22 Ekim 2014 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 820 İNCİ BEYİT

820-  Şu kan dalgalarının oynayışına (Âşıkların heyecanlarına, coşkularına) bak, Mecnunlarla (Âşıklarla) dolu ovayı gör.

Şu görünmeyen işreti (Hak ile birlikte olmanın verdiği zevk halindeyken kalpten gelen söyleyişi) seyret;
Ölüm kılıcından tamamıyla emin (Aşk ile ölümsüzlüğe kavuşarak ölüm korkusundan kurtulmuş, rahat insanları).

(Aşk ile) Leş bile canlanmada, ihtiyar bile gençleşmede, bakır bile madenden sızmış halis (Saf, katışıksız) altın kesilmede.
Şehrimizden (Gönlümüzden) gidenin yerine daha iyisi, daha güzeli gelmede.

Bir şehir (Aşığın gönlü) ki işretle (Zevkle, heyecanla), bollukla dopdolu,

Her sarhoşun elinde bir kadeh;
Bu, işret peşinde, öbürü, sıhhatte afiyettedir.

Bu süt ırmağı (Allah’tan akış halinde gelen gıda) , öbürü bal nehri (Devamlı akış halindeki sağlık ve tatlılık).

Şehirde bir padişah olur.
Bu şehirse ne acayip, padişahlarla dolu,

Gökyüzünde ancak bir Ay (Karanlıkta kalanları aydınlatan) var, bu gökse (Âşıkların göğü, seması) Ay’larla, Zühallerle (Satürn yıldızıyla) dolu.

Yürü, yürü;
Doktorlara, sizin orda işiniz yok de, çünkü orda (Âşıkların bulundukları yerde) ne bir hastalık vardır, ne de kimse rahatsızlık yüzü görür.

Ne kadısı (Hâkimi) var o şehrin, ne şahnesi (Polisi).
Ne beyi var, ne muhtesibi (Bağlanmışlık), dava, düşmanlık, savaş, nasıl olur da (Aşk) deniz (İnin) üstünde yürüyüp gidebilir?

Ey gönül, öylesine bir gönülsün sen ki lütuflar (İyilikler, yardım etme) sahibisin, ihsanlar sahibi (Bağışlarda bulunan);
Gönlüm, yüzünün güzelliğiyle huzura kavuşur güzelim benim.

Senin ikramınla diriyiz ey iki âlemin de kendisine ram olduğu (Buyruğunda olan) dilber (Gönül alıp götüren güzel, Şems Hazretleri) .

Ey adının verdiği hayatla gönlün adına can kesilen, onu dirilten güzel!

Gönül, bedenin çevresinde bir halka oldu, sardı onu, bedenim gönlümle aynı hırkaya girdi;

Sonunda şu ikisi de sende gark (Bedenim ve gönlüm içinde kayboldu) oldu ey gönle lütuflarda bulun (İyilik et) güzel.

Ey gönlün ayağına tutmuş beden, canın da yeri mi, gönlün de adı mı anılır burada?

Gönlün geceleri de seninle aydın (Işıklı), günleri de seninle kutlu (Uğurlu, hayırlı, mübarek).
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Âşıkların gökteki meclisinde ölümsüzlüğe kavuşmuşları seyretmemiz ve onlardaki sevinçli bir coşkunluk içinde emin yaşadıklarını, herkesin hastaların bile sağlıklı hale geldiğini, ihtiyarların gençleştiğini, her yiyecek ve içeceğinin cennette vaat edilenler olduğunu öğrendik.
2.    Âşıkların gökteki meclisinde boyun eğdirecek bir padişah olmadığını, kavga, dövüş, savaş, hâkim, polis olmadığını rahatlık içinde istedikleri yere gidebildiklerini öğrendik.
3.    Âşıkların meclisine katılmak için vücudumuzun ve ruhumuzun Şems Hazretlerinin içinde yer bulmasının gerektiğini, bu isteğimizin candan olması gerektiğini öğrendik.
                                     *
İşte böyle yaren,
Şems Hazretlerini aşkla bağlananın gecelerinin aydın, günlerinin de kutlu olacağını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar