Hest bes pur afet u havf ü hatar
“ Piri kendine rehber (Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse,
delil, şahit)et.
Pir(Deneyimli,
yaşlı bilgin)siz bu Hak yolunda (Eksiklikleri,
yanlışları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan, doğruluk ve insafı gösteren)
sefer korku, âfet ve muhatara (Tehlike, zarar, ziyanla)
doludur.
Pir sana kılavuz ve mürşit
olursa seni Cenab-ı Kibriya’nın bargâhına (İzinle
girilen, yüksek düzeydeki büyüklerin olduğu yer) kadar götürür.
Eğer yol bilen Pir’e yol
arkadaşı değilsen lâmekân (Adresi olmayan yer)
şehrine yol bulamazsın.
Her ne kadar o yol korku ve
muhatara ile dolu olsa da rehber olan Pir’in himmeti (Yardımı,
kayırması), seni onlardan kurtarır.
Şu kadar ki, sen can ve
gönülden ona teslim ol, onun muradından bir adım dışarı çıkma, nefsinin hava ve
hevesinden yüz çevir.
Ne derse emrine uy.
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.
***
Neler öğrendik:
1.
Öncelikle
eksikliklerimizi, yanlışlarımızı yüzümüze söyleyen, yüzleşmemizi sağlayan,
doğru sözlü bu yolu bilen ve yolu aydınlatan ve gösteren yaşlı bir büyüğü
bulmamız, sevgiyle bağlanarak onun tüm isteklerini yerine getirerek hizmet
etmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Tanrı çok şeyi
perdelediği ve değerli olanı görünmez hale (Sır)
getirdiği için doğruyu bulmanın ve uygun davranmanın, hakikati tanımanın, doğru
olanı yapmanın zor olduğunu, bu alana izinli girilebileceğini öğrendik.
3.
Yetki ve izin verilmiş kişilerin önderliği
olmadan, doğru bilerek birçok yanlışlar yapabileceğimizi, yanlış yol izlemekle
zarara, uğrayacağımızı, bu yolda gitmekten korkup çekineceğimizi, vazgeçmemiz
için birçok engel ve hilelerle şaşırtıldığımızı öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Herkes doğruyum, iyiyim,
haklıyım, yaptıklarım iyi der ama bu pazarda ölçü ve tartıya vurulmadan bir
şeyin gerçek değeri söylemekle belli olmaz.
İlle de ölçü, örnek, bir
karşılığı, delili, şahidi olması ve sonucunun görünür olması lazımdır.
Mevlana Hazretleri hep “ Yarabbi, beni doğruları yüzüme söyleyen dosttan mahrum etme”
mealen söylemektedir.
Yüzleşmek zordur.
Yeniden yapılanmak için yüzleşerek eksikliklerimizin, hatalarımızın, kusurlarımızın, günahlarımızın ortaya konup tanımlanması ve bilinmesi gerekir.
Bir pirin yardımıyla
bilinmesi ile sonra kabul etme ve bunlardan temizlenmek gerekir.
Pir gerekli temizlik
yapılmasını sağlayarak; temel ve bu temel üzerine inşa edilecek doğru ve
gerçeklikleri özenle inşa eder.
Kabul ettiğimiz ve
savunduğumuz sonra da yanlış olduğunu anlasak bile, kendi kendimizi ne kadar
telkin etsek de yine eski yanlışına çok çabuk
dönebileceğimiz için; bize anlatıp yol
gösterecek Pir gereklidir.
Kendimizden kurtulup
kendimize başka biri gibi eleştirebilecek duruma gelmek için başka bir Pirin
bizi eğittikten sonra ki yapabilir durumdur.
Yani ben kendimi bilir,
tanırım demek yeterli ve doğru bir tanımlama değildir.
Herkes hayal dünyasında kendi
gerçek dediği hayalleriyle yaşar sıradan biri olarak bu dünyaya gelir ve
giderler.
Uykuda olan ne söylersen
söyle dinlemez, anlamaz, yapmaz.
Uyanmış, ışığa kavuşmuş, yolu
gören kişiye ne mutlu.
Sayılı ve ebedi yaşamı
hedefleyen bu önerilen davranışlara istekli olur, zorluklarına katlanır ve
sevinç içinde yaşama sırlarına ulaşır.
*
RAVLİ YÜZLEŞMEK yazarak
Googleden incelemelisin.
*
RAVLİ