9 Temmuz 2012 Pazartesi

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE MUHAMMED’E MANADA ÜMMET OLMAK

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Herkes bilir ki, tekkede, cansız bir varlık bile yedi aydan fazla bana tahammül gösteremez.
Medresede beni dinleyenler divane olurlar, ama akıllı kimseleri niçin deli etmeli?

O zaman, onlarla konuşmaya imkân olmaz.
Ancak şu var ki, ben sofi (Kendimi Tanrı'ya adamış) olayım olmayayım bu dergâh temiz insanların yeridir.

Onlarda satın almak, pişirmek kaygısı yoktur.
Cansız varlıkların da ayrılma birleşmeleri vardır.

Ancak onların iniltileri duyulmaz.
Nasıl ki, Kuran’da:
Hiçbir varlık yoktur ki, kendine mahsus dili ile Tanrı’yı övüp ululamasın
(İsra suresi 44) buyrulmuştur.

Bahaeddin.
Ama bilmiyorum ki, ben buraya oturmak için gelmedim.
Hazırlanın da artık beraberce gidelim” dedi

Ben:
Bu gün hazırım” diyordum, sonra vazgeçiyordum.
O hücreye her gelişinde hiç eli boş gelmiyorsun” diyordu.

Ben de ona:
Sen böyle bir şeyleri düşünme” dedikçe o,
Hoşuma gitmiyor!” diyordu.

Bir gün de, Aksaray’da Hacı Ebûbekir’den ödünç bir şeyler almak istiyordu olmadı.
Eli boş nasıl gidebilirim? Dedi.

Ben:
Vazgeçtim” dedim.
O halde:
Dostlara himmet (Yardım) için yararlı bir iş yap” dedi.

Evet, üç kere salâvat getirin ve “ Allahümme Salli Ala Muhammed!” deyin.
Başka ne yersin?
Ne pirinç, ne et, ne et…

Zehra diyordu ki:
Burada dervişin neler yaptığı, senin yaptığın ve başından geçenler Mevlana katında bilinmektedir

Derviş o mertebeye ne ile geldi?
Onun işi, hep hayırdır (İyiliktir).

Biri satranç öğrenmek için altı bin kere oynamıştı.
Toprak üstüne oturmuş bu gün de oynuyordu.

Önce ruhlardan iki tanesini çıkarıyor, sonra da piyadeleri atıyor, böylece her gece bir Mağripli (Batılı) ile üç parti oynuyorlardı.
Atı ve ruhu çıkardı, ben de ayakta seyreder sonra otururdum.

Akıllı ve insanoğlu olan odur ki, hep kendi mektubunu okumasın,
Arada dostun mektubunu da okusun.

Senai ne güzel söylemiştir dedi Mevlana:

Her türlü aşırı isteklerden,
Cimrilikten arınmış bir kalp göreceksin.”

Bu güzel!” dedim.
Bu cevabım hem Mevlana’ya hem de Senai’ye idi.

Yoksa istese idi, ayağı yanık Şerif’e de cevap verirdik.
O, Seyrül-ibad kitabının sonralarında Senai’ye verilen bu cevabı soğuk bulmuştur.

Onun gönülden haberi yoktur.
O kalp, o gönül nerede?

O aşağılık adama öğüt vermişler, nefsini pislikten, cimrilikten, kötü huylardan temizle ki, cehennemden kurtulasın, demişler ama kalp ve gönlün niteliklerinden söz etmemişler.

Yüce Tanrı:
Yerler ve gökler beni kavrayamadı, ama ben mümin bir kulumun gönlüne sığdım” ve ayrıca:
Müminin kalbi, Tanrı’nın iki parmağı arasındadır” ve yine:
O, sizin kalbinize bakar” gibi kudsî (Kutsal) hadislerle kalp mertebesine işaret buyurmuşlardır.

Şu halde:
Aşırı isteklerden ve cimrilikten arınmış bir kalp göreceksin” diyen Senai’nin bu sözü üzerinde çok düşündüm, hatırımı zorladım;
Bu mananın belgesini bulayım dedim.

Mevlana, Senaî’nin şu anlamdaki beytini de okudu.

BEYİT:
Ey Senaî! 
Gel bu âlemde kalender gibi yaşamaya bak!
O, temizlikten dem vuran kuru davacının gözlerine toprak saç!”

İşte kuru davacıların yoksunluğu, onun habersizliği bundandır.
Nasıl ki, Bayezid, ömrünün son gününde zünnar (Hizmet için kendini hazırladı) istedi, Şahadet getirdi.

Şahadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur,
Şahadet ederim ki, Muhammed Allah’ın elçisidir dedi.

Şimdi burada iki görüş vardır.
Bazıları onun Müslüman olarak öldüğünü bazıları da, kâfir gittiğini söylerler.

Bir kimse bu saatte iman getirebilir ve senin hakkında yetmiş yıl uygunsuz sözler söylese de son vaktinde yine sana dönse ve iman getirse kabul edersin” diyebilir.

Hazreti Muhammed’e ümmet olmak nerede?
Hazreti Muhammed nerede?
Ona hem surette, hem manada uyabilmek nerede?

Yani nerede bir ışık ve aydınlık görürsen Muhammed onun göz nuru olur, onun gözü de Muhammed’in gözü olur.

Şeyh nedir?
Müridin varlığı nedir?
Ancak yokluk değil mi?

Zaten, Mürid (Dileyen, isteyen) yok olmadıkça Mürid olamaz.

                  ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                    ***
Neler öğrendik:
1.    Tekkede temiz insanların olduğunu, sessizliğin hâkim olduğunu, herkesin Tanrı’yı içinden andığını, iyiliklerle uğraştıklarını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin tekke yaşantısına uymadığını öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin naz yaptığını öğrendik.
4.    Kalender gibi hoş gören bakış açısına sahip olmak gerektiğini öğrendik.
5.    Kendi temizliğimizi fazla önemseyip başkasını aşağı görmememiz ve suçlamamamız gerektiğini öğrendik.
6.     Kimini defalarca oyun oynayarak öğrendiğini, kiminin de seyrederek öğrendiğini öğrendik.
7.    Kendimizin dışında da önemli işler, doğru görüşler olduğundan dostların sözlerini ve görüşlerini önemsememiz gerektiğini öğrendik.
8.    Kalp ve gönlün nitelikleri hakkında fazla söz edilmediğini öğürendik.
9.    Güzel sözler söylemenin kolay olduğunu, söz edilen özelliklerin aklın anlaması için bir açıklama yapamadıklarını öğrendik.

İşte böyle yaren,

İş ve duruma Peygamberimizin bu konudaki sözünün verdiği ışığında ve aydınlığında bakarsak Peygamberimizin bizim gözümüzün nuru olacağını öğrendik.

Yani Peygamber efendimizin olay ve duruma yaklaşımını ölçü ve örnek alanın peygamber efendimiz gibi nurlu kararlar alıp uygulayacağını öğrendik.

Yani, yani Bir şey yaparken Peygamber efendimiz bu durumda ne yapardı diye kendimize sormamızla Peygamber efendimizden yardımın geleceğini öğrendik.

Salâvat bunun için getirilir.

Ben bilirim, bu benim sorunum diyerek Peygamber efendimizin bu konudaki sözlerini, yaşanmışını kendimize örnek oluşturmaktan kaçınıyorsak, ışık almaktan kendimizi alıkoyuyorsak, aydınlık oluşturmasını dilemiyor ve istemiyorsak bizim doğru ve hakikati görme özelliğimizin gelişemeyeceğini öğrendik, anladık.

Yol gösteren kişi, Peygamber efendimizden istifade etmesini göstermiyorsa, öğretmiyorsa o şeyh değildir.

İstekli olanın kendi bilgilerini Peygamberimizin bilgisinden üstün tutuyorsa hiçbir şey öğrenemez.

Kendini her defasında yok hükmüne (Bilmiyorum, öğrenmeliyim) sokmayanın bilgisine bir şeyler katamayacağını öğrendik, anladık.

(RAVLİ GÖNÜL KALP) yaz Google dan oku.
                                            *
RAVLİ

Popüler Yayınlar