunacağına, amma eşimizin de bulanamayacağına inanır.

Ey şu yedi değirmenin tek mili, hem altın madenisin sen, hem kimya (Üstün özellikler taşıyan çok değerli olan).

Ey zamanenin İsa’sı (Ölüyü dirilten, hastayı iyileştiren), gel de bize güzelim afsununu (Sihirli sözleri) oku, dirilelim.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Aşkın bizi yokluk âleminden varlık âlemine getirdiğini, aşkın hoşluğu ve sarhoşluğu içinde yaşayış olduğunu ve aşkın tüm kanun ve kurallarının etken olduğunu öğrendik.
2.    Her şeyin saklanıp gizlenebileceğini fakat aşkın kendini gizleyemeyecek kadar etken ve büyük olduğunu öğrendik.
3.    Dünyalık mal ve makam dünyalık aklın zara ve tehlikelere neden olduğunu, Tanrı’ya aşkla sarhoş olup kendimizden geçmenin zarardan ve tehlikeden koruduğunu öğrendik.
4.    Âşık olan kişinin Allah’ın sevgisini kaybetmek korkusu ile çok işten el çektiğini, endişesinden rahatça uyuyamadığını öğrendik.
5.    Allah’ın güzel yüzünü göstermesini, bu yüzü görmeye gücümüz yetmiyorsa yüzünü ayna gibi yansıttığı nurlu kişiyi bize göstermesini istememiz gerektiğini öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren,
Aşkın gizlenemeyeceğini, aşık olan kişinin her halinden anlaşılabileceğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar