Ben sana diyorum ki, sen öyle yüce bir kişisin ki,
eğer Hazreti Peygamber hayatta olsaydı seni yoldaş olarak seçerdi.
“ Ancak maksadı geciktirecek olan bir düşme tehlikesi bu” dedi.
Şimdi yaptığı gibi sana bir zahmet mi veriyor?
Öyle ise bu iyilikten sonra
yumuşaklık gerekli oldu.
Hayır, ancak bunda bir
ikiyüzlülük bir nifak var ki, o başka yönden geliyor.Şüphe yok ki sen bugün güzelsin.
Ben artık güçsüzüm, sana döndüm; bu noktada duruyor, seni dinliyorum.
Bizden sordular:
“ Bana bir cariye verirlerse, bu meşru bir evlenme olur mu?
Ayrılma veya birleşme hallerinde mihr parası vermek gerekir mi?
Ona parası karşılığında bir şey satabilir miyiz?
“ Evet, bak istediğin gibi sana teslim oluyoruz” dedi.
Bizim sözümüze ve işimize
razı oldu.
“ Onun işlerinden ve
kendisinden sakınır mısın?” diye sorunca da“ Evet” dedim.
Bende:
“ Dilediğin şey mümkündür” derim.
Bu armağanında gerçek davranmış ise hiç nazlanır mıyım?
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Şems hazretlerin Hazreti Muhammed’in dost olarak seçeceği
biri olduğunu öğrendik.
2. Allah adını andığımız bir işte Allah’ın yardımcı
olduğunu öğrendik.
3. Armağan verildiği zaman nazlanmadan kabul etmemiz
gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Her şey akılla, düzenle gitmez.
Tanrı takdiri araya girerse, ikiyüzlülük olursa, söz başka niyet başka olursa ilişkilerin sırrını Allah bilir.
Söylediğimiz bir söz ile karşımızdakinin kendisinden bile gizlediği bir sırrın açığa çıkması olursa, o kişi gizli bir düşmanlığa yönelebilir.
Bu yangında kuru da yanar yaş da yanar.
Yanlış bir tanımlama yapmamak için ve zarara dönüşmemesi için Allah ismini söyleyerek O bilir ifadesi kullanmalıyız.
Anlamak için harcayacağımız güç ve emeği anlaşmak için harcamalıyız, daima anlaşmaya hazır olmalıyız ve anlaşmaya hazır olduğumuzu bildirmeliyiz.
Anlaşmada kurallar ve sınırlar konur ve taraflar buna uyarlar.
Bize kızan birini düşman etmek yerine akıllı davranarak anlaşma yoluna gidilmesi doğru olur.
Böylece yanan ateş yangına neden olmadan söndürülür.
Ağzımızdan çıkan sözün nelere sebep olabileceğinin farkında olarak dilimizi kişilere yönelik fazla oynatmamamız gerektiğine öğrendik.
*
RAVLİ