Hemçu hurşid i cihan canbâz bâş
“ Can ormanında bir av
avlamak için doğan ol.
Canın güneşi gibi doğ, canını
parıldat.”
(Doğan kuşu kendi avlanır,
ölmüş hayvan leşinin yanına konmaz.)
Lâmekân (Belli bir adresi olmayan) cihanda gökteki güneşin
doğuşu gibi parlak ol.
Bu olup bitme âleminde bütün
varlıklar, can denizinin coşmasından husule gelen köpüklerdir.
Ne vakte kadar köpüğü köpüğe
çarpacaksın.
Ondan vazgeç.
Can damlasını bu hakikat
denizine ulaştır.
Yürü!
Bu canı canana (Sevgiliye) feda et.
Damlayı ver, karşılık olarak
denizi mükâfat al.
Ne verirsen, onun mislini
alırsın.
Ne dikersen, onun mislini
biçersin.Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.
***
Neler öğrendik:
1.
Kendi avımızı
kendimiz avlamamız gerektiğini, başkalarının avladığı avdan yararlanmak için
uğraşmanın yanlış olduğunu öğrendik.
2.
Canımızın parlak
olması için yeniden doğmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Bir yere
bağlanmamız, hür olmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Dünyada olup
bitenlerin bir köpük kabarcığı gibi kendini gösterip yok olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Peygamberlerden, velilerden
avcılığı öğrenip kendimizi avcı haline getirmemiz gerekir.
Başkalarının elde ettiklerini
sanki kendimiz avlamış gibi ballandıra-ballandıra anlatmamızın yanlış bir
tercih olduğunu öğrendik.
Kendimizi yetiştirerek avcı olmamız
gerekmektedir.
Kim bana ne yapar diye düşünmek ve beklemek yerine ben ne yapabilirim diye harekete geçmemiz gerektiğini öğrendik.
*
RAVLİ