Mevlana Hazretleri buyurdu
ki:
İnsanın sözü onun kokusudur.
Onun nefesinin kokusundan
kendi nefsi anlaşılabilir,Yeter ki insanın burun delikleri nezleden tıkanmış olmasın.
“ Doğruluğun ve aldatıcı yalanın kokusu misk ve sarımsak gibi nefeste belli olur.
Bizim sözlerimizden de bizim kokumuz gelir.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Öğrendik:
1.
İnsanın sözlerini
okuyarak ve dinleyerek, bilgi ışığında, farkında ve tarafsız olarak
değerlendirdiğimiz zaman sayısız gizlenmiş ve gözükmeyen verileri elde
edeceğimizi öğrendik.
2.
Sözleri değerlendirerek o kişinin isteklerini
ve amaçlarını anlayabileceğimizi öğrendik.
3.
(Nezle) Farkında
olmamızı engelleyen takıntılı düşünceler etkisinden, taraftar olmaktan,
geçmişin hesaplaşmasından, geleceğin kaygısından kurtulmuş olarak anı yaşayan
olarak doğru değerlendirme yapmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Nefesin söylene
sözün kuvveti ve kişide gittikçe artan etkisi olduğunu öğrendik.
5.
Sözün fiziksel
duyumunu hemen algıladığımızı, kimyasını değerlendirdikten sonra anlayıp tepki
olarak ifade edebildiğimizi öğrendik.
6.
Koklama, birçok
hayvanların doğaya uyumu için özellikle önemli olduğunu öğrendik.
7.
İnsanlardaysa
görme ve işitme duyumları bu görevi başarıyla yerine getirdiklerinden koku
duygusuna az önem verdiklerini öğrendik.
8.
Söz; görme ve
işitme duyumları gibi uzaktan algılanabilen bir duyudur.
9.
Söz ve ağzında
kendini gösteren tat duyumları kimyasal duyumun ürünüdür ve birlikte
çalışırlar, birbirine geçiş sağlarlar.
10.
Sözün karakteri
hoş olan çekicilik ve hoş olmayan iticiliktir.
11.
Söz, insanların
dilleri aracığıyla birbiriyle kurdukları ilişki olup dil aracığıyla
gerçekleştiren bilgi alışverişi, insansal gelişmede en büyük etken olduğunu
öğrendik.
12.
Konuşma insanı hayvandan
ayıran bir yeti olduğunu öğrendik.
13.
Duyu örgenleri
aracılığıyla gerek dışımızdakilerin ve gerek içimizdekilerinin farkına varmak
olduğunu öğrendik.
14.
İnsanın, içinden
çok, dışını algılayabilmekte bilgilenmiş ve insanlaşmış olduğunu öğrendik.
15.
Algı, dış
dünyanın duyumlarla gelen imgesinin bilinçte gerçekleşen tasarımı olduğunu
öğrendik.
16.
Nesneler duyu
örgenlerini etkilediğini., bu etkinin bilince aktarıldığını, bu etkinin bilince
aktarıldığını öğrendik.
17.
Algıyı tekleşen bu imge haline getirilerek
bellekte biriken eski algılardan gerekli olanlar da çağrışım yoluyla
eklendikten sonra bir tanım yaparak algı gerçekleşmiş olduğunu öğrendik.
18.
Özellikle görme,
işitme ve dokunma duyuları insanın bilincine kavram ve düşünce yapımı için
algısal gereçler taşıyıp depolandığını öğrendik.
19.
Algı duyumların
yorumu olduğunu öğrendik.
20.
Algı duyumlarımızı
anlamlı kılma demek olduğunu öğrendik.
Peygamberi seviyorsan onun
sözlerini kıymetli bil.
Sana değer verilmiş ki söz
söylenmiş.
Ağızdan söz olarak çıkar.
Söylenen söz seni bir manaya
doğru yol göstermiyorsa o sözden bir şey elde edemezsin.
Akıllı sözün bir işaret
olduğunu anlar.
Az söyle çok söyle duvar gibi
olan birisi sözü anlamaz.
*
RAVLİ