(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
7220. Sevgili, gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) gibi otur-otur...
Can (Yaşam, hayat) gibi yersiz-yurtsuz otur-otur.
Beline (Cinselliğine), diline (Sözlerine) az yağma (Kurnazlıkla çarpmaya, vurgunculuk etmeye ara) ver.,
A güzel (Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran) yüzlü, otur-otur.
Bir ömürdür (Yaşam boyunca), gemi gibi gezdin denizde;
Otur-otur.
Eflatun'sun (Asıl adı Ariktosles, platon lakabıyla anılan filozof), Calinos’sun (Tıp doktoru, bilim insanı ve filozof);
Kır safrayı (Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kimseyi içinden, düşüncenden at) ;
Otur-otur.
Şarap gibi acılık (Ağızda oluşan buruklukla yüzünü buruşturmak) ne vaktedek, ne vaktedek (Ne zamana kadar)?
Helva (Şeker, yağ, un veya irmikle yapılan tatlı) gibi otur-otur.
Kanımı içtin (Ayrılıkla içimde kanayan yara oluşturdun);
Ne vaktedek dönüp duracaksın?
Bi (Bir) soluk gene gel;
Otur-otur.
Ne vaktedek lala (Eğitim ve öğretimle görevli kişi) yakıp yandıracak (Yanmamıza sebep olacak) bizi?
Onsuz (O olmaksızın) yalnız otur-otur.
Mizan (Terazi) gibi titredin;
İkizler Burcu gibi (İkizler burcuna mensup olanlar hiçbir zaman karşılarındaki insanlardan fazla zahmet gerektiren ağır isteklerde bulunmazlar.
Birlikteliğe önem verir, huzurlu bir hayat isterler.
En önemli meziyetleri çalışmayı bir zevke dönüştürebilmeleridir) otur-otur.
Beni savmaya (İstemiyorsun, yanından uzaklaştırmaya) çalışıyorsun;
Yarın (İleri zamanda) diyorsun...
Yarından (Bu gün bitmeden) önce otur-otur.
Kevser (Cennet suyu) gibi arı-durusun (Saf, tertemiz);
Hoşlardan (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk verenden) da hoşsun.,
Hiç bulanma (Duruluğunu yitirme);
Otur-otur.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Kalpte oluşan duygularımızın kaynağının bu biçimde yerleştiği yerde kalması gerektiğini öğrendik.
Cinsel arzularımıza, sözlerimize, kurnazlığa baş vurmamak, ölçülere tam olarak dikkat etmek gerektiğini öğrendik.
Devamlı gezmekten vazgeçip bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek gerektiğini öğrendik.
Aklımızı, düşüncemizin sıkıntı vermeyecek, tedirginlik yaratmayacak rahatsızlık vermeyecek bilim adamlarının ışığında yaşamak gerektiğini öğrendik.
Sevenlerin, birlikte yaşayanların alışık olduklarını, ayrılıkta acılık oluşturacağından birlikte oturmak gerektiğini öğrendik.
Aşık olanın sevdiğinin ayrılığından çok üzüleceğini, ayrılık tavrıyla verilen derslerin sevenlerin yanmasına sebep olacağını öğrendik.
Birliğe önem verenlerin zahmet verecek isteklerde bulunmayacaklarını, birlikte olmanın huzurlu yaşamını istediklerini, birlikte çalışmayı zevke dönüştüreceklerini öğrendik.
Yapılması gerekeni ileriye ötelememek gerektiğini, hemen orada yapılması gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah'ın verdiği yapının saf temiz bir yapı olduğunu, beğenilen ve hoşluk oluşturan durum oluşturduğunu, hiç kendimizi bulandırmadan, kendimizi alt-üst etmeden, kuşkudan uzak durumumuzu muhafaza etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
